1

6.8K 265 487
                                    

Y/N: senin adın
Lewis: soyadın
Sarah: annen
Mark: baban
Anne ve babamız yaklaşık 1 yıl önce ayrıldı.
16 yaşındayız ve 4.sınıfız gibi şaapın
Melez kanız (babamız büyücü)

Yine uyandım. Bugün annemin yanına gidecektim. Haftada 2 gün annem ile kalıyordum. Hiç gitmek istemiyorum fakat babamı zor durumda bırakmamak için gitmek zorundayım. Yüzümü yıkadım hazırladım ve babamın yanına gittim. Yeni uyanmıştı. Yanına gidip yanağından öptüm.

Y/N: çıkıyorum ben görüşürüz baba.

Mark: ah zaman geldi mi? Seni özleyeceğim kızım kendine dikkat ve bir şey olursa hemen beni bi şekilde ev telefonundan ara tamam mı? Diyip yanaklarımdan öptü, son kez sarıldık.

Babamla güzel bir hayatımız var. Çok iyi anlaşırız. Beraber çok eğleniriz. Babam olmasa ne yapardım bilemiyorum.

Taksiye binip annemin evine gittim. Kapıyı çaldım. Bikaç saniye sonra kapı açıldı.

Sarah: sonunda geldin. Geç içeri ve kahvaltıyı hazırla.

Annemle iyi anlaşamayız. Zaten beni pek sevmez, babama benzediğimi söyler.
Kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Annemse yemek masasına oturmuş televizyon izliyordu. Yaklaşık yarım saat sonra yemeği hazırlamıştım. Sofrayı kurdum. Tam masaya oturacaktım ki

Sarah: çayım nerde!?

Y/N: unutmuşum, getiriyorum.

Sarah: hızlı ol!

Çayını getirip önüne koydum. Benim burda olduğumu unutmuş gibi yemeye başladı. Açlıktan ölmemek için bikaç lokma bişey yedim ve masadan kalktım.


Tek başına yaşadığı için küçük bir evi vardı ve temizlemesi kolaydı fakat toplamak asla içimden gelmiyordu. Resmen bana köleymişim gibi davranıyordu ve ben bundan nefret ediyordum.
Evi toplayıp temizlemem yaklaşık 2 saatimi aldı. Evi küçüktü fakat çok dağıtıyordu.

Sarah: daha yeni mi bitirebildin? Çok yavaşsın

Y/N: bana emir veremezsin

Artık dayanamadım ve patladım.

Sarah: ne diyors-

y/n: bana kölenmişim gibi davranamazsın!


Sarah: benimle böyle konuşamazsın! Ben senin annenim-

Y/N: annemsin diye köleliğini mi yapacağım?

Yanıma yaklaştı ve tokat attı..

Sarah: bir daha benimle böyle konuşma!

Çok öfkelenmiştim. Sinirle ona baktım.

Sarah: ahh kalbim, kalbim ağrıyor!

Mutfağa gidip bir bardak su getirdim.
Babamla ayrıldıklarından beri böyleydi. Ama artık alışmıştım.

Öfkeyle elimi sıktım. Çamaşırları makineye attım, yıkandıktan sonra kurutmak için astım. Kuruyana kadar oda denemeyecek kadar küçük olan odama geçtim. Sadece yatağım ve ufak bir kitaplığım vardı. Çantamdan babamın bana verdiği atlı karınca şeklindeki müzik kutusunu aldım. Döndürdüm ve dinlemeye başladım. Beni rahatlatıyordu. Hoş bir melodi çalıyordu. Her dinlediğimde gözlerim dolardı. Babam bunu bana 8 yaşımdayken almıştı. İlk hediyemdi. Akşam olunca annemin yemeğini hazırladım. Çamaşırları ütüledim ve odama gittim. Biraz kitap okuduktan sonra uyuya kalmışım.
Diğer gün de aynı geçmişti. Akşam olması için dua ediyordum. Gitme saatim geldiğinde hiç beklemeden evden çıktım. Taksiye binip babamın evine gittim. Babam eve gelmiş, akşam yemeği hazırlamış beni bekliyordu. Kapıyı kaldım. Saniyeler sonra kapı açıldı, koşarak babama sarıldım. Beraber akşam yemeği yedik. Yemeğimi yiyip masadan kalkacakken babam durdurdu.

Draco Malfoy-Hayal et 2Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora