8

2.2K 155 162
                                    

Savaşın üstünden iki gün geçti.

Babamın ölümü beni üzmüştü. Ama onun böyle biri olması ona olan sevgimi yerle bir etmişti. Bana söyledikleri? Kalbimi kırmıştı. Ben sanmıştım ki.. gerçekten beni seviyor. Yaptığım herşeyde arkamda duran babam geçen gün bana neler söylemişti. Bana bunları söyleyen babam 3 gün önce ölmüştü. Gözlerimin önünde.

Savaş olaylarından sonra altın üçlü ve draco'nun arası yine açıldı. Draco herkese soğuk davranmaya devam etti. Aramız eskisi gibi değildi. Konuşuyorduk ama eskisi gibi değildik işte. Savaştan dolayı 1 hafta ders yoktu.

Bu akşam dışarıda yine yağmurlu bir hava vardı. Şimşek çakıyordu. Aklıma Draco'nun o gece yanıma gelmesi gelmişti. Gülümsedim.

Herkes uyuyordu. Üstümde düz siyah tişörtüm altımda kareli siyah beyaz pantolonum vardı. Ayağıma siyah botlarımı giydim. Üzerime de montunu alıp dışarı çıktım. Yürürken yanıma birinin geldiğini duydum. Dracoydu..

Draco: her bu havada dışarı çıkacaksan işimiz zor :)

Y/N: içeri girsene yine hasta olacaksın

Draco: bişey olmaz sen iyileştirirsin :)

Gülümseyerek ona baktım. Yürüyerek odaların camlarının görüş açısından çıktık. Draco elindeki müzik kutusuna benzer şeyi bir bankın üzerine koydu. Bir büyü söyledi. Tanıdık bir şarkı çalıyordu. ~505

Elini bana uzattı. Gülümseyerek elini tuttum. Kafamıza göre dans etmeye başladık. Ellerini belime koydu. Ellerimi omzuna koydum. Bağırdığı kısma gelene kadar böyle dans ettik.

(Yukarıya koyuyorum şarkıyı)

(...)

Stopwait a sec,

- Dur ve bekle bir saniye

Oh when you look at me that my darling,

- Bana böyle baktığında

What did you expect,

- Ne ummuştun?

I probably still adore you with you hand around my neck,

- Muhtemelen hala tapıyorum sana, ellerini boynumda gezdirdiğinde

Or I did last time I checked,

- En azından son seferinde öyleydi

Not shy of a spark,

- Bir nebze olsun utangaç değilim

Bağırarak söylediği kısma gelmiştik. Ellerini belimden çekti. Bir adım geri çekildi. Gözlerini gözlerime dikti ve şarkıyı çok olmasa da bağırarak söylemeye başladı. Göz temasını bozmadan ona eşlik ettim.

But I crumble completely when you cry,

- Ama ben tamamen mahvoluyorum sen ağlayınca

It seems once again youve had to greet me with goodbye,

- Görünüyor ki beni bir kez daha hoşçakal diyerek karşılamak zorunda kalmıştın

Im always just about to gospoil a suprise

- Her zaman erken gidip sürprizi mahvediyorum

Take my hands off of your eyes too soon,

- Gözlerini ellerimden çek bir an önce

Şarkıyı gözlerinin içine bakarak söylüyordum.

Okuldan uzaklaşmıştık. Bizi duymaları mümkün değildi. Şiddetli olmayan bir yağmur yağıyordu. Ara sıra şimşekler çakıyordu. Ve bu ortamı daha da güzelleştiriyordu.

Şarkıyı söylemeye devam ederken ona yaklaştım. Yüzlerimizi yakınlaştırdım. Şarkı söylemeyi bıraktım. Yüzünü inceledim. Kusursuzdu. Kendimi tutamayıp onu dudağından öptüm.

Y/N: b-ben kendimi tutamadım özür di-

Beni kendine çekti ve öptü. Uzun bir öpüşmeden sonra ona belinden sarıldım. Kafamı omzuna yasladım. Karşılık verdi. Eliyle saçlarımı okşuyordu. Kafasını kafama yasladı. Dakikalarca o yağmurun altında birbirimize sarılarak bekledik.

Y/N: baloda söylediğin şeyleri hatırlıyorum.

Y/N: bana 'ben seni severim olmaz mı' demiştin gülümseyerek konuştum olur demiştim.

Biraz gözlerim doldu. Sarılmayı bıraktık. Birbirimize bakıyorduk.

Draco: sözümü tuttum, sevdim seni. Sende beni sever misin?

Y/N: severim. Hemde çok.

Draco: sözünden dönme olur mu? Çok ağlarım çünkü

Kulağına yaklaştım.

Y/N: but I crumble completely when you cry. (Ama ben tamamen mahvoluyorum sen ağlayınca)

Geri çekildim. Bana sırıtıyordu. Her yerimiz sırılsıklamdı.

Y/N: bak, sırılsıklam aşığım sana. kıyafetlerimi gösterdim. Hala sırıtıyordu.

Draco: ne tesadüf. Bende öyleyim. Artık içeri mi girsek?

Y/N: tamam.

Giriş kapısına doğru gidiyorduk ki draco elimi tuttu. Sırıtarak yürümeye devam ettim. Kimseye görünmeden draco'nun odasına gittik. Blaise bugün odada yoktu.

Y/N: draco ben ne giyeceğim?

Draco: benimkilerden giyersin. Duşa gireceğim. İstersen ilk sen gir?

Y/N: hayır hayır gir sen

Çekmeceden bir yorgan çıkardı ve üzerime örttü. Bişey demeden banyoya girdi. Odasını inceledim. Yatağına uzandım. Yastığı çok hoş kokuyordu. Nane, yeşil elma ve traş losyonu

Yaklaşık 15 dakika sonra Draco duştan çıktı. Sadece belinden aşağısında havlu vardı. Elleriyle saçlarını karıştırdı.

Draco: e ne bakıyorsun? Girsene duşa.

Bişey demeden banyoya girdim. Kapıyı kilitledim. Sıcak bir duş aldım. Hassiktir! Dracodan kıyafetleri almayı unuttum.

Bornozu üzerime geçirdim. Ellerimle önümü kapattım. Banyonun kapısını açtım.

Y/N: ıı kıyafet verebilir misin?

Siyah sweatini ve siyah eşofmanını bana uzattı. Saol diyerek kapıyı kapattım. Biraz bol olmuştu ama yakışmıştı. Saçlarım ıslak bir şekilde banyodan çıktım. Yatağına uzanmış tavanı izliyordu. Saçlarını kurutmamıştı.

Y/N: saçlarını kurutmadın mı?

Draco: sen kurutursun diye düşünmüştüm

Saç kurutma makinesini alıp yanına gittim. İpeksi sarı saçlarını kurutmaya başladım. Saçlarını iyice kuruttuktan sonra makineyi kapatıp yerine koyacaktım ki elimden aldı.

Draco: gel buraya saçlarını kurutucam.

Gülümseyerek yatağına oturdum. O da saçlarımı kuruttuktan sonra çekmecesini açtı. Tarak alıp saçlarımı taradı.

Draco: uyuyalım mı?

Cevap vermeden yatağına uzandım. Yanıma yattı. Ona döndüm sıkıca sarıldım. Ellerimi beline sardım. O da sarıldı. O kadar güzel kokuyordu ki.. kokusuyla mayıştım. Bikaç dakika sonra uyuyakaldım.

Draco Malfoy-Hayal et 2Where stories live. Discover now