Bulanık Su Dalgası;"36"

200 12 5
                                    




Bölüm Şarkısı; Vega/Serzenişte


*

"Yıldırım Canar'ı nerde bulabiliriz?"

Miranın kasılan çenesi, ateş püskürten gözleri ve sıktığı yumruğuyla Yıldırım Canar'ın yerini söylemeyen adamın yaşayacaklarının fragmanıydı. Adam Yusuf'un boğazını tuttuğu elini tutup kendinden uzaklaştırma çalışırken daha çok sıkmasına neden olduğunu farkına varamıyordu.

"Bırak!" diye tısladı sonunda. "Bulamazsınız siz kafayı mı yediniz o adamı arıyorsunuz?!" diye devam etti.

Yusuf psikopat bir tavırla "Hee kafayı yedik!" deyip adamın boğazını daha fazla sıkmaya çalıştı. Sonunda Miran kolunu tutup, "Tamam" deyinceye kadar devam etti.

"Abi bırak!" dedi öfkeden gözü dönmüştü. Bu yolda her şey mübah, gerekirse katil olurum düşüncesindeydi. Ama Miran'ın buna fırsat vermeyeceği apaçıktı.

"Hadi Yusuf, daha yolumuz uzun!" dedi öfkesini dindirmeye çalışırken, Yusuf o esnada adamı kirli bir şeymiş gibi kenara fırlattı. Duvara çarpıp yere düşen adam dakikalardır sıkılan boğazının bir anda bırakılmasının etkisiyle öksürmeye başladı. Miran ensesini kaşıyıp, yola ne şekilde devam edeceğinin muhasebesini yapmaya başladı.

"Bu adam ne olacak şimdi?" dedi Yusuf nefretle baktığı gözlerini adama çevirdi.

"Bilmiyor nerde olduğunu bilse söylerdi. Bir genç kızın hayatını karartan adamı saklayacak kadar karaktersiz birine benzemiyor." dedi Miran.

Bu bir yemdi. Adamın vicdanına dokunup, bir şekilde Yıldırım Canar'ın yerini öğrenecekti. Vicdanı varsa eğer.. Yem olduğunu anlamayan Yusuf, çıkıştı.

"Abi saçmalama! Bu bir iz, kan kusturana kadar zorlarız bir şekilde öğreniriz. Pes edip döneceğiz deme!" Yusuf öfkeliydi. Sözleri fütursuzdu. Miran iç çekti, "Yusuf! Bilmediği bir şey için kimseye kan kusturamayız. Adam bilseydi, hayatı kararmış bir genç bir kızın intikamına kulak asamazdı."

Yusuf yumruğunu sıktı. "Deliriyorum! Nasıl? Nasıl bilmez! Bu onun şoförü değil mi? Nasıl her adımını bilmez!" Yusuf'u sakinleştirmek kolay değildi ve Miran sözlerinin yem olduğunu hala nasıl anlamadığına şaşırıyordu.

Konuşulanları dinleyen, duvar dibinde kaşı patlamış şekilde oturan adam konuşulanlara kulak veriyordu. Dayanamadı ve söze atıldı.

"Fabrikasında.." Dedi, Uzun süre konuşmadığından bir kaç kere öksürdü sonra devam etti.

"Yani şu saatlerde, ölüm kalım yoksa fabrikasında olur." dedi.

Yusuf ve Miran adama baktı. Yusuf biraz şaşkın, Miran ise planının sonuç vermesinin mutluluğuyla..

Yusuf duramadı adamı oturduğu yerden yakasına yapışarak kaldırdı. "Niye söylemiyordun lan!" diye bağırdı.

Adam, " Bir genç kadının intikamı için deseydiniz, söylerdim. Kadınlara yapılan en küçük bir şeyi bile affetmem, bu babamda olsa satarım!" dedi. Yusuf'un gözlerinde anlık bir parıldama geçti, bunu beklemiyordu ve Abisinin yaptığı planı da anlamış oldu. Yakasını tuttuğu adamı yavaşça bırakıp, "Eyvallah birader.." dedi. Adamın üstünde ki tozları eliyle silkeleyip, "Kusura bakma, az hırpaladık seni.." diye devam etti mahcup bir şekilde.

Adam gülümsedi. "Sorun değil abi, sizi fabrikaya götüreyim, buyurun." deyip arabasını işaret etti. Miran, "Sen önden ilerle kardeş, biz takipteyiz" deyip arabalara ilerlediler.

BULANIK SUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin