하나 = eşitlikler bozuldu, denklemlerin yıkımından hatıralar kırıldı.

429 56 81
                                    

1903- İsveç

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1903- İsveç

Eşitlikler bozuldu, kanadı denklemin korkusuz gölgesinin altında.
Kanadı kırık kar taneleri, zaman geçse bile
Asla geri gelmedi şarap kızıllığında.



Bir çerçevenin içinde dolup taşan kırgın ışık fümeleri, adeta bulutların içinden tüm asaletiyle yağan kar tanelerine göz kırpıyordu. Tüm odak parçacıkları o ışık kırılımında parçalanıyor, bu yüzden perçinlenen kalp atışlarıyla heyecanlanan genç kadın; topuklu rugan ayakkabısının karda bırakığı adım izlerini sıklaştırıp sevinçle ilerlemeye devam ediyordu.

Kırık denklemlerin yol ağzında dört bir yana devam eden adımlarla hikayenin bu kısmına gelen genç kadın, kar tanelerinin adeta oyuncak kar küresindeki gibi yer yüzüne inmesinden ötürü memnundu.

Baskın ama küçücük olan kar tanelerinin yeryüzünü kaplaması her zaman ona hayranlık uyandırıcı gelmişti.

Ve şimdi o hayranlığı dibine kadar yaşıyordu; belki de elinde tuttuğu küçük cep boyutundaki çerçevenin, kırık güneş ışıklarında bile parlaması bu yüzdendi.

Onu; üstünde uzunca duran siyah kabanının genişçe dikilmiş dış cebine atarak onu mini kar tanelerinden korumayı hedefledi.

Genç kadına göre soğuktan, ama bizce heyecandan kızarık olan yanakları; beyaz tenine yapışan kar tanelerini adeta, pamuğa dökülen kan kırmızısı şarap kadar ilgi çekici ve cezbediciydi.

Dudaklarını ıslattı ve burnu ile ağzını, boynundan kaydığından dolayı gevşek olan, şalına olabildiğince bastırdı. Eğer bunu yapmazsa sinüziti azar ve zaten hemen hastalanıp yataklara düşebilme potansiyelini taşıması onu bedbaht edebilirdi.

Ama her şeye rağmen mutluydu. Ait olduğu yerde, hissettiği ve hislerini yaşatabileceği yerdeydi. Deri el proje çantasında tuttuğu çalışma planları ve tatbikinde artık işini yapacağının en büyük belirtisinin buraya gelmiş olması onu heyecandan çıldırtıyordu tabiri caizse.

Binbir gece masallarını andıran ve onu maceradan maceraya atan zihni, nihayet kendi hayalini; kendi ideallerini gerçekleştirmenin mutluluğu içerisinde bir küçük çocuğun sevinçten çığlık atması gibi büzülüyordu.

Ardında bıraktığı derin adım izleri ile birlikte dudaklarındaki derin gülümseyle hemen taştan kaldırımların ilerisinde, içerideki sıcaktan dolayı buharlanmış camlarıyla olan mini kafeyi odağına aldı.

Hızlı adımlarla karda bata çıka yürüse ve ayak bileklerinde duran eteğine zorluk çıkarsa da, bukle kısa kahve saçlarına dokunarak içeriye vardı.

Nihayet, kapının üstünde duran minik çan, kulaklara dolmuş ve kadın gülümseyerek içeriye girmişti. Elindeki siyah deri eldivenleri ile tuttuğu çantasını sol eline alarak ahşap ama mahir bir marangozun yapımı olan masalardan birisine geçip oturdu.

Love Poem ℘ KTH ✓Where stories live. Discover now