y/n: bişey mi oldu?
nazikçe kolumdan tutup masadan uzaklaştırdı.
ron: harry'nin söyledikleri doğru mu?
y/n: ne söyledi ki?
ron: harry bize bizim arkamızdan bir sürü şey söylediğini ve bizi kullandığını falan söyledi
y/n: ne? ne alaka ya ben neden öyle bişey söyliyim, niye yapıyım öyle bişey?
ron: bilmiyorum, belki draco falan seni bize kötülemiştir sen de onun gibi olmaya başlamışsındır?
y/n: ron ne saçmalıyorsun kendine gel!? ben size asla böyle bişey yapmam bunu sende biliyorsun?
ron: bilemiyorum.. son zamanlarda bizimle eskisi kadar vakit geçirmiyorsun da..
y/n: inanamıyorum ron.. gerçekten böyle bişey olduğuna inandınız mı?
harry ve hermonie'ye baktım. Bize bakıyorlardı. Harry ve Hermonie kararsız? anlamamış? o türden bakışlar atıyorlardı.
y/n: bu yalanı ona kim söylemiş?
ron: bilmiyorum, söylemedi. Draco ile de bu yüzden kavga etmişler
y/n: lütfen buna inanmayın, size asla böyle bi şey yapmam. Ayrıca o laflara inanmanız beni oldukça kırdı
tekrar masama geçtim. Draco'nun yanında oturuyordum ve gryffindor masasına baktığımda harryi görebiliyordum. Yüzüne baktım. Ciddi bi ifade vardı. Ardından bana baktı. Aynı ciddiyet ve sanki biraz..? tiksinerek?
draco: ne konuştunuz?
y/n: hiç
draco: söyler misin?
y/n: önemsiz bişey draco
draco: hadi ama-
ısrar etmesine sinir olmuş bir şekilde elimdeki çatal ve bıçağı tabağa bırakarak ona döndüm. Bağırmadan, sadece onun duyabileceği ama biraz sınırlı bir şekilde konuştum;
y/n: harryle neden kavga ettiniz?
draco: dedim ya yine aynı şeyl-
y/n: bana yalan söyleme lütfen
draco: sonra konuşuruz olur mu?
dedi neredeyse fısıldayarak
y/n: peki
bardaktaki içeceğimden bir yudum aldım ve masaya geri bıraktım. Masadan kalktım.
pansy: nereye
y/n: odaya çıkıyorum, biraz dinlenicem
dracoya baktım. O da bana bakıyordu. İkimiz de hiç bir şey demeden ortak salondan çıktım. Odama gittim ve yatağıma oturdum. Merak ediyordum ve bir yandan da tedirgindim. Benimle ilgili ne olmuş olabilirdi? Bunaldığım için camı açtım. Kafamı hafif dışarı uzattım. Soğuk bir hava vardı. Dışarıyı seyretmeye başladım. Gözüme bir şey takıldı. Misty bahçede altın üçlüyle konuşuyordu. Hızla bahçeye indim. Yanlarına gittim.
y/n: onlara bu yalanı söyleyen sen miydin!?
4'ü de bana döndü.
misty: ne yalanı? gerçekleri kastediyorsun sanırım?
y/n: ikimiz de bunun yalan olduğunu biliyoruz misty. Kendini kandırma lütfen
y/n: benimle ne alıp veremediğin var bilmiyorum ama arkadaşlık ilişkilerime zarar veremezsin
misty: hiç öyle görünmüyor
altın üçlüye baktım. Hiç bir şey deniyorlardı.
hermonie: ben sana inanıyorum y/n.
dedi ve harry ile rona baktı. Onlar hâlâ konuşmuyordu. Hermonie'ye samimi bir şekilde gülümsedim. Ardından tekrar harry ile rona baktım.
y/n: yani cidden şunun laflarına inandın mı harry? ron?
harry: y/n b-
y/n: inanamıyorum size gerçekten..
dedim ve yanlarından ayrıldım. Gerçekten sinirlenmiştim. Odama doğru sinirle çıktım. İçeri girdiğimde pansy odada yoktu. Yatağa attım kendimi. Bi 20 dakika sonra kapı çaldı. İsteksiz bir şekilde kapıyı açtım. Gelen dracoydu.
draco: konuşabilir miyiz?
y/n: geç içeri
draco: harry bana dedi ki-
y/n: biliyorum, harry'e de misty söylemiş.. onlarda inanmış
draco: boşver onları, aptallar işte
bu sefer aptal demesine bişey dememiştim çünkü gerçekten aptallık etmişlerdi.
draco: yorgun değilsen istersen bahçeye çıkabiliriz
y/n: neden ki
draco: bilmem temiz hava alırız, dolaşırız falan
y/n: olur gidelim
kolunu omzuma attı. Beraber dışarıya çıktık. Bahçede bizden başka kimse yoktu. Profesörlere yakalanmamak için arka taraflara doğru yürüdük.
draco: elma ister misin?
y/n: hayır diyemem
gülümseyerek bana elmayı uzattı bende aldım. Kendiside bir elma çıkardı ve yemeye başladık.
y/n: hava soğumaya başladı, sanırım yağmur yağacak baksana
dedim ve gökyüzünü işaret ettim. Bulutlar yavaştan toplanmaya başlamıştı.
draco: haklısın sanırım
dediği anda yüzüme su damlası düştü.
y/n: başladı bile..
yağmurun şiddeti yavaş yavaş artmaya başladı. Draco ceketini çıkardı ve ıslanmayalım diye kafamızın üstüne tuttu. Tam gidecektik ki kolundan tuttum. Gözlerine baktım. Yine o griye kaçan mavi gözlerinde kaybolmuştum. Gözlerim dudaklarına kaydı. Yüzlerimizi yakınlaştırdık ve dudaklarımızı birbirine bastırdık. Bir süre sonra geri çekildik. İkimizde sırıtıyorduk. Yağmur hızlanmaya başlamıştı. Kafamızın üstünde ceket ile yağmurdan korunmaya çalışırken bir yandan da o şekilde koşarak hogwarts'ın girişine gidiyorduk.
İçeri girdiğimizde derin bir oh çektik. Sessiz bir şekilde draconun odasına çıktık. Saçlarımız ve kıyafetlerimiz yine de ıslanmıştı.
draco: saçlarını ben kurutayım mı?
y/n: olabilir
draco çekmecesinden makineyi alıp yanıma oturdu.
y/n: büyüyle de yapabilirdik
draco: böyle daha zevkli
saçlarımı kuruttu, taradı. Ben de onun saçlarını kuruttum.
y/n: sweatlerinden giyebilir miyim?
draco: sormana gerek yok
kalkıp güzel bir sweat ve eşofman seçtim. Banyoya girip üzerimi değiştirdim. Ardından draconun yatağına uzandım. Draco da yanıma geldi. Saçlarımla oynamaya başladı. Ona baktığımda saçımı örüyordu. Ne kadar şirin görünüyordu tahmin edemezsiniz. Örmeyi bitirince tekrar bana gösterdi. Gurur duyuyordu resmen. Güldüm.
y/n: uyusak mı artık? çok uykum geldi de
draco: olur
yorganın altına girdik. Ona sırtımı döndüm.
draco: bana sarılmayacak mısın?
ona döndüm, gülümsedim ve sarıldım. Çenemden tutup dudaklarımızı birleştirdi.
draco: iyi geceler :)
y/n: iyi geceler :)
vote sınırı +14
![](https://img.wattpad.com/cover/250341640-288-k239009.jpg)
BẠN ĐANG ĐỌC
Draco Malfoy-Hayal et 2
FanfictionBölümler birbirine bağlıdır. Diğer kitapla bağlantısı yoktur aslinda kştabi silecektim cunku artik cringe geliyor fakat hala okuyanlar var o yuzden silmedim<3