32

9K 580 544
                                    

Medya; Kaç Canım Kalmış • Kafamı Hissetmiyorum

Kapıdaki zilin çalmasıyla beraber koşarak kapıya vardım. Annem sofrayı çoktan hazırlamış, güzel dantelli ve çiçekli lacivert bir elbise giymişti. Bende annemle uyumlu olsun diye düğmelerini iliklemediğim lacivert bir gömlek ve içime de beyaz bir tişört giymiştim. Altıma da siyah kot pantalon giyerek hazırlanmıştım. Annemin ısrarları sonucu bu akşam Dolunay ve daha isminic bile bilmediğim kız kardeşi gelmişti.

Kapıyı yarı heyecan yarı sevinç ve yarı özlemle açarak karşımdaki çift yumurta ikizlerine baktım.

Daha çok Dolunay'dan ayıramadım gözlerimi. Gözlerinden daha koyu kot mavi ceketi ve hafif kıvırdığı kollarıyla, altında siyah sweatshirt'ü ve siyah pantolonuyla, ışıldayan gözleri, kıvırcık sarı saçları ve gülümsemesi ile karizmatik bir adam karşımda duruyordu.

Yanında da kız kardeşi.

"Hoşgeldiniz." dedim gülümseyerek.

"Hoşbulduk."

İkisi de aynı anda dediğinde annem içerden, "Aa geldiniz mi çocuklar?" diye gülümseyerek yanımıza geldi.

"Oo Nesrin Hanım ne bu güzellik? Gerçi siz hep güzelsiniz orası ayrı tabii." diyen Dolunay, anneme iltifatlarını ilk dakikadan sıralarken annem ise hoşuna gider gibi gülümsemesi Dolunay'a bir puan kazandırmıştı.

Kız kardeşi de elini uzatarak annemle merhabalaştı ve hep beraber mutfağa ilerledik.

"İsterseniz bir elinizi yüzünüzü yıkayın öyle gelin sofraya. Savaşcığım sen de lavabonun yerini göster."

Kafamı sallayarak koridordan geçip Dolunay'ı ve kız kardeşini peşime taktım. Kapıya geçip gösterdiğimde, "Burası." dedim ve geri çekildim. İçeri aynı anda girdiklerinde ikisi de iki bileğimden tutarak beni de içeri sokmalarıyla anlık, "Noluyor?" kelimesi firar etti dudaklarımdan.

Dolunay kapıyı kapattığında, "Evet birbirinizi ilk defa görüyorsunuz şu an ama sevgilisiniz. Yalancıktan." dedi.

"Ben Ayla." diyerek elini uzattı sonunda adını öğrendiğim kız.

"Memnun oldum, anneniz herhalde Ay'ı çok seven bir kadın. Dolunay, Ayla falan." dediğimde küçük çaplı bir kahkaha attı Ayla.

"Evet, uyumlu olsun diye koymuş."

"Şu an derdimiz isim mi Allah aşkına?" diye isyanda bulunan Dolunay'a bir bakış attım. Doğru söylüyordu.

"Biz bir şey düşündük Dolunay ile," diyerek lafa giren Ayla'ya tekrar dikkatimi vererek mavi gözlerine baktım. Buz mavilerine. "Madem annen sevgilini kız sanıyor, o zaman bu sevgilinin diğer yönlerini öğrenmesi lazım."

Kaşlarımı çatarak, "Nasıl yani?" diye sordum. Hiçbir şey anlamamıştım.

"Yani diyor ki Ayla bu akşam anneni birazcık sinirlendirip gözünden düşürecek. Ayla'yı sevmemesi lazım." diyen Dolunay ile şimdi durumu çaktım. Evet eğer annem Ayla'yı sevmezse sevgili olmamı istemezdi.

"Hayatımda duyduğum en iyi plan."

"Tabii olum benden çıktı fikir." Ayla'ya gülümseyerek baktığımda ona ısınmıştım. Şimdi fark ediyorum da giydiği dizinin biraz altında olan siyah fırfırlı etek ve üstüne giydiği beyaz, kolları tüllü gömleği onda şirin durmuştu. Takı olarak da hilal şeklinde kolyesi vardı.

"Çok oyalandık, ellerimizi yıkayalım da şu akşamı çabucak bitirelim."

Dolunay'ın sözleriyle bende banyodan çıktım ve ikisini de dışarıda bekledim. Çıktığımızda mutfağa geçmiş ve tabaklarımızı yeni doldurmaya başlamış anneme kısa bir bakış atarak sandalyeye oturdum. Ayla sağıma geçti ve Dolunay da karşıma oturdu. Dolunay'ın yanında da annem vardı.

buz mavisi • texting | gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin