jungkooi:pasta için
sağ ol jiminie.
jimboi:rica ederim
beğendin mi?
jungkooi:elbette
çikolatalı severim.
jimboi:sevindim.
jungkooi:yarın geliyor
musun okula?
jimboi:evet
geliyorum.
jungkooi:tamamdır.
*Seokjin ve 5 salak*
jungkooi:Tae?
blanktae:efendim?
jungkooi:ses seda
yok mu?
blanktae:yok.
wwhjin:bizi mi
yiyorsun tae
illa olmuştur.
blanktae:sana yalan
borcum mu var Seokjin
Hyung?
jungkooi:bugün sana
gelelim
Tae.
blanktae:gelin
tabii.
jungkooi:jimin yarın
okula gelecekmiş
Daesung itiyle kavga
falan ederler belki
dinleriz.
ourleader:iyi fikir.
sleepymin:ben
de gelirim.
yourhope:ben deeee.
wwhjin:ben de.
jungkooi:hadi
çıkıyorum ben
hyung'lar siz de
çıkın.
ourleader:tamamdır.
Jungkook hyung'larıyla birlikte soğuktan titreyerek Tae'nin evine ulaşmaya çalışıyordu. Telefonunun titrediğini duydu,cebinden çıkardı ve Tae'nin aradığını gördü.
"Efendim Tae?"
"Jungkook,hızlı gelin. Sesler-"
"Sikeyim. Kapat tamam."
Telefonu kapattıktan sonra hyung'larıyla hızlanabildikleri kadar hızlandılar. En son kapının önüne vardıklarında Tae endişeli bir yüz ifadesiyle kapıyı açtı ve durumun iyi olmadığını söyledi.
"Jungkook çok kötü vuruyor."
Jungkook'un öfkesi üzüntüsünü ezip geçiyordu. Jimin'in hıçkırıkları ve bağırışları karşısında aynılarını kendisine kat be kat yapma isteği de çok yoğundu.
"Şerefsiz. Tae şuan bu sesleri kaydediyorsun değil mi?"
"Evet Jungkook."
"Yarın için bir planım var."
