Unut Bunu /5.Bölüm

9.3K 568 48
                                    

Gönderen: Yengeannem
Zeynep düğün tarihi için aklında ne varsa onu söyle. Amcam ne derse o dersen evlenmeyi rüyanda görürsün. Ciddi söylüyorum. En son '1 yıl sonra mı 2 yıl sonra mı' diye düşünüyordu.

Amcamla hiç konuşmamıştık düğün tarihini. Zaten isteme gününden sonra evlilik hakkında da hiç konuşamamıştık. Söylemesede anlamıştım ben. Konuşmak istemiyordu. Ayrılmak zordu. Kendimden biliyorum. En sonunda yemeğe giderken konuyu açabilmişti. Sonrasında ise yine konuşamamıştık. Mesajın saatine baktım. Arabada konu açıldığı sırada atmış olmalıydı.

Bir damlanın daha süzülüp gitmesine izin verdim. Bu süzülüp gitmeler beni hep kaza gününe götürüyor. Bir de bu yüzden ağlamıyorum. O günü tekrar tekrar yaşamak istemiyorum. Amcam ve yengemin üzerindeki kırmızılıklar, amcamın hareketsiz bedeni, yengemin son nefesinde oğlunu emanet edişi. Hepsi tekrar tekrar gözümün önüne geliyor. Dayanamayacak gibi oluyorum. Korkuyorum isyan etmekten. Yengem 'Allah'ın lütfunu da kahrını da hoş karşılamak gerekir.' derdi. Boğazım düğümlendi yine. Yutkundum fakat fayda etmedi. Yataktan doğrulup telefonu komodinin üzerine sert bir şekilde bıraktım. Ne diye elime almıştım şu lanet şeyi. Komodinin üzerindeki su şişesini elimle yoklayarak buldum. Besmele çekerek yudumladım. Boğazımdaki düğüm yok olurken Rabbime şükrettim. Bana, bize suyu bahşettiği için.

**
Sabah Ömer Asaf'ıma hayırlı sabahlar dedikten sonra kahvaltı için hastanenin yakınındaki fırından taze simit aldım. Bugün Ahmet amcagil memleketten dönecekler. Ofisteki işim bittikten sonra onları karşılamam gerekiyor. O yüzden bir an önce işlerimi halletmem gerekiyordu.

Ofisin önüne geldiğimde derin bir nefes alıp besmele çektim. Rabbim sen yardım et. Amin!

Kapıdaki güvenlik beni tanıdığı için baş selamı verip geçmeme engel olmadı. Odamın önünden geçerken artık orasının benim odam olmadığını fark ettim. Başka bir isim yazıyordu. Gözümün dolmasına izin vermeyip halka ilişkiler bölümüne doğru ilerledim.

"Kolay gelsin. Hayırlı işler." Bölüm başkanı ilgilendiği dosyadan kafasını kaldırır kaldırmaz yüz ifadesi değişti.

"Ceylin Hanım sizin burada ne işiniz var"

"O da ne demek İpek Hanım"

"Siz işten çıkarıldınız. Buraya böyle elinizi kolunuzu sallayarak gelip kargaşa çıkaramazsınız."

"Merak etmeyin kargaşa çıkarmaya gelmedim. Sadece hakkım olanı alıp gideceğim."

"Bizden alacağınız hiçbir hakkınız yok. Güvenliği çağırmadan gitseniz iyi olur."

"Bakın İpek Hanım maddi bir sebepten dolayı burada değilim. Ben kaza geçirdim. 1 hafta komada kaldım. Uyandığımda işten çıkarıldığımı öğrendim. Sebep olarak da işleri zamanında teslim etmemekmiş. Komadayken ne yapmamı beklediniz acaba."

"Biz bize ne söylendiyse onu işleme geçirdik." hastaneden aldığım belgeyi çantamdan çıkarıp masaya bıraktım.

"Bakın hastaneden aldığım rapor. Giriş-çıkış tarihleri, uygulanan tedaviler, verilen ilaçlar hepsi yazıyor."

"Ceylin Hanım zorlaştırmayın." Masanın üzerinden belgeyi aldığımla Hakan Bey'in odasına ilerledim. Hakan Bey buranın sahibiydi. Asansörden en üst kata çıkıp odasının önüne geldim.

Sekreteri benim geldiğimi arayıp haber verdi. Fakat Hakan Bey'in gelmediğini öğrendim. Saat henüz erken sayılırdı.

1 saate yakın bir süredir bekleme rağmen gelen giden olmadı. Ahmet amcaların inme saatine çok az kalmıştı. Yarın tekrar gelirim artık. Oturduğum yerden tam kalkmıştım ki Hakan Bey'in odasının kapısı açıldı. 1 saattir beklediğim adam buradaydı. Gözlerim anında sekreteri bulunduğunda üzgün bir ifadeyle bana bakıyordu.

Sadece Anne&BabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin