13|

460 56 58
                                    


13|Arzular ve Görevler.

••••••••••••••~♪

İş gününün yorgunluğu üzerimdeyken, yaslandığım duvarda bekliyor. Parmaklarım ile alnıma baskı yaparak, zihnimi boşaltıp rahatlamaya çalışıyordum. Fakat şu bir kaç gündür yaşadığım can sıkıcı olaylar buna izin vermiyor,  gözümün önünden ardın sıra geçip duruyordu tüm yaşananlar.

"Ne düşünüyorsun?"
Yolun kenarından, önüme doğru yürüyen Zhan tebessüm ile sordu.

Onu fark edince, doğrulup,
"Ah, hiç"

"O zaman gidelim mi?"

Kafamı yukarı aşağı salladıktan sonra,
Gülümsemelerimiz birbirine karışırken, adımlamaya başladık. Yol boyunca sessizlik devam ederken, bu durumu bozmaya karar verdim.

"Dün soramadım."
"Ama merak ettiğim bir şey var."

Bana doğru tabi sor dercesine başını salladı.

"Şu dünkü kekeleyen herif.." diye söze başladım.

Sanki ne soracağımı tahmin eder bir hali ile beni dinlerken devam ettim.

"Sen o garip adama neden yaklaşmamamı söyledin?"
"Ayrıca arkadaşın değil miydi?"
"Bu denli sert davranman doğru mu?"

"Hayır, arkadaşım değil."
"Diğer sorunu cevaplayamam."

Dalgacı tavrım ile,
"Niye?"
"Seri katil falan mı?"
"Sen onun hakkında konuşursan gelip boğazını mı kesecek?"

Ben gülerken, Zhan benim aksime espriye dahil olmadı. Sert duruşunu sergilemeye devam etti.
"O kelimeyi kullanma."

"Ne?"
"Hangisini?"

O karşıya bakarken, ben ise ona dikmiştim bakışlarımı.
"Katili mi?"

Hafifçe kafasını salladı. Bunu görünce çekinerek önüme döndüm. Bende kafamı olumlu bir şekilde salladım. Sonra ise konuyu uzatmadan, durgun sokaklarda yürümeye devam ettik. Aynı hizada adımlarken, arada ona dönüp bakıyordum. Bunu son yapışımda, yandan bize yaklaşan birini gördüm.

Zhan'ın koluna dokanarak,
"Hey, kardeşin geliyor."

Önce bana sonra işaret ettiğim yere baktı. Kardeşi hızla yanımıza gelip, zhan'ın elinden tutması ile çekip uzaklaştırması uzun sürmedi. Peşlerinde bakakalmışken, onlar benim duyamayacağım uzaklıkta konuşmaya başladılar.

•••~

Zhan elini, kardeşinin ellerinin
arasından kurtarırken,
"Noldu?"

Kardeşi suratına düşen ince saç tellerini kulağının arkasına atarken, görüntüsü ne kadar sakinde olsa aslında içten
oldukça öfkeliydi.
"Ne işin var senin bu çocukla?"

"Görevi yerine getiriyorum."

"Şimdiye yerine getirmeliydin."
Kardeş sözlerini Zhan'a karşı kullanırken, parmağının dış kısmı ile zhanın bedenine yumuşak hareketler ile baskı uyguluyordu.

"Çok geç kaldın Zhange"

Zhan, kardeşinin parmaklarını tuttuğu, üst bedeninden ayırmak için uzandığında,
"Ne zamandır işime karışır oldun?"

Kardeşi gülümsedi.
"Delirdin mi?"
"Söylediklerimden çıkardığın tek şey
bu mu?"
Hayıflayarak,
"Görevini vaktinde yerine getirmemenin sonuçlarını ikimizde biliyoruz."

Violinist | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin