-Hangi konuda ?

-Ailem Ümraniyedeki çadırkentte onları oradan kurtarmama yardım edin. Daha önceden kaçmışsınız ailemide çıkarın oradan.

-Buradan kurtulalım yardımcı olacağız.

-Pekala o zaman gece sizi kurtarmaya geleceğim.

-Ama nasıl yapacaksın.

-Aklımda bir plan var şimdi normal davran biri geliyor.

Kapı sertçe açıldı. Kerem yine burnundan soluyarak sert bakışlarını üzerimize çevirdi. Derinin elindeki tepsiye vurup fırlattı.

-Sen nasıl bir hainsin Derin babamın katillerine nasıl yemek verirsin ?

-Eğer güçten düşerlerse işkenceyi hissedemeden bayılırlar. O yüzden güçlenmeleri lazım. Acıyı hissetmek için.

-İşte seni bu yüzden bu kadar seviyorum.

Bırak kalanını Ahmet yedirsin.

Derin Keremin koluna girip odadan yavaş adımlarla çıktı.

-Ayda bak işte Umut ayağımıza geldi.

-Bu kıza güvenemiyorum.

-Güvenini kaybetme her halükarda ya öleceğiz ya öleceğiz. En azından şansımızı deneyelim.

-Pekala öyle olsun.

         23:56             -:------0------:-            23:56

-Doğa uyan çabuk dışardan bir ses geldi.

-Ne sesi ?

-Bir tıkırtı var.

-Sakin ol.

Kapı usulca açıldı karanlıktan dolayı kim olduğunu göremedim. Ama yaklaşınca sesinden kim olduğunu anladım.

-Sakın sesinizi çıkarmayın sizi kurtarmaya geldim.

Bileklerimizi çözdü ayağa kalktığımda hafif yalpaladım. Aydanın elinden tutup Derini takip ettim.

-Eşyalarınızı hazırlamıştım. Kapının oraya koydum.

-Herşeyi düşünmüşsün ama nöbetçiler ?

-Hepsi uyuyor yemeklerine uyku ilacı kattım.

-Peki ya Kerem ?

-Onunda yemeğine kattım siz merak etmeyin ben herşeyi hallettim.

-Pekala.

Çantalarımızı alıp ilk kapıdan çıktık. Derin çantasından çıkardığı tabancayı bana uzattı.

-Ne olur ne olmaz bulunsun istedim.

-Ama ben hiç kullanmadım.

-Öğrenirsin hadi hızlı olun.

Merdivenden yukarı doğru çıkıp ilk geldiğimiz eve ulaştık. Özgürlüğümüzle aramızda bir tek kapı kaldı. Evin içine girdiğimizde ölü gibi uyuyan nobetçilerle karşılaştık.

Evin antresine geldiğimizde içim rahatlamıştı. Özgürdük artık ve Derin bizimleydi. Hem görevimi kazandım hemde özgürlüğümü.

Hemen kapıya sarıldım açmaya çalıştım ama açamadım.

-Açamazsın kilitli bekle anahtarı bende.

Derin kapıyı açmaya çalışırken. Bir anda ışıklar yandı.

-Bir yere mi gitmeyi düşünüyorsunuz ?

Kerem elindeki silahı bize dogru uzatmış ateşler püskürterek saldırmaya hazır bir şekilde bekliyordu.

-Kerem gitmemize izin ver yoksa bütün yaptıklarını herkese anlatırım.

-Neyi anlatacaksın ki ? Ne yapmışım.

-Babanı öldürdün Kerem o gece herşeyi gördüm.

-Demek gördün peki neden yaptığımı biliyormusun ?

-Bunun bir nedeni olamaz Kerem.

-O bunak herif sokakta bulduğu herkesi buraya topluyor. İlerde yiyecek ve içecek su bulamayacağız. Lider ben olmalıydım. İlk icraatımda bir boğazdan kurtulmaktı. Her şeyi senin için yaptım açlık çekme diye.

-İstersen ağzınla kuş yakala hiçbir kuvvet bana seni sevdiremez.

-Demek öyle peki ya bu ?

Silahın namlusunu Derine doğru uzattı. O anda bir şeyler yapma kararı aldım. Aldığım kararın sonuçları tehlikeli olabilirdi. Elimdeki silahı hızlı bir hareketle Derinin kafasına dayadım.

-Sen yapamazsın ama ben yaparım Kerem. Ya bizi serbest bırak ya da Derinin ölümünü izle ona ne kadar aşık olduğunu biliyorum yapamazsın.

-Sen nereden bilebilirsin ki.

Yutkundu ve silahını daha iyi kavrayarak ateşlemeye hazır bekledi. Yapamayacağına o kadar emindim ki. Silahı ateşledi. O ses kulaklarımızda yankılandı. O an bitti dedim. Ama silahın ateşlendiği yeri görünce içim rahatladı. Duvara ateş etmişti.

-Yapamıyorum o kafanı dağıtamıyorum . Ama sana olan aşkım işte bu duvardaki delik gibi kafamı delik deşik ediyor. Gitmekte özgürsünüz ama sizi gördüğüm ilk yerde öldürürüm.

-Bizi göremeyeceksin.

Derin anahtarı Aydaya uzattı. Tedbir amaçlı silahı indirmedim. Kapıdan yavaşça uzaklaştık. Evden yaklaşık 20 metre uzaklıkta kapının oradan bize doğru bakan Keremi gördük. Biz uzaklaşana kadar uzaktan basit bir nokta gibi gözükene kadar kapıda bekledi.

Sonra bir silah sesi daha geldi. Silah sesinin evden geldiğine eminim. Derin her ne kadar sevmesede gözyaşlarını tutamadı.

Ben önden ilerliyordum.Ayda Derinin koluna girmiş onu teselli ediyordu. Sanırım Ayda önyargılarından kurtulmuş yeni bir dostluğa adım atıyor.

Bu geceyi çıkaracak bir yer bulmalıydık. Evden uzak bir yer.

-Bu geceyi çıkaracak bir yer bulmalıyız.

Ayda ellerini ovuşturarak bir fikir ortaya attı.

-Eve gelmeden önceki kaldığımız yere gitsek olmaz mı ?

-Olmaz orası çok yakın.

Derin sessizliğini bozup elleriyle bir tepeyi işaret etti.

-Şu tarafta bildiğim bir yer var. Orası hem eve uzak hemde saklanmak için uygun.

-O zaman oraya gidelim götür bizi.

-Pekala takip edin beni.

Ayda titremeye başlamıştı. Kolumu beline sardım.

-Herşey yoluna girecek az kaldı. Şimdi iki kişi olduk geriye 3 kişi kaldı.

-Birini bulmak zor oldu digerlerini nasıl bulacaksak.

-Pyroma bir şekilde yardımcı olacaktır. Sahi pyroma nerede ?

Aydanın yüz ifadesi değişti ve korkulu bir bakış attı.

-Ayda sakın bana onu evde bıraktığını söyleme.

-Yastığın içine sakladım.

-Böyle işin ben.

-Doğa bilemezdim.

Derin bizim tartıştığımızı farkedip bize doğru yaklaştı. Çantasının fermuarını açıp içinden pyromayı çıkardı.

-Bunu mu arıyordunuz ?

Diyerek sinsi bir gülüş attı. Pyroma elinde bir meşale gibi parlıyordu. Bu karanlıkta gözümün kamaşmasına sebep oldu.

-Sen bunu nereden biliyorsun ?

-Herkesin bir sırrı var demek ki.

-Evet seninde olduğu gibi iki numara.

RİCA EDİYORUM HIKAYEYE DESTEKTE BULUNUN. ÇOK BİR ŞEY İSTEMİYORUM. OY VERİP YORUM YAPINIZ. İYİ VEYA KÖTÜ BÜTÜN YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

SIFIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin