"Evet anne!" Çantamı sırtıma takıp odamdan çıktım. Bu gün okulun ilk günüydü. Tamam, şu an annesinin elinden tutup heyecanla okula gidecek olan biri değildim. Heyecanımın bu yüzden olduğunu düşünmeyin. Kısa bir süre önce Seul'a taşınmıştık ve bu gün okula kaydım tamamlanmıştı. Yani, merhaba yeni okul. Annemin yanağına ufak bir öpücük kondurup evden çıktım. Okulun yolunu daha önce birkaç kez, kayıt işleri için gittiğimden biliyordum. Yani şu anlık hiçbir sorun yoktu.
15 dakika kadar bir yürüyüşün ardında sonunda okula varmıştım. Önceki okulumdan daha büyük bir okuldu burası. Bahçesi genişti ve birçok öğrenci vardı. Derin bir nefes alarak okula girdim. Sınıfımı bulmam gerekiyordu. Evet, günün ilk sorunu ile karşı karşıyayım. Etrafımdan geçen kişilere bakıyordum. Hiç bu kadar çekingen olduğumu hatırlamıyorum. Normalde yanımdan geçen herhangi birisi ile uzun sohbetler yapacak bir potensiyelim vardır. Sanırım etrafı daha tanımıyor oluşum beni çekingenleştiriyordu. Sonunda kenarda durmuş benim gibi etrafı izleyen çocuğa sormaya karar verdim. Kahverengi saçları hafif dağınık, gözleri baygın bakıyordu.
"Hey! Acaba şu sınıfın ne-" Yanımdan uzaklaşan çocuğa şaşkın baktım. Sadece kağıtta yazan sınıfın nerede olduğunu soracaktım. Elime geçen tek şey peşinden bakmak olmuştu. Ne kaba birisi! Nefesimi tazeleyip etrafta gezinmeye başladım. Kendi sınıfımı kendim bulabilirdim. Bir kağıda bir de sınıf kapılarına bakarak koridorda ilerliyordum. Taa ki biri ile çarpışana kadar. Özür dileyerek birkaç kez önünde eğildim.
"Sorun yok." Gülerek elini omzuma koydu ve eğilmemi engelledi. "Sanırım okulda yenisin?"
"Evet." Elimden kağıdı alıp biraz inceledikten sonra geldiğim yol boyunca ilerlemeye başladı. Bir şey demeden peşinden ilerlemiştim.
"Sınıfın burası." Durduğunda bende duymuştum. Elindeki kağıdı uzattığında ise hemen aldım. "Sınıfın burası. Eğer bir sorun olursa beni hemen yan sınıfta bulabilirsin."
"Teşekkür ederim, ee, şey."
"Doyoung, adım Doyoung."
"Teşekkür ederim, Doyoung."
"Rica ederim." Kolundaki saate bakıp dersin başlamasına 5 dakika gibi bir süre kaldığını söylemişti. İyi dersler dileyerek sınıfıma girdim. Fazla kalabalık bir sınıf değildi. Cam kenarında boş bir sıra bulup oturdum. Hemen yanımda duran kızların selam vermesi ile ufak bir sohbet açılmıştı aramızda. Arkadaş edinmek güzeldir. Öğretmenin derse girmesi ile herkes yerine geçmişti.
"Çocuklar, bu gün yeni bir arkadaşımız var aramıza katılan." Öğretmen bana dönüp yanına gelmemi işaret ettiğinde hızla yerimden kalkıp tahtanın önüne geçtim. Önce eğilip selam vermiş, ardından kendimi tanıtmıştım. Yerime geçerken de gözüme sınıfın diğer köşesinde oturan çocuk takıldı.
Ahh, demek o terbiyesiz çocuk ile aynı sınıftaydım.
-
SUPRISE :3
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
