TANITIM BÖLÜMÜ 1 √

En başından başla
                                    

Kapısının yanındaki ismiyle manevi babalık yapmış olan Cemal amcanın kapısını çaldım.
Ve içeri girdim karşısındaki takım elbiseli adamla derin sohbetini bırakıp bana yöneldi.

"Merhaba "
Elimi o orta yaşlarda ki takım elbiseli adama uzatıp tokalaştım.
"Merhaba "
"Cemal bey ben sizi meşgul etmeyim daha fazla " dedi takım elbiseli adam.
Cemal amca başıyla onayladı ve takım elbiseli adam bana baş selamı verip odadan çıktı.

"Şey cemal abi hani şu.. Cansu arkadaşlarıyla buluşacakmış ya hani izin versen diyorum.."ağzımdaki baklayı daha fazla tutamayıp hemen çıkardım.

"Demek senide oyunlarına davet etti ha küçük serseri "dedi gülerek.
"Söz veriyorum ki geç kalmayacak "diye üsteledim.
"Pekala izin veriyorum ama dediğim gibi geç kalmasın " kafamı salladım. İzin isteyip odasından ayrılarak koridorda Cansu'ya kısaca babasının ona izin verdiğini ve geç kalmaması için ise küçük ikâz dolusu mesajla bildirmiştim ve oda sözünü vermiş içimi rahatlatacak bir adet mesajı telefonuma bırakmıştı. Bileğimdeki beyaz ve doğum günü hediyem olan saat gözüme çarptı.. Aman Allahım! yarım saat vaktim kalmıştı ve geç kalmam an meselesiydi.

Saatim gözüme batırırcasına 13:00' ı gösteriyordu ve randevum için yarım saattim vardı. Yurt dışındaki yüksek lisans için konu seçip tez hazırlıyorduk ama benim 9. hazırlayşımdı ve ne yazık ki hepsinde başarısız olmuştum! oysaki benim arkadaşlarım şuan yüksek lisans için milyon kez tez hazırlamış ve başarılı olmuşlardı. Benim başarısızlığım neydi acaba! . Bu yüzden yardım almak amacıyla çok sevdiğim Profesör Hande Alaçatı'yla randevu almıştım. Geç kalmak istemediğim için karakoldan hızlı -Koşu tarzında yürüyerek-

Odamdaki çantamı alıp koşuşturma maratonuna devam ederek tempomu hiç kaybetmeden çıkışa yöneldim fazla kalabalık olduğu için herkesle çarpışmam kaçınılmazdı ve bana ağız dolusu homurdanış eden insanların sesini uzakta olsam bile duyabiliyordum.

Lakin bu sefer daha sert bir gövdeyle çarpışınca olduğum yerde sendelendim.

Mavi gözlerim karşımdaki uzun boylu güzel fiziği ve kahverengi gözlü dolgun güzel kısa siyah saçlı adamda durdu.

Sinirli bakışları ve benimde ona karşı mahçup bakışlarıma aldırmadan konuşmaya başladı;

"Seni aptal önüne bakmayı hiç düşünmez misin? Sarışınları aptal bulurdum ama sen aklı havalarda birisinde " kaşlarımı çatıp onun söylediği cümlelere karşı kaşlarımı çattım.

"Dengesiz! centilmen olsaydınız özür dileyecektim sizden ama siz bunu haketmiyorsunuz bile şimdi acelem var sizin boş boğazlığınızla vakit kaybetmeyeceğim iyi günler beyefendi. !" sinirlerimi ona doğru konuşmalarımla püskürtmüş ve rahatlamıştım.

"Bana bak ya gözümün önünden çekil yada şimdi seni burda boğarak öldüreyim ha? "
Üzerime üzerime yürüyünce korkum ve panik duygum artmıştı.

Arkamdan 'Çınar bey 'diye bağıran daha önce Cemal abinin yanında gördüğüm takım elbiseli adam yanına koşuşturarak geliyordu.

Tüm dikkatini ona verdiği için oradan sıvışıp hızlı adımlarla randevuma yetişme çabasıyla karakolun son kapısından çıktım. Yağmurda fazla ıslanmamak adına otoparka doğru tekrar tabana kuvvet diyerek arabama yaklaştım ve uzaktan kumandasıyla açıp şoför koltuğuna yerleştim. Arabanın anahtarlarının kontağa yerleştirip motorun güçlü sesinin kulaklarımı doldurmasına müsaade vermeden.
Gaza basarak arabayı sürmeye başladım.




Spor ayakkabılarımın verdiği rahatlıkla koşuşumu hızlandırdım.
Ciğerlerim patlayacak ve nefes alış verişimi hızlandırıp zorlamıştı.
Sanırım bu genç yaşta eğitim yolunda kendini öldürmüş olarak harcayacaktım.

Son telaşla kapının önünde durup kapıyı tıklayıp içeri daldım.
Elimi kalbime koyup hızlı nefes alış verişimi dengelemeye çalıştım ama ne yazık ki? Olmuyordu.

Hande hoca gözlüklerini eliyle aşağı indirmiş dik dik bana bakıyordu.

"Arkandan kovalayan yoktu değil mi? Yeşim "dedi bu halime gülerek.
"Yok yok hocam randevu saatimi kaçırmamak adına böyle koştum "dedim zor aldığım nefesle.
" Geç otur bakalım şuraya."dedi.
Vakit kaybetmeden hemen dediği yere oturdum elinde dosyayı karıştırmayı bırakıp belini dik hâle getirip sahte bir şekilde öksürdü.

"Yeşim'cim bu 9. Denemen ben ve hocaların bu tezleri yeterli görmüyoruz o yüzden sana yardımcı olmaya karar verdim "dedi hemen konuya dalarak.

"Biliyorum hocam ama ne yazık ki? Hastalar kalıcı değildi ve elimden geleni yaptım "

"Hastalarda sorun yok sanırım tezlerinde problem var canım bu yüzden seni bir polis karakolunda staj yapmana müsaade verdik "

"Anlıyorum efendim fakat yapacağıma.."
Sözümü tamamlayamadan Hande Hanım cümlelerine devam etti.
"Ben inanıyorum yapacağına zaten kızım. İşte bu yüzden senin için yurt dışındaki İngiltere Üniversitesine CVI yolladım şimdi senden memnun olmayan hocalarına karşı benim için iyi bir iş çıkarmanı istiyorum Kızım. "

İçimde yaşadığım duygular ve verilen destek sayesinde güvenim yerime gelmişti ve şuan İngiltere için adıma verilmiş bir CVI vardı.

"İ-nanmıyorum hocam siz.. "
"Evet kızım " dedi.
"Emin olabilirsiniz ki sizin için başaracağım ve uygun bir tez hazırlayacağım "dedim bir çırpıda.
"Pekâlâ o zaman şimdi gidebilirsin Yeşim'cim "içimdeki heyecana karşılık ayağa kalkıp sarıldım oda sırtımı sıvazlayarak sıcak kanlı davranmıştı.
Sarılışımızı sonlandırıp baş selamı verdim ve odadan ayrıldım sanırım bunun için çok fazla çalışmalıydım.
Daha yeni başladığım için ne yazık ki pek çok hastaya teşhis koymakta zorlanıyordum ama bunu yapacağımada inanıyordum.

Fakültenin özel otoparkına girip arabamı uzaktan kumandayla kilidini açtım.

Şöfor koltuğuna geçip kontağı yerleştirdim ve gaza basarak fakülteden ayrıldım...
Yoğun zamanların beni beklediğini biliyordum ve şimdiden çalışmaya başlamam lazımdı .

Eve kendimi zor atıp elimdeki kitapları masaya koydum sanırım ölüyordum.
Öğleden sonra çalışmak istemediğim için Cemal amcadan izin aldım.
Bir kaç tanede kitap alıp eve öyle gelmiştim ve sanırım ölüyordum.

Ayakkabılarımıda çıkarıp gelişi güzel fırlattım.
Ve koşarak koltuğa zıpladım.
Biraz çalışma vaktiydi.

Elime aldığım Laptopun kapağını hemen açıp gerekli araştırmalara başladım.



Geçen saatler ve artık laptopun ekranına zor bakan gözlerim iyice baygın bakmaya başladı.
Ekranın kapağını kapatım bilgisayarı masanın üzerine bıraktım.
Ve gözlerimi gün batımı yaşayan pencereye bedenimi döndererek yatmaya gözlerimi kapatarak başladım.
Sanırım yarın her tarafım tutularak kalkacaktım.

İşte ilk bölüm düzenlendi.
Bildirim için kendimi nasıl affettirim bilmiyorum ama çabucak yazıp size düzgün bir hikaye okutmak istiyorum cümle hataları olmadan.
Lütfen affedin beni.
İlk yorumlarınızı alabilirim.
Soyadlarını değiştirdim umarım sorun olmaz. :)








PSİKİYATRİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin