Bölüm 3

18 4 0
                                    

  " Annen öldüğünde bizimle ilgilenmişti." Bu cümle Deniz'in kafasında defalarca yankılanıyordu. Kafasının içindeki biri sanki bunu unutmaması için ona bağıra bağıra söylüyordu. Deniz, çıldırmak üzereydi. İki eliyle başını tuttu ve sıkmaya başladı. O kadar fazla sıkıyordu ki yüzü kıpkırmızı olmuştu. Yeşil gözleri neredeyse yerinden çıkacaktı. Çaresizdi. Sanki ne kadar acı çekerse kafasındaki sesi o kadar durdurabileceğine inanıyordu. Rıza Bey ise oğlunun acınası halini görmesine rağmen hiçbir tepki vermiyordu. Tepki verse bile bir şey değişmeyeceğini adı gibi biliyordu bu yüzden kendi haline bırakmıştı Deniz'i. Herhangi bir tepkisiyle Deniz'de bir şey değişse bile değiştirmek için uğraşacak birine de benzemiyordu zaten Rıza Bey.

Evlerine girdikten sonra Deniz odasına çekildi. Rıza Bey ise yarım kalan işlerini halletmek için her zaman oturduğu ahşap masaya oturmuş ve canından çok sevdiği kalemini yanına alarak bir takım hesaplamalar yapmaya başlamıştı. Muhtemelen aidatları hesaplıyordu. Ayın belli dönemlerinde apartman giderlerini hesaplamak için büyük bir çaba sarf ediyordu. Matematiği kötü olmasına rağmen ne oğullarından ne de hesap makinasından yardım alıyordu. Biraz başına buyruk bir adamdı. Her şeyi yapabileceğini ve her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünüyordu. Her şeyi de en iyi kendisinin bildiğini savunurdu. Bu yüzden apartmandaki kimse onunla tartışmaya girmezdi. Ona karşı haklı çıkmanın imkansız olduğunu bilirlerdi.

Deniz ise kendi odasında yere yatmış; dizlerini kafasına kadar çekip, elleriyle başını sıkmaya devam ediyordu. Kafasında tekrarlanan sesi kendisi de söylemeye başlamıştı. Kafasındaki sesle düet yapıyordu adeta. Deniz'in sesi o kadar yükselmeye başlamıştı ki Ahmet, karşı odada olmasına rağmen Deniz'i duymaya başlamıştı. Deniz'i duyduğu andan itibaren sağ elini sıkarak kendini sakinleştirmeye çalışıyordu. Sakinleşemeyeceğini anladı ve birden ayağa kalktı. Hızla Deniz'in odasına doğru yürürken kapıdan çıktığında babasının bakışını farketti ve odasına aynı sinirle geri dönüp dinlemekte olduğu müziği son ses açtı. Sesi o kadar fazla açmıştı ki neredeyse tüm apartman bir rap şarkısıyla yankılanıyordu. 

"Yine iş başında yeni Doonie Darko

o bi psyco

o benim evet

yanımda bi' kaç dost

iyilikleri için kimseye af yok.."

Şarkı Ahmet dışında herkesi rahatsız ediyordu. Deniz kafasındaki sesten ötürü olmalı ki hala şarkıya tepki vermemişti. Rıza Bey ise duruma sinirlenmesine rağmen olay çıkartmamak adına balkona çıkıp sardığı sigaralardan birini içmeye başlamıştı.

Komşular sesin Ahmet'ten geldiğini biliyorlardı. Apartmandaki herkes birlikte o kadar uzun süre yaşamıştı ki: " kim ne dinliyor? ne yiyor? ne içiyor?" hepsini biliyor ve herkesi tanıyorlardı. 

"Yine mi Ahmet?"

"Kesin o. Başka kim olacak."

Melis ve Peri, Ahmet'in hemen yan dairesinde oturuyorlardı yani 22 numaralı daire. Mesleklerinden dolayı 24-48 mesai sisteminde çalışan iki bekar arkadaştı. Genelde evlerinde büyük bir dönem uyurlar ve zamanlarının büyük çoğunluğunu eve çağırdığı arkadaşlarıyla birlikte film-dizi izleyerek geçirirlerdi. Ahmet müziği açtığında mesaileri biteli bir saat olmuştu. Yataklarında uyuyorlardı ve birden rap sesiyle uykularından olmuşlardı.

"Ne dinliyor yine bu aptal."

"Shazamlayım hemen."

"Öylesine söylemiştim."

"Olsun yine de bakacağım ben."

"İşsiz."

Melis, Peri'ye bunu yaptığı için işsiz demesine rağmen bir süre sonra şarkının adını o da merak etmişti. 

Deniz KentΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα