İmtihan Dershanesi /35. Bölün

5.4K 458 105
                                    

Selamün aleyküm can okurlarım
Çok geç geldiğimin farkındayım. Sizleri bu kadar beklettim için özür dilerim.

Bu bölüm geç geldi çünkü bir türkü yazamadım. Söyle ki karakterin ne hissettiğini bilmeden bunu yazıya dökmek beni oldukça zorladı. Bölümü tamamladım ama oldu mu olmadı mı hâlâ emin değilim.

İnşallah beğenirsiniz, sizleri seviyorum♡

~☆~

Gözlerimi kapatıp sadece Yusuf'un söylediklerini düşündüm. Amcam ve yengemin asla gelmeyecek olmaları çarptı yüzüme. O güne gitmem kaçınılmazdı. Kaza günü yaşadığım her şey bir bir gözümün önünden geçti.

Hepsini ayrıntısı ile hatırlıyor olmak canımı yakıyordu. Acımı dindirecekmiş gibi sıktım yumruğumu. Nefes alışım hızlanırken boğazımda oluşan hissi yok etmek adına yutkundum.

Annem ve babam beni artık tanımasa da ara sıra İstanbul'a gidip onları uzaktan seyrediyordum. Tekrar karşılaştığımızda ne yapacağımı düşünüyordum hep. Ama bu öyle bir şey değildi.

Amcam ve yengem artık yoklar, asla gelmeyecekler. Ben ailemi bu kez gerçekten kaybettim, kaybetmişim. Bu sefer onları özlediğim zaman gidip uzaktan izleyemeyeceğim. Yaşlandıklarını göremeyeceğim. Tekrar bir araya gelirsek nasıl davranacağım diye düşünemem, çünkü öyle bir şey olmayacak. Onları bir daha asla göremeyeceğim.

Yanağımdan süzülen sıcak damla ile gözlerimi açtım. Sağ kolum ve sol bacağım sızlarken bunun gerçek olmadığını kendime hatırlattım. Bazen böyle oluyordu. O günü yeniden yaşıyormuşum gibi tekrar aynı yerlerden yaralanmışım gibi canım yanıyordu.

O gün de değilsin Zeynep. Şu an Yusuf ile beraber bahçedesin. Kolumun sızlaması geçerken olduğum ana geri dönebilmiştim. Yusuf'un göğsüne yaslandığım ana.

Düşüncelerim geri çekilirken kulağıma dolan kalp atışları dikkatimi çekti. Benimkinin aksine gayet sakin ve sağlıklıydılar.

Boynumun ağrımasıyla başımın tamamen Yusuf'a yaslanmasına izin verdim. Nasıl oldu bilmiyorum. Kendimi o kadar hafif hissettim ki, en ufak esintide uçuverecek kadar hafif. Bu uzun zamandır hissetmediğim bir şeydi. Güven ve huzur.

Bir süre sonra bulunduğum yerdeki memnuniyetim beni rahatsız etmeye başladı. Biz, Yusuf'la ben yani, bu raddeye nasıl gelmiştik. Ben nasıl Hesna'yı yok sayıp burada huzurdan bahsedebiliyordum.

Beklenmedik ani bir hareketle Yusuf'un kollarının arasından ayrıldım. Utancımdan yüzüne bakamayıp etrafıma anlamsızca bakındım. Söyleyecek bir şey de bulamadım.

"Daha iyi misin?" hızlıca kafamı salladım.

"Evet evet iyiyim. Teşekkür ederim." Yusuf'un da ayaklanmasıyla arkamı dönüp eve doğru adımladım.

Zile basmak için kalkan kolumla duraksadım. Burada ne yapıyordum ben. Onlar artık yok, ben nasıl böyle yaşamaya devam edebiliyorum. Elim yanıma düşecekken durdurdu beni. Elimi havada yakalamış, zile basmamı sağlamıştı. Kafamı çevirip sağ omzumun üzerinden ona baktım. Ne yaptığını sorar gibi.

"Hayat devam ediyor. Daha ilk dakikadan pes edemezsin. Buna izin vermem, vermeyeceğim."Yusuf geri çekilirken açılan kapıya döndüm. Nergis teyze kucağında Ömer Asaf ile kapıyı açmıştı. Yengemin ile amcamın oğlu Ömer Asaf. Kuzenim Ömer Asaf.

Hızlıca sırtımı döndüm kapıya. Yusuf'un da kaşları çatılmıştı. Ne oldu diye soruyordu gözleriyle. Başımı iki yana salladım.

"Yapamam." Fısıltı gibi çıkan sesim kulaklarına ulaşınca kaşlarını düzeltti.

Sadece Anne&BabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin