Bölüm 59

2.3K 175 69
                                    

Bir söz vardır bilir misiniz?

Aydınlık için karanlık da gereklidir. Her  karanlığın sonu elbet bir gün aydınlığa çıkar. 

Bazen yaşadığınız şeylerin ağırlığı sizi hayattan soğutmaya yeter. Hayatın kötülüğünü tattıktan sonra iki düşünce belirir yalnızca. 

Ya hayatınızın bir daha düzelmeyeceğini düşünür ,

Ya da her şeyin sonunun iyi gideceğine inanırsınız. Şahsen ben öyle değildim. İki seçeneğin de doğruluğuna inanmamıştım. Hayatımın bir gün düzeleceğini bilsem de yolun sonunun iyi olacağına inancım kalmamıştı. İster yaşanmışlık diyin ister önyargı. Benim hayatım düzelse de eski ben olmamın imkanı yoktu. O kadar şey yaşadıktan sonra buna inanmayı bırakmıştım. 

Bilmiyorum sonum iyi de olabilirdi ama kötülük her zaman vardı. Tam hayatım düzene girmişken tekrar kötü şeyler yaşayabilir hayattan vazgeçebilirdim de. Defalarca kez olduğu gibi. 

Oturduğum koltukta düşüncelere dalmışken Ekin elini gözümün önünde hızlıca salladı. Ona dönerken arkasına yaslanıp

" Yine nereye gittin be kızım ? " demesiyle omuz silktim. Her zamanki gibi kendi dünyamda turlayıp gelmiştim işte. Çok sık olan bir şeydi. Ona cevap vermeyince etrafa bakınıp ayağa kalktı. 

" Ben gideyim geç oldu "

" Alim i arayalım " dedim onunla birlikte ayaklanırken. 

" Yok be kendim giderim. Alim şimdi arabaya binmem için türlü tehditler eder biraz hava alayım" fazla itiraz etmeden kafamı salladım. Ceketini giyip bana sarılırken sızlanmayı da ihmal etmemişti. 

" Az da sen bize gel ya. Hep ben geliyorum "

" Gelirim. Sen dikkat et kendine tamam mı ?" gülümsedi. 

" Merak etme hiç olmadığı kadar dikkatliyim " aynı şekilde gülümsedim ona. 

" Yiğenime iyi bak. Bir şey olursa ararsın "

" Tamaam hadi görüşürüz "

" Görüşürüz " kapıyı kapatırken arkamı dönüp hızlıca üzerime kapüşonlu bir ceket geçirdim. Telefonumu ve anahtarımı aldığı gibi dışarı çıkarken ses çıkmasın diye yavaşça kapıyı kapattım. Şapkamı kafama geçirirken az ilerimdeki Ekin e doğru ilerledim. Oysa her şeyden habersiz yürüyordu. 

Onu sessizce izlerken arkasına bakmasıyla yanımda çöpün yanına eğildim. Etrafa tedirgin bakışlar atarken elini çoktan karnına sarmıştı bile. Gözlerim elinde takılı kalırken kendi kendine mırıldanmasını duydum.

" Alim i arasam mı acaba ? "

" Hayır ya. Şimdi bir ton azar yerim. " etrafa baktıktan sonra tekrar önüne dönerken saklandığım yerden çıkıp sessizce yürümeye devam ettim. O önde ben arkada yürümeye devam ederken zaten fazla uzak olmayan evine vardığımızda rahatladığını verdiği nefesten anlamıştım. Her zamanki ağacın altına geçip kendimi gizlerken dışarı bir göz atıp hemen eve girmişti zaten. 

Aynı şekilde bende rahat bir nefes verirken yanımda beliren gölgeyle bakışlarım yanıma döndü. 

Poyraz

" Poyraz? " dedim kaşlarımı çatarak. 

" Güzelim " dedi bana aynı şekilde. 

" Sen ne yapıyorsun burada böyle ?"

" Seni bekliyordum. Neredeyse her seferinde olduğu gibi " başımı yere eğerken beni kendine çekmişti bile. 

" Başını eğme güzelim. Seni çok iyi anlıyorum ben. Ve bu yaptığın şey çok güzel " hafifçe omuz silkince kolunu omzuma attı. Ters yöne doğru yürümeye başladık. 

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin