12

1.8K 122 111
                                    

Dracoyla yaklaşık 2 haftadır konuşmuyorduk. Üzülüyordum fakat daha kötüsünü yaşamıştım. Bu durum için, üstelik ne olduğu tam olarak belli olmayan bişey için yerle bir olmak kendime haksızlık olurdu.

Sabah kalkıp hazırlandım. Bugün haftasonuydu. Pansyde uyandırıp birlikte yemekhaneye indik. Draco ordaydı. İçeri girdiğimde 2 saniyelik göz göze gelmiştik. Draco son zamanlarda hep blaise ve goyle ile takıldı. Birbirimizin yüzüne bakmıyorduk. Onu özlüyordum.

Kahvaltı ettikten sonra altın üçlünün yanına gittim. Onlar her zaman ki gibi ron'un yemeğini bitirmesini bekliyordu.

Y/N: selam

Herm/harry/ron: selam

Y/N: afiyet olsun ron :)

Ron: soğol y/n (sağol)

Herm: ee nasılsın?

Y/N: aynı işte

Harry: hala aynı mı davranıyor

Y/N: uf maalesef

Biraz daha sohbet ettikten sonra Pansyle birlikte ortak salona gittik. Bi süre sonra içeri goyle ve blaise girdi. Draco yanlarında yoktu. Karşımıza oturdular.

Pansy: draco nerde?

Blaise: babası geldi ve konuştular. Odadan çıktığında sinirli ve üzgün görünüyordu. Peşinden gittik fakat gelmeyin diye bağırdı. Biz de gitmedik.

Y/N: nasıl yani onu tek mi bıraktınız?

Goyle: üzgünüm ama biz draconun peşinde koşmak zorunda değiliz.

Hızla ortak salondan çıktım. Draco'nun olabileceği her yere baktım son olarak erkekler tuvaletine gittim. Çok sınırlı görünüyordu. Aynadan yansımamı görünce hızla bana döndü.

Y/N: hey iyi misin?

Draco: iyiyim!

Y/N: draco ailen için bunları yapmaya değmez, kendini üzme onlar için-

Draco: sen nerden bileceksin y/n!

Y/N: anlıyoru-

Draco: Senin bir ailen yok nerden anlayabilirsin!?

Kırgın gözlerle dracoya baktım.

Y/N: ya yeter artık! yanında olmak istiyorum ve senin yaptığına bak! Kendine gel ya! Bir daha benimle böyle konuşma!

Draco: bak y/n-

Y/N: sakinleşince konuşalım draco. Kalbimi kırıyorsun. Bende senin kalbini kırmak istemiyorum.

Diyerek hızla oradan gittim. Kalbim kırılmıştı. Bi yandan haklıydı. Fakat ben onun iyiliği için söylemiştim. Ortak salona gittim. Pansy'nin yanına oturdum. Yüzümün düşük olduğunu görünce konuştu;

Pansy: y/n? Ne oldu? Neden böylesin?

Pansy dolu gözlerle baktım. Blaise ve goyle de yanıma geldi.

Blaise: heyy! Ne oldu?

Olanları anlattım. Pansy çok sinirli görünüyordu.

Goyle: ah aptal malfoy! Sinirliyken ne söylediğini bilmiyor. Umursamamaya çalış lütfen.

Y/N: umursamıyorum ama kalbim kırıldı

Pansy hızla ayağa kalktı.

Y/N: pansy nereye gidiyorsun!?

Pansy: o aptal malfoyu bulmaya!

Y/N: hayır pansy gel gitme değmez. Hem şuan yanlız kalması lazım.

Pansy: ama-

Y/N: gel hadi

Tekrar sinirle yanıma oturdu. Ona sarıldım. Karşılık verdi.

Y/N: saol dedim sarılırken

Pansy: bişey yapmadım ki ama istersen yapabilirim

Güldük. Blaise, goyle ve pansy ile biraz daha sohbet ettik. Ufak bi dedikodu yaptık. Yarım saat sonra ortak salona biri hızla içeri girdi. Resmen kapıyı tekmeledi. Kim olduğuna bakmak için o tarafa döndüm. Dracoydu. Yüzüne boş boş baktım. Bikaç saniye sonra tekrar önüme döndüm. Yılanlı yüzüğümle oynamaya başladım. Bende draco gibi stres olunca yapardım bunu. Draco yanıma oturdu.

Draco: y/n söylediklerim için üzgünüm ben çok sinirliydim ne dediğimi bilmiyordum

Cevap vermedim.

Draco: y/n lütfen.. bak gerçekten çok üzgünüm öyle demek istemedim.

Y/N: tamam artık gider misin!? her şey özür dileyerek düzelmiyor!

Draco: biliyorum ama.. tekrardan özür dilerim..

Dedi ve ortak salondan çıktı. Blaise ve goyle'ye döndüm.

Y/N: draco sanırım babasıyla tartışmış. Moreli çok bozuktu. Onun yanına gidin.

Pansy: sana dediği şeyden sonra onu nasıl affediyorsun? Üstelik hâlâ onu düşünüyorsun?

Y/N: onu affetmedim. Sinirle söyledi biliyorum fakat kırgınım ona hâlâ. Benimle böyle konuşamaz. Ama şuan onunda moreli bozuk. Ailesini çok kafasına takıyor biliyorsun..

Blaise: tamaam ne dersen o

Blaise ve goyle salondan çıktı. Pansye uzun uzun dedikodu yaptık. Ödev de yaptık. Akşam yemeği saatine kadar ordaydık. Kurt gibi acıkmıştık. Hemen aşağı, yemekhaneye indik. Masaya oturduk. Draco karşımda oturuyordu. Arada bakışlarını üzerimde hissediyordum. Ama bakmıyordum. Pansyle iştahlı ama kibar bir şekilde yemek yedik. Draco çok az yemişti. 5 dakika sonra masadan kalktı. Blaise ile goyle'ye baktım. Sorar gözlerle baktım.

Blaise: doğru tahmin etmişsin. Tartışmışlar babasıyla o yüzden biraz moreli bozulmuş.

Anladım der gibi başımı salladım. 10 dakika sonra doymuştum. Kimsenin yemeği bitmemişti. Pansyler de hala oturuyordu. Odada görüşürüz diyip masadan kalktım. Odama doğru gidiyordum ki Draconun hızla bir yere gittiğini gördüm. Dışarı çıktı. Karanlık ormana girdi. Peşinden gittim. Asam elimdeydi. Baya yürüdü. Bi süre sonra küçük ev gibi bi yere geldi. Etrafa bakındı ve içeri girdi. Kapıyı dinlemeye başladım. Sesleri biraz uzak geliyordu fakat anlaşılıyordu. V-voldemort'un sesi..

V: draco! Sonunda geldin. Dikkatlice geldin değil mi?

Draco: evet efendim. Kontrol ettim.

V: aferim. Hallettin mi Kayıp Dolabı?

Draco: evet efendim.

V: y/n'nin bitiremediği işi sen bitireceksin draco. Ama ondan önce, onu bana getir.

Draco: k-kimi?

V: y/n lewis'i! Sanırım aranızda bişeyler varmış. Onu kandırabilirsin değil mi?

Draco: hayır olmaz! Y/N'yi getiremem.

V: ne demek getiremem!

Draco: benden başka birşey isteyin yeter ki ona zarar vermeyin!

V: eğer söylediklerimi yapmazsan öleceksin draco..

Draco ses vermedi..

Lucius: draco istediğinizi yapacaktır efendim.

Bu adam.. o sarışın adamın sesiydi. Draco'nun babası olan..

V: aferim, aferim.. şimdi gidebilirsin draco. Kızı getirmek için 3 günün var..

Hemen saklandım. Draco ev gibi yerin kapısından çıktı. Ağlıyordu. Hızla hogwarts'a doğru gidiyorduk. Ben arkasından tabii. Yanlışlıkla büyük bir ses çıkarmıştım. Hızla ağacın arkasına saklandım. Biraz etrafına bakındı. Kimseyi göremeyince yürümeye devam etti. Hogwarts'a geldik. Hâlâ dracoyu takip ediyordum çünkü odasına gitmemişti. Astronomi kulesine çıktığını fark ettim. Peşinden gittim..

Bölüm bu kadardıı. Biraz geö attım farkındayım. Kitabın okunması yükseliyor çok teşekkür ederimm. Oy atanlara ayrı teşekkürlerr. <3

Draco Malfoy-Hayal et 2Where stories live. Discover now