Bölüm 1

90 12 365
                                    

İyi okumalar...

Eren'in Ağzından

"EREN!"

"YA KALKSANA ARTIK KAFASINA TÜKÜRDÜĞÜM!"

"YA BOKUMU YE YA NE UYANMAZ YARATIKSIN SEN!"

Başımda hunharca bağıran Damla'yı daha fazla çıldırtmamak için sağ gözümü hafifçe araladım. Yüzünü gözüme kadar eğdi. Yeni bir şey keşfetmiş gibi bakıyordu.

"Vay anasınıı, uyandın! Senin böyle bir yeteneğin var mıydı?"

"Hı hı."

Sıkıntılı bir nefes verip dibimden çekildi. Yurt odasının tuvaletine doğru ilerledi. Bugün okulun ilk günü olduğu için yurdun geneli boştu. Çoğunluk bugün yerleşecekti. Ben sabah kalkıp evden okula gelmeye üşenirim diye biz dün akşam yerleşmiştik. Odamız dört kişilikti. Şuan sadece Damla ve ben vardık. Gelecek iki kişiyi çok merak ediyorum desem yalan olur. Beyinlerini kullanabilme yeteneğine sahip olsunlar yeter.

Yatakta doğruldum. Ayaklarımı aşağı sarkıtıp odaya göz gezdirdim. İki ranza vardı. Benim üstümde Damla yatıyordu. Ranzaların arasında bir cam vardı. Odanın diğer ucunda boydan boya tüm duvarı kaplayan uzun, beyaz çalışma masası ve dört sandalye vardı. Masanın üstünde duvara monte edilmiş raflar kitaplarla dolmayı bekliyordu. Damla şimdiden birazını doldurmuştu. Çantasına sığmayan kitaplarını koymuş öyle dedi. Kitap okumayı hep çok severdi. Ben de severdim ama onun kadar çok okumazdım.

Odanın ortasında duran halı hardal sarısı rengiyle odaya hava katıyordu. Giyinme odası ayrıydı. Odamıza ek full dolaptan oluşan bir oda vardı. Bir tuvalet ve bir banyo vardı. Damla tuvaletten çıkıp dik dik suratıma baktı.

"Gerizekalı, sen niye hala orada oturuyorsun? Kalksana artık kızım! Üşengeçsin diye erken geldik zaten, yataktan kalkmaya da mı üşendin?"

Alayla güldüm. "Üşendim." dedim pişkince. Bakışları daha çok dikleşirken her sabah farklı bir evrede olan uyuzluğumu üzerimden atmaya çalıştım. Yataktan kalktım ve sert bakışlı afetin yanağından fıstık alıp banyoya yöneldim.

Yüzümü yıkadım ve aynaya baktım. Sarıdan kızıla kaçan turuncu renkli saçlarım birbirine girmişti. Aynaya bundan bıktığımı ifade eden bir yüz ifadesi sunup karışık saçlarımı tarak darbeleriyle kavuşturdum. Aslan yelesi halinden çıkıp insan saçına benzemeleriyle rahatladım ve banyodan çıktım.

***

Damla'nın Ağzından

Banyoya ilerleyen Eren'in arkasından biraz söylendikten sonra kendi kendimi tebrik ettim. Ne de olsa Eren'i uyandırmayı başarmış hatta ve hatta onu yataktan kaldırıp banyoya sokabilmiştim. İşte bu çok büyük bir aferini hak ediyordu.

Eren banyodaki işlerini hallederken hızlıca giyindim. Sıkıcı, bir halta benzemeyen ama her sabah giymek zorunda bırakıldığımız saçma okul formasını üzerime geçirdim. O sırada banyodan çıkan kızıla öpücük atarak yeniden aynadaki aksime odaklandım.

Koyu kumral, kısa saçlarımı taradım ve buklelerini belirginleştirdim. Eren'in "Salak mısın ya ne gerek var?" bakışına gülümsemekle yetindim ve küçük makyaj çantamı çıkardım. Çoktan hazırlanmış olan Eren'in "Acele etsene lan. Podyuma mı çıkıyorsun aptal şey." söylenmelerini kulak ardı edip biraz allık, rimel ve dudak parlatıcısı ile yüzüme renk kattıktan sonra aynadaki aksimden memnun şekilde gülümsedim. Ceketimi ve çantamı aldığımda tamamen hazırdım. Eren'in göz devirmelerini umursamayıp parfümümü de sıktıktan sonra ayakkabılarımı giydim ve yurt odasından çıktık.

Kızıl Damla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin