bölüm 9

8.4K 384 11
                                    

Sabah gözlerimi Poyraz ın yüzüyle açtım. Benim yanımda huzurlu gibiydi. Onu seviyordum. Çok seviyordum. Ama ben onu çok yoruyordum. Bugün beni annesinin yanına goturucekti. Sevgilisi olduğumu söyleyecekti. Aslında konuşmayı düşünmüyordum ama onlara ayıp olmasın diye konusacaktim. Bundan sonra o kadını takmamaya karar verdim. O olay yaşandığından beri beni sıkmıyorlardi. Konuşmak için zorlamiyorlardi. Baktım hepsi uyuyor saate baktım. Henüz 7.20 idi. Kırk dakikam vardı. Hemen kalktım ve hazırlandım. Onlara sürpriz yapicaktim. Üzerime gri pantolon beyaz tişört beyaz ayakkabılarımi giyip yanima para alıp dışarı çıktım.

Araba kullanmayı bildiğim için rastgele bı arabayı alıp manava fırına ve markete uğradım. İhtiyacım olanları alınca geri döndüm. Sadece yirmi dakikam vardı. Hemen yemekhaneye girdim. Çalışanlar daha yoktu. Hemen patatesleri soyup kizartmaya verdim. Sosisleri de attım yanına. Biber kızartıp domates sosu döktüm. Salatalık domates doğradım. Sucuklu yumurta yaptım. Bı de omlet hepsi bitince taşımaya başladım. Hepsinin taşıdım. Bu ne hızdir be mübarek tam 19 dakikada hazırdı. Tam bir dakika sonra hepsinin alarmı çaldı. Poyraz gözlerini açtı. Yana döndü. Beni göremeyince ışık hızıyla ayağa kalktı ve etrafına bakındı. Beni görünce derin bir nefes aldı. Yanıma geldi ve bana sarıldı

" Korktum be kivircigim"

" Korkma burdayım" dedim . Hemen geri çekilip bana baktı. Ona gülümsedim. Hemen etrafımızi abilerim sardı.

" Kıvırcık"

" Oya "

" Oya iyi misin"

" Sakin olun gayet iyiyim" dedim . Şaşırmıslardi.

" Ee size o kadar kahvaltı hazırladım. Soguyorlar" hepsi arkama baktı ve o an yine şok yaşadılar.

" Oha"

" Yuh" hepsi fikrini belirte belirte ellerini yıkamaya gitti. Ve o an aklıma dank etti. Ben çay yapmayı unuttum. Hemen bı koşu aşağı indim görevli çayları dolduruyordu.

" Şey merhaba. Ben dokuz çay alabilir miyim. Sadece çay icicez de yukarıda"

" Kahvaltıya gelmiycek misiniz"

" Yo hayır"

" Peki şurdan kendiniz alabilir misiniz"

" Tabi " dedim ve dokuz tane bardağa çay doldurdum. Ve tam o an bı ses geldi

" Oyaaaaaaa" bu Poyraz in sesiydi. Endişeli korkmuş. Çayları alıp kapıya yöneldim. Ve burun buruna geldik.

" Ohh şükürler olsun nerdesin sen"

" Çay almaya geldim"

" Gittin zannettim"

" Nereye" bilmem anlamında dudağını büzdu ve elimdeki çay tepsisini aldı. Önden yürümem için kafasını salladı. Önden yürüdüm ve kapıyı açtım ona. İçeride hepsi ayakta bekliyordum. Beni görünce

" Nerdesin be " dediler. Onlara hayret içinde baktım.

" Buradayım ya abi" dedim. Kafalarını salladılar. Poyraz

" Çay almaya gitmiş abi"

" Ha öyle mı" gözlerimi devirip sofraya geçtim. Büyük bı ihtimalle onlar ellerini yıkamaya gidince kaçtığımi sanmislardi. Ben oturunca onlar da oturdu. Sessizce kahvaltı yaptık. Hepsinin yüzünden beğenmişlik ifadesi geçiyordu. Hatta Alimin sofrayı görünce gözleri parlamisti. Poyrazi saymıyorum bile . O ikisi çok midesine düşkündü. Poyrazi biliyordum ama Alimi daha yeni öğrenmiş oldum. Kahvaltımız bitince

SNİPERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin