3.3

571 78 94
                                    

girl in red- i wanna be your girlfriend
..

“Sence ben korkak mıyım?” Son bir saat içerisinde Taehyun'un muhtemelen en az on kere duyduğu soruyu bir daha sordum. Vicdan azabı ruhumu terk etmiyordu, sıkıntı ise bunun sebebini bulamamamdı. Ruhuma işlemişti sanki ve bu histen kurtulamıyordum. Taehyun bir nebze olsun iyi hissetmeme neden oluyordu ama yaşananların beynimde dönüp dolaşmasına engel olamıyordum. Her şey bizimle çığrından çıkmıştı, Taehyun'un da bunu bildiğine emindim ama asla bu konu hakkında konuşuyorduk çünkü bu düşünceleri bir kere dışarı vursak ikimiz de pes ederdik, bunu biliyordum.

Babam.. Tüm düğümler onda çözülüyordu, böyle bir adamın çocuğu olmak yeterince yük bırakıyordu üstümde. Zaten kötü bir durumdaydık bunu kabul ediyordum, kimse güllük gülistanlık yaşamıyordu ama Taehyun'u kurtardığım günden beri masum insanların da canı yanmaya başlamıştı ve ben bunun nedenini sadece babama bağlayabiliyordum.

Yeonjun korkunç şeyler yapmıştı ama yine de o evde yaşayan biri olarak bunları sindiremesem de onu suçlayamıyordum. Tüm suç babamındı. Tek bir hareketiyle bile birçok insanın hayatını mahvedebilecek bir insandı ve bunu deneyimledikçe Taehyun'un annem hakkında söyledikleri daha da etkiliyordu beni. Biz Yeonjun'la birbirimize sahiptik bu yaşımıza kadar ama annem yalnızdı. Biliyordum bunu yıllarca yalnız bir ruh gibi öylece geziyordu evin içinde sadece. Mutlu değildi,babamın ona aşık olmadığını biliyordum belki de hâlâ Yeonjun'un öz annesini seviyordu bilmiyordum ama düşündükçe anneme olan vicdan azabım da tekrar ortaya çıkıyordu. Evet yalnız olmayı o seçmişti istese Yeonjun ve bana olmak istediği şekilde annelik yapabilirdi ama yine de ona kızamıyordum.

Ben düşüncelerime dalmışken Taehyun kollarını sıkılaştırdı “Sen.” dedi ardından güçlü olması için özen gösterdiği ses tonuyla “Tanıdığım en güçlü insansın Beomgyu.”

“Ben buna inanmıyorum.” Geri çekilip yüzüme baktı bu sefer, orada olduklarını fark etmediğim göz yaşlarımı yanaklarımdan sildi yavaşça “İnanman için ne gerekiyorsa yaparım ama gerçek bu.”

“Eğer sen korkak bir insan olsaydın biz burada canlı bir şekilde oturuyor olmazdık.” İki eliyle yanaklarımdan sıkıca tutup onunla göz kontağı kurmamı sağladı, şimdi onun yüzünden başka bir şeyi göremiyordum “Ama Ryujin ve Soobin..”

“Hayır.” dedi anında beni susturup “Ne kadar bu kadar kısa sürede yaşadıklarımız on sene yaşlanmış gibi hissettirse de biz hâlâ liseliyiz Beom. Ne yapmayı bekliyordun? Bir katille aynı zamanda da çıldırmış babanla uğraşmazdık ,başaramazdık bunu biliyorsun. Eğer ortada illa ki bir suçlu arıyorsan emin ol bu sen değilsin, bu vicdan azabını çekmesi gereken büyükler biz değiliz.”

“Şimdi gel bakalım.” Elimden tuttuğu gibi beni oturduğum banktan kaldırırken yüzüne bir gülümseme yerleşmişti “Çok uzun sürmeyecek olsa da şimdilik özgürüz, tadını çıkaralım.”

”Ne demek bu?” Hâlâ arkasından koştururken gözlerini kaçırıp bana döndü “Yeonjun itiraf etmiş.”

“Bunu bana şimdi mi söylüyorsun Taehyun,onu korumamız lazım!” Gözlerim korkudan irileşmişti, bu korkumun nedeni Yeonjun'un asla direnmeyecek olmasındandı.

tag,you're it  | taegyuWhere stories live. Discover now