30

9.6K 557 373
                                    

Murat Dalkılıç • Soktuğu Duruma Bak

Harıl harıl ders çalışıyordum. Şu sıralar hem çok boşlamıştım hem de haftaya sözlüler başlıyordu. Sonraki hafta ise sınavlar başlayacaktı. Yani anlayacağınız kafasını derslerden kaldıran en adi şerefsiz olsun.

"Savaş! Sofrayı kurdum, azıcık kafanı kaldırırsan yemeğin kokusunu takip ederek mutfağın yolunu bulabilirsin." Alt kattan annemin sesini duymamla evrenin beni şerefsiz ilan etmek istediğini o an anladım.

İlla şerefsiz haysiyetiz it kopuk mu olaydık. Bunu mu istiyonuz?

"Savaş sofraya gel." Annemin 2. kez sesini duymamla dinlenmek amaçlı masamdan kalktım ve banyoya geçerek elimi yüzümü yıkadım.

Merdivenlerden inerek annemin hazırladığı sofraya oturdum.

"Eline sağlık anam."

"Afiyet olsun oğul."

Böyle anlaşıyorduk bizde. Annem genelde modern kadınlar gibiydi, eski kafalı birisi değil, açık görüşlü ve herhangi bir yere uyum yeteneği normalin çok üstüne olan bir kadındı ve bu huyunu çok seviyordum. Ama işte ne kadar modern ne kadar açık görüşlü ya da ne kadar uyum sağlasa da bu korkularımın olmayacağı anlamına gelmiyordu.

"Anne sana bir şey sorabilir miyim?" dedim utana sıkıla. Gözlerimi pilav ve köfte ikilisinden kaldırmadan nimetle oynuyordum.

"Sorma." dediğinda şaşkınlıkla kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

Anında sırıtıp gülümsediğinde, "Şaka yaptım sorabilirsin." dedi ve içime biraz olsun su serpti. Bu gece keyfi yerindeydi.

"Herkesin yaptığı bir şeyi başkası farklı yollardan yapınca neden dışlanıyor? Neden hor görülüyor?"

Tamam, şimdilik bu konudan girmem daha iyiydi. Direkt söylersem anlayabilirdi.

İlk bir kaç saniye sorduğum soruyu anlamaya ve ölçüp biçip tartmaya başladı. Mimiklerinden anlıyordum onu. Tek kaşı havada sol tarafa bakıyordu. 

"İnsanlar herkesin yaptığı bir şeyi yaptığında doğru bir şey yaptıklarını sanarlar ve doğru şeyin ise herkesin yapmasını beklerler. Ama diğer bir kesim ise akıllarını kullanarak kendi yollarından giderler. Bir nevi çoğu insanlar toplumun yaptığı bir şeyi doğru yol olarak kabul etse de diğer insanlar bu yolun farklı taraflarından giderler. Ve bu toplum bunu hoş karşılamaz." dediğinde dikkatle dinleyerek kafamı salladım.

"İnsanların seçemedikleri şeyleri sanki onlar seçmiş gibi davranıyorlar. Madem insanlar özgür, neden baskı uygulanıyor? Neden psikolojik baskı uygulayarak farklı insanları susturmaya ve onları bunalıma sokmaya çalışıyorlar? Demek istediğim çoğunluk kakaolu dondurmayı seviyorsa neden bir başkası çilekli dondurma yediğinde ona hakaret ediliyor?"

Son dediğim cümledi örnekle biraz gerilerek anneme bakmaya devam ettim. Resmen konuyu Lgbt'ye çekmiştim. İçimden dualar ederek farklı bir anlam çıkarmaması ya da eşcinsel olduğumu düşünmemesini istiyordum.

"İnsanlar maalesef böyle. Bencil, duygusuz, düşüncesiz, empati yoksunu ve acımasız. Ama inan bana kendini yabancı hissettiğin bu toplumda tek sen böyle hissetmiyorsun. Kendin gibi farklı olduğun ama aslında aynı özelliklere sahip birileri mutlaka karşına çıkacaktır ve sen, bu iğrenç topluma asla boyun eğmeyeceksin." dediğinde anlık bir cesaret gelmişti.

Şimdi açıklasa mıydım acaba? Ya da Dolunay ile birlikte mi söyleseydim?

"Ee senin şu aşık olduğun kız ne alemde? Sevgili oldunuz mu yoksa hâlâ kızı kapmalarını mı bekliyorsun?" diye aniden konuyu değiştirdiğinde cümlelerim boğazımda kaldı ve daha dilimin ucuna bile gelemeden tekrar aşağıya indi.

buz mavisi • texting | gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin