6.9

1.7K 138 227
                                    

Heeeyyy, ben geldim!

Nasılız bakim?

Ben iyiyim, her zamanki gibi Janggeum'un Rüyası müziklerinden birini açtım, size bölüm yazıyorum.
(Hala Janggeum'un Rüyası ne diyecek varsa yazıklar olsun fbnjhgfdg)

Neyseee,

Bu bölümü yeni yıla kadar 100K olmak için atıyorum, umarım oluruz. Sadece biraz gayret, biraz uğraş💕💘

Medya: Alper çocum

Sınır: 55 oy 160 yorum

bölümü okuyalım bakalım :)














Şebnem'den...

"Şebnem?" omzumda hissettiğim elle, bağdaş kurarak oturduğum bankta kafamı geriye atarak gelenin kim olduğuna baktım.

"Koray? Gelmişsin." Simge ile konuşmamızın ardından neredeyse bir bir buçuk hafta geçmişti. Artık aralık ayının ortalarına gelmiştik ve havada çok sert bir soğuk vardı. Bu geçen süre içerisinde pek bir değişiklik olmamıştı, hatta Ege'nin bile üzerinde anlam veremediğimiz bir durgunluk vardı. Ben ise bunu fırsat bilerek olabildiğince yalnız kalmış ve Simge ile olan konuşmamış üzerinden kısa süre önce biten ilişkime yoğunlaşmıştım. Ve en sonunda Koray ile konuşup aramızdaki sorunları çözmemiz gerektiği sonucuna varmıştım.

Koray yanıma oturduğu sırada bende oturduğum yerde yana doğru kaymıştım. Koray'ın konuşmaya giriş yapamayacağını bildiğimden hiç beklemeden konuya girdim.

"Koray, ben aslında senden özür dilemek için seni buraya çağırmıştım." deyip üşüyen ellerimi birbirine sürttüm. Koray ani bir hareketle bana döndüğünde umursamadan devam ettim.

"Ayrı kaldığımız kısa süre içerisinde hep 'Keşke bu kadar abartmasaydım' dedim. İtiraf etmek gerekirse bir saniye bile aklımdan çıkmadın. Yüzün gözümün önünden bir saniye bile gitmedi. Kaç defa rüyamda asla dokundurtmadığın saçlarını severken uyandım. Keşke Koray'a öyle davranmasaydım, belki şuan saçlarını sevmeme izin veriyor olurdu dedim. Hatta en son 'keşke hislerimi hiç itiraf etmeseydim ama Koray şuan yanımda olsaydı.' bile dedim." ellerimin içine sıcak nefesimi bırakmak için bir saniye durduğumda sağ elimde Koray'ın ellerini hissettim. Eldivenin tekini sağ elime giydirdiğinde gözlerimle gülümseyip teşekkür ettim ve devam ettim.

"Ama bunların hepsi sözden ibaret. Ben böyle deyince seni yanımda hissedemedim. Ve o zaman anladım ki Koray," kafamı çevirip göz göze geldiğimizde onun zaten bana baktığını fark edip yarım kalan cümlemi tamamladım. "Ben, sen yanımda olmadığın her an senin yanımda olmanı düşlüyorum." Vücudumu da tamamen Koray'a çevirdim.

"Beni affedebilecek misin?"

Koray hafif dolu gözleriyle bana baktığında tel elini alnına koyup cevap verdi.

"Bunu bana yapma, Şebnem." şaşkın şekilde yüzüne bakarken tekrar benimle göz teması kurdu.

"Lütfen benden özür dileme, seni affetmemi isteme." yutkunup eldivenli eliyle kendi eldivenini taktığı elimi tuttu ve ellerimize bakmaya devam ederken tekrar konuştu. "Aylardır senin beni istemeyeceğini düşündüğümden gelip senden özür bile dileyemedim. Ben tam bir aptalım. Korkumdan basit bir özür dilemeyi bile o kadar çok geciktirdim ki hiç suçun olmamasına rağmen sen gelip benden özür diledin." Eldivensiz sol elimi Koray'ın tuttuğu elimin üstüne koyup konuşmak için bana bakmasını bekledim.

"Koray, özür dilemesi gereken kişi diye bir şey yoktu. En az senin kadar bende hatalıydım, sana o kadar sert çıkışmamalıydım." Soğuktan akmaya başlayacak olan burnumu çektim. "İkimizde inatçı keçinin tekiyiz." dediğimde sessizce güldük.

ERİYORSUN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin