0.6

603 83 55
                                    

Önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun ^^

"N-ne?"

"O soruları yapan tek kişi Asahi değil, bende yaptım. Öğretmen anlatmadığı bir konuyu bize soracak değil, anlattı da. Derste boş yere çene çalmak yerine not tutmayı dene. Belki gelecek sefer birkaç soru fazladan yaparsın." Göz kırptığımda kız sinirden delirmek üzereydi. Diyecek bir şey bulamayıp hızla omzuma çarparak yanımdan geçmiş, sınıftan çıkmıştı. Ve peşinden de etrafındaki kişiler. Gülümseyerek hemen Asahi'nin yanına oturdum.

"Hey, öğlen yemeği için kafeteryaya içmediğini gördüm. Ve notlarını benimle paylaştığın için sana teşekkür niyetine bunları getirdim." Ellerindeki yiyecekleri önüne koyup somurtuk yüzüne baktım. Hafiften gözleri sulu suluydu. Hafifçe omzuna dokunduğumda gözleri daha da doldu. Bu cidden ağır bir suçtu, Asahi için değil, herkes için.

"Asahi, bir şeyler yemeli- Hey, nereye?" Yanımdan hızla kalkıp sınıftan çıkmıştı. Sanırım ağlıyordu. Peşinden gidip ona destek olduğumu göstermem gerekiyordu. Yerimden kalkmadan önce çantamdan bir şişe su alıp peşinden ilerledim. Bu çocuk niye bu kadar hızlıydı?! Koridordaki diğer öğrenciler yüzünden ona yetişmem çok zordu. Gözden kaybetmesem yeterdi, umarım.

Bir süre koridorlarda koşturduktan sonra, Asahi boş olduğunu düşündüğüm bir sınıfa girmişti. Peşinden de ben. Burası eski müzik sınıfıydı. Okulun en ücra köşesinde olan bu boş sınıf, Jeongwoo'nun anlattığına göre yeterince büyük olmadığı için artık eski veya kırık müzik aletleri için depo olarak kullanılıyormuş. Kırık kapısı yüzünden de kilitlenmiyormuş.

"Asahi?" Yavaşça karanlık sınıfa girdiğimde bir an ürperdim. Koyu renk perdeler yüzünden içerisi oldukça karanlık görünüyordu, hatta görünmüyordu hiçbir şey. Yavaş adımlarla fazla büyük olmayan, yarısından fazlasına eski müzik aletleri yerleştirilmiş sınıfta ilerledim. Asahi, büyük bir piyanonun dibinde, bacaklarını kendine çekerek yere oturmuştu. Usulca yanına oturup sessizce bekledim. Ağladığı, nefes alış verişinden belliydi. Sakinleşmeye başlayınca boğazımı temizleyip nazik bir sesle konuştum.

"Biraz su iç." Önce elimdeki suya bakmış, sonra başını usulca sallayıp elimden şişeyi aldı. Birkaç yudumun ardından içmeyi bıraktı. Gözlerinin hâla sulu sulu olduğunu biliyordum. Bu yüzden ona doğru dönüp yüzünü elleri arasına aldım. Islak yanaklarını silip hafifçe gülümsedim.

"Ağlama Asahi, gamzeni gözyaşların ile doldurma."

JaeJeong shipleyip sizin için JaeSahi yazan bir yazarınız var ☺

JaeJeong shipleyip sizin için JaeSahi yazan bir yazarınız var ☺

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
naughty boy. jaesahi ✔Where stories live. Discover now