0.3

2.3K 305 180
                                    

..

"Ah, hadi ama." Oturduğum yerden kalkıp yemeğimi de elime aldım, Kai bir türlü özrümü kabul etmiyordu ve o kabul etmedikçe içimdeki ne de olsa seni bekleten o'ydu neden özür diliyorsun ki sesi daha da yükseliyordu. Onu konuşmak için çağırdığımda kalkmış olduğu yere tekrar oturdu şimdi yalnız değildik ve Taehyun uyduracağım tüm yalanlara destek çıksa iyi olurdu. "Affet işte, yarın çıkabiliriz."

"Yarın işim var." Ayakta durmaktan vazgeçip onun yanına oturdum "Ne işin olabilir ki, gidelim telafi ederim söz veriyorum."

"Söz verme, tutmuyorsun Beomgyu hyung."

Taehyun işlerin kızışacağını anlamış olacak ki yüzlerimizin arasına elini uzatıp ikimizin de dikkatini dağıtmak ister gibi parmaklarını bir iki kez şıklattı "Dün annem rahatsızlandı." dedi suyundan bir yudum alırken "Ne yapacağımı bilemedim yine, ani atakları oluyor biliyorsun. Dışarıda da Beomgyu varmış seni bekliyordu sanırım, bağırışımı duyunca yardıma gelmişti."

Sıraladığı yalan dizisine karşı ağzımı kapalı tutmak için çok direndim, benim anlamsız yalvarmalarımdan daha çok etki etmiş gibi duruyordu söyledikleri "Evde durunca da o gece bir atak daha olursa diye bizde kaldı. Yalnız bırakmak istememiş bu yüzden okul forması da yoktu, kafanda bir şeyler kurmana gerek yok." Sondaki dediğini eğer diyen kişi Taehyun olmasa ve yüzüne takındığı o samimi gülümsemesi olmasa muhtemelen yanlış anlardım ama onun cümleleri bir art niyet taşımıyordu, tabii yalan olmaları dışında...

"Bunu bilmiyordum." Kai başını öne eğerek mırıldandım "Ben de beni ektiğini düşünmüştüm."

"Aslında teorik olarak yine de ekmiş oluyor." Gözlerimi beni şimdilik kurtarmasına rağmen bulaşmayı da geri plana atmayan çocuğa çevirip "Taehyun!" diye tısladığımda dudaklarıyla Kai'nin anlamayacağı şekilde "Ödeştik." dedi. Yani artık işlerime çomak sokmaya devam edebilirdi, istemsizce gözlerimi devirdim.

"Özür dilerim Beomgyu, geçerli bir nedenin olduğuna inanmadığım için." Kai'nin dolmuş gözlerini gördüğümde dudaklarım şokla aralandı, kendini tutmasa oturup ağlayacak gibi duruyordu "Senden de özür dilerim Taehyun, seni dün yaşadıklarını açıklamak zorunda bıraktığım için."

Taehyun bıkkınlıkla önündeki yemeği kendisinden uzaklaştırıp "Yapma." diye sızlandı "Sulugöz olma bu kadar, haklılığımın tadını bile çıkarmıyorum şuna bak oturup sakince yemek yemek varken şimdi senin ağlamanın önüne geçmek zorundayım."

Ardından bileğine uzanan okul ceketiyle Kai'nin dolmuş gözlerini sildi, bense olayları tam kavrayamamış gibi kalmıştım. "Pekala, telafi edebiliriz." Kai bu sefer parlayan gözlerle baktı, gerçekten de ne hissediyorsa karşısındakine de aynısını hissettirmeye çok iyi başarıyordu gülümsemem yüzüme yerleşmişti bile çoktan "Ne zaman olmasını isterdin?"

"Yarın akşam."

"Dolu olduğunu söylemiştin." Çocuksu bir tavırla omzunu silkti "Yalandı." Beklediğim cevap da buydu ya zaten, Taehyun'un aksine yalanı kendini çok daha çabuk ele veriyordu.

"Peki." Gözlerim istemeden de olsa bir yan masada oturup can kulağıyla bizi dinleyen Seon'a takılmıştı, sürekli bu çocukla karşılaşmak artık bunaltıcı olmuştu "Baksana, Seon." Beklemiyor olacak ki silkindi, benden bir üst sınıf olmasına ve okulda güçlü tavrını takınmaya çalışsa bile bir kavgaya girsek neredeyse ağlayıp kaçacak birisi olduğunu çoktan fark etmiştim, bugüne kadar onunla kavga etmemiş olmamın en büyük nedeni de buydu ya zaten "Gelip bize eşlik etmeye ne dersin, dediklerimizi daha iyi duyarsın."

tag,you're it  | taegyuWhere stories live. Discover now