1.1

1.6K 227 549
                                    


..

"Taehyun." Sona doğru sesim kısıldı, dizlerimin çamur olmasını umursamadan yere onun yanına oturmuştum, aslında oturmak değil de kendimi atmıştım demem daha doğru olurdu çünkü o kadar kötü duruyordu ki kendimi kontrol edemiyordum "İyi misin?"

Kapıya doğru koşarak gelen annemin çığlığını da duyduğumda Taehyun gözyaşlarını tutmayı bıraktı.

"Başına bir şey mi geldi?" Yeonjun'un bu durumda olmamıza rağmen yine de düz çıkan sesi beni sinirlendirse de onu görmezden gelmekle yetindim. Benim Taehyun'u sarmama kalmadan annem onu elinden tutarak kaldırmıştı "İçeri geç." dedi sevecen bir tınıyla ardından ellerini saçlarına koydu.

Aceleci tavırlarım annemi rahatsız etmiş olacak ki onaylamaz bir şekilde kafasını salladı "Önce bir kendine gelsin."

"Ben sana kıyafet vereyim." Annem rahat hissetmesi için salona geçip oturduğunda Taehyun, Yeonjun ve ben öylece ayakta bekliyorduk. Ona kıyafet vereceğimi söylememe rağmen ben bile kıpırdamıyordum.

"Sen odama geç ben de sana su getireyim." Taehyun söylediklerimi duyduğu gibi odama doğru adımladı, şimdi bana gözlerini dikmekle meşgul Yeonjun'la yalnız kalmıştım. İnsanların fikirlerinden bu kadar çabuk etkilenmemden dolayı mıydı bilmiyordum ama Yeonjun'a karşı olan bakış açım bile yavaş yavaş ben farkında olmadan değişiyordu. Belki de Yeonjun'un boş ve alaycı bakışları bunun nedeniydi.

"Beomgyu, Taehyun konusunda sana dikkatli ol dediğimi hatırlıyorsun değil mi?" Duruşu bana acıyor gibiydi ve bu istemsizce dişlerimi sıkmama neden olmuştu, şu durumda dahi neden benimle uğraşıyordu "Seni parmağında oynatıyor, farkında bile değilsin."

Yapabileceğim en basit şeyi yapıp yüzüne bile bakmadan yanından geçip gittim, söylediği şeylerle beni etkisi altına alabileceğini sanıyorsan yanılıyordu. Bu kadar basit biri değildim.

Neredeyse koştura koştura odadan içeri girdiğimde Taehyun hala dolu olan gözleriyle dudağını sıkıntıyla büzmüş bir şekilde yatakta oturuyordu. Elinde dolabımdan aldığı mavi küçük bir havlu vardı telaşla saçlarını kurulamaya çalışıyordu, Taehyun son zamanlarda onu gördüğüm stresli ve sinirli halinden uzak oldukça sevimli duruyordu.

"Özür dilerim seni boşu boşuna telaşlandırdım." dedi odaya girdiğimi anladığında bir çırpıda "Başıma bir şey gelmedi." Sondaki dediği cümleyle başı yere doğru eğilmişti "Eve gitmek istemedim, ben biliyorsun korktum ve n-."

Konuşmakta zorlandığını fark edince daha fazla çabalamasına izin vermeden yanına oturup kolumu ona sıkıca sardım "Peki ya bu halin?" dedim üzerindeki çamuru kastederek.

"Bahçeye gizlice girince." Hala ağladığı için arada durup derin bir nefes alıyordu ve bu görüntü kalbim için pek iyi değildi "Köpek kovaladı, düştüm."

Gülerek saçlarını karıştırdım ardından da kafasını göğsüme yasladım, bu kadar uğraşmış mıydı gerçekten?

"Bir daha eve gitmek istemezsen bana sadece gitmek istemediğini söyle tamam mı? Böyle şeyler yapmak zorunda değilsin." Kafasını kaydırıp bu sefer de dizime yattı bu şekilde yüz yüze konuşabiliyorduk "Annen benimle yakın olmanı sevmiyor, burada kalacağımı söylesen rahatsız olurdu."

tag,you're it  | taegyuTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon