11: Stalk ve Mutsuzluk Denklemleri

54.8K 5.5K 11.5K
                                    

11: Stalk ve Mutsuzluk Denklemleri 

"İyi günler. Anında Yanında müşteri hizmetleri ile görüşmektesiniz. Görüşmelerimiz hizmet kalitesi ve güvenliği adına kayıt altına alınacaktır. İsmim Serce. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Benim..."

Kaşlarımı çattım. Bu sesi çok iyi tanıyordum.

"Ceyhun?" dedim.

"Bir daha aramamı istemediğini biliyorum ama ben... Ben dayanamadım Serce."

"Hayret!" diye tısladım. "Öğrenmişsin adımı."

"Öğrenmek ne ki..." diye iç çekti. "Yokluğunda ezberledim her şeyini."

"Gerek yoktu böyle bir şeye!" diye gülümsedim. "Siz o kız arkadaşınızın her detayını ezberleseniz daha faydalı olurdu aslında. Ben sizi ilgilendirmiyorum."

Bir süre ses gelmedi. "Neden böyle yapıyorsun?" dedi sonunda. "Aklıma bir şey geliyor ama sen..."

"Ne ben?" diye çıkıştım. Sabırsızdım. Etraf çok sessizdi, sanki yalnızca Ceyhun ve ben vardık. Geriye kalan herkes bir an için silikleşti. B

"Bütün bu tepkinin çok fazla olduğunun farkında mısın?" dedi nihayetinde. Çekiniyordu ancak belli ki cesaretini toplayabilmişti. Sözcükler bir anda ağzından çıkıverdi.

"Kıskanıyor gibisin sanki beni."

"Yok artık!" diye bağırdım. Bizi kimin duyup duymadığı çok da önemli değildi, çıldırmıştım.

"Hoşlanıyor olabilir misin sen benden?" diye devam etti sözlerine. Eş zamanlı olarak yanaklarım adeta domates kırmızısı rengine büründü ve ne yapacağımı şaşırmış halde klavyedeki harflere hızlı hızlı basıp kaydı tamamladım.

"Aramayın bir daha beyefendi!" dedim sertçe. "Size hizmet sağlamıyoruz bundan sonra."

"Bütün bu tepkilerini yalnızca bu açıklıyor," diye devam etti Ceyhun. Artık düşünceli gelmiyordu sesi... Ondan hoşlandığıma emindi! Ellerimle yüzüme yelpaze misali hava yaptım.

"Sen basbayağı yanıksın bana."

"Ne yanacağım yahu? Haydi bak işine kardeşim!"

Telefonu suratına kapattım. Göğsüm hızlı nefeslerle inip kalkıyor, kızgın bir boğa misali etrafta saldıracak bir şeyler arıyordum. Salih'ten çıt çıkmıyordu, ilginçti. Etrafı göremiyor, puslu bir dünyanın içinde adeta kendi kendime debeleniyordum.

Başım dönüyordu.

"Serce Sevinç."

İrkilerek başımı kaldırdığımda ilk gördüğüm gözler Duran Bey'inkiler oldu. Bana pis pis sırıtıyor, anlamadığım bir şeye gülüyordu.

Felaketim bu değildi... Hemen onun önünde, elleri cebinde bekleyen Radar Rafet'ti!

"Hayır..." diye fısıldadım panikle.

"Sen..."

Radar Rafet bana doğru bir adım attı. Patronum olacak bu adam işe girdiğim günden beri gözüme ilk kez bu denli korkunç geliyordu, adeta The Walking Dead setinden fırlamış gibiydi. Ne yapacağımı şaşırmış vaziyette onun pörtlemiş gözlerine bakarken o benim sandalyeme doğru eğilip işaret parmağını yüzüme salladı.

"Ne yaptın az önce sen?" diye sordu.

Yutkundum. "Ben mi?"

"Müşteriye ne söyledin?" diye hırladı.

OPERATÖRE BAĞLANIYORSUNUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin