9: Kalite ve Cinayet Standartları

53.8K 5.2K 7.3K
                                    

"İyi günler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"İyi günler. Anında Yanında müşteri hizmetleri ile görüşmektesiniz. Görüşmelerimiz hizmet kalitesi ve güvenliği adına kayıt altına alınacaktır." 

Dudaklarım yapmacık tebessümümle kıvrıldı, sesimi yumuşacık çıkardım. 

"İsmim Serce. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Canıma okumayarak..." 

Ses hayli tanıdıktı. Bedenim istemsizce dikleşti, işaret parmağım hafifçe kulaklığımı düzeltti, mikrofonumu kendime yaklaştırırken boğazımı temizledim. 

Ve tebessümüm genişledi, bu kez nedense yapmacık falan değildi. "Hoş geldiniz Ceyhun Bey." 

Bir süre yanıt gelmedi. Ne yaptığımı birkaç saniye içinde fark ettim. Karşı tarafa adını sormadan direkt olarak hitap etmiştim. Eh, bunu yetkili ve müşteri arasında çiğnediğimiz kaçıncı kural olduğunu artık sayamıyordum! 

"Sesin bugün iyi geliyor," dedi karşıdaki adam nihayet duraksamaya son verip konuşabildiğimde.

"İyiyim efendim," dedim.

"Oh be." Sesi kulağa çok rahatlamış geliyordu. Tek kaşımı kaldırdım. 

"Anlamadım efendim?"

"Bugün de ölmeyeceğiz anlaşılan," dedi otuz iki diş sırıttığını hissettiğim bir ses tonuyla. "...onu diyorum."

Sesi yayık geliyordu ancak geçen sefer ona uyguladığım yüksek dozdaki baskıdan sonra bugün biraz insafa gelmiş, çok da acı çektirmeme gerek olmadığını düşünmeye başlamıştım. Sahiden sesi pişman geliyordu ve en azından arayıp açıklama yapmış olması öfkemi biraz olsun dindirmişti. 

Bazen melek olabiliyordum... Tabii öyle kanatlarım falan yoktu ancak Tanju'nun bana taktığı boynuzları düşündükçe bir melek kadar hafifleyip uçabileceğimi hissediyordum. 

Aldatılmak beni üzmemiş, resmen üstümdeki ölü toprağını atmama sebep olmuştu! 

"Ürününüzle ilgili şikayetiniz nedir Ceyhun Bey?" derken sesim oldukça gevşemiş ve rahat çıkıyordu. Utanmasam milleti boş verip ayaklarımı bilgisayarın tepesine uzatacak, keyif çata çata işimi yapacaktım.

Sakinleş Serce.  

"Sen niye bu kadar keyiflisin harbiden?" diye mırıldandı Ceyhun. Sesimden kıllanmıştı, onu da anlayabiliyordum, sonuçta beni hiç böyle sakin takılırken görmemişti... 

"Mutluluğum size mi battı efendim?" diye mırıldandım. "Bu ne biçim soru?"

"Hah tamam, ben de nerede kaldı şu iğneleyici laflar diyordum..." 

"Kaşınıyorsunuz efendim."

"Kızım kaşınsak da kaşınmasak da tırnaklarını çıkarıp parçalıyorsun zaten... Masum ayağına yatma şimdi." Derin bir nefes verdiğini işittim. "Seninle konuştuktan sonra bir süre kendime gelemiyorum."

OPERATÖRE BAĞLANIYORSUNUZWhere stories live. Discover now