Bölüm 7

23 5 52
                                    

Damla'nın Ağzından

"Yakışıklım hayırdır? Hangi rüzgar attı seni buraya?" Gülmeme engel olamayarak sorduğum soruda yaptığım iğrenç ve kan donduran şaka elbette ki yerine ulaştı.

"Ha ha Damla ha ha. Nasıl komiksin anlatamam. Hatırlat sonra da güleyim buna."

"Of sus be. Ben eğlendim. Neyse şaka bir yana cidden neden geldin?"

Rüzgar'ın cevabını beklerken gözüme yanımızdan hızla, yüzümüze bile bakmadan geçen kıvırcık vol2 takıldı. Bir dakika ya sinirli mi o? Beynimde bir sürü düşünce karşılıklı erik dalına başlayacakken Rüzgar'ın konuşmaya başlaması ile bu konuyu beynimin 'sonra mutlaka düşünülecekler' kısmına not ettim ve yakışıklıma odaklandım. Kıvırcık vol2 biraz bekleyebilirdi.

"Kızılcığımı görmek istemiş olamaz mıyım?" Bunu duyan kızılcık ne yapar? Elbette şımarır.

"Ha? Cevap ver Sucuk. Kızılcığını görmek istemiş olamaz mı?" Tabi Rüzgar'a göz kırparak öpücük atmayı da ihmal etmedi. Of Allah'ım bunları bana sayıyla mı gönderiyorsun...

"Hep kızılcık bozuntusunu görmeye gel zaten hayırsız. Abi olacak bir de. Git kızılın abisi ol çok istiyorsan." Pekiiiii ben bunu onların yanına bırakır mıyım? Ben ben ben Damla. Doğru cevap. Tabiki de hayır. Şöyle güzelinden bir trip atayım da görsün hayırsızlar.

"Kıskanma be pis su baloncuğu. Rüzgar bebeğim, bir tanem beni senden daha çok seviyor diye kıskanma. Ayyy Rüzgar görüyor musun nasıl da kem gözleriyle bakıyor bu sevgi dolu ilişkimize."

"Başlarım lan ilişkinize. Kim kurdurdu o ilişkiyi size nankör insan evlatları. Yürüyün gidin başka yerde yaşayın aşkınızı."

Arkamı döndüm ve okulun çıkış kapısına doğru yürümeye başladım. Gülmemek için kendimi kasmaktan yüzümdeki bazı kaslar felç olmuş olabilirdi. Üzgünüm yüz kaslarım. Ben de bundan keyif alıyorum.

Eren'in 1 2 3 diye saydığını duydum ve ardından koşarak bana yetişti ve sırtıma atladı. Bir yandan da "Küsme be yüzünü mıncırdığım. Tribini yerim senin." diye bağırıyordu. Daha fazla tutamadım kendimi, Eren ve Rüzgar'ın kahkahalarına benimkilerin karışmasına izin verdim.

"Ya Eren aptal mısın? Öyle atlanır mı? Ölüyordum hayvan!" Gülerek sırtımdan indi ve karşıma geçip yanağımdan bir makas aldı.

"Bir daha bana trip atma senin o kollarını kırarım he."

"Nah atmam canım. Asıl sen attırma."

"Hoop kızlar inanın bunu izlemek dehşet eğlenceli ama hadi gelin bir kafeye oturup bir şeyler içelim. Eskisi gibi saatlerce sadece boş yapmayı özledim sizinle. Hem anlatacağım bir şey var."

"Yaa yakışıklı Meltem. Ne oldu, Ne anlatacaksın?"

"Bana bak Damla. Bana bir daha Meltem dersen dilini koparırım ona göre." Sadece dil çıkarmakla yetindim ve gülerek yakınlardaki bir kafeye doğru ilerlemeye başladık.

***

"Eee Rüzgar efendi. Dökül bakalım." Beni beklemeden Eren başladı konuşmaya. Okula yakın bir kafeye gelmiş siparişlerimizi vermiştik. Siparişler gelene kadar boş beleş konuşmuş şimdiyse siparişlerin gelmesi ile ikimiz de pür dikkat Rüzgar'ı dinlemeye başlamıştık.

"Ya kızlar ben biri ile tanıştım. Aynı bölümde değiliz ama birkaç dersimiz ortak. Adı Aslı. Aşırı kafa dengi biri. Ayrıca çok güzel." Tabi bunu duyan ben ve Eren durur muyuz? Durmayız.

"Aney aneeeey gittiii. Rüzgar'ım gittiiii. Kaptılar götürdüler Rüzgar'ımı." Eren yalandan ağlayarak, dizlerini döverek ağıt yakmaya başladığında kahkahalarıma engel olamayarak Rüzgar'ın 'mal mısınız ya' bakışlarına aldırmadan gözlerimden yaş gelene kadar güldüm. Tabi saçma ağıdı bitince Eren de bana katıldı. Tüm kafe bize bakıyordu ama umrumuzda mı? Hayır.

Kızıl Damla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin