19.Bölüm : No. 26

289K 19.4K 216K
                                    

Selamlar sevgili No 26 sakinleri^^

Diğer bölümlere göre biraz kısa bir bölümle geldim. Benim için hikayeyi ikiye bölecek bir bölümdü bu zaten. Hikayenin miladı diyebileceğimiz bölüm. İyi okumalar dilerim. Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın :')


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


19.Bölüm : No. 26

*Eğer bir gün geri dönerse ona iyi bak... Ben bakamadım.*


Tam bir saat boyunca sahilde oturduk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tam bir saat boyunca sahilde oturduk. Ece kollarını belime dolamış ve uyuyordu. Efe ile ben ise yalnızca yağmuru seyretmiştik. Efe benimle ilgili gerçekleri öğrendikten sonra beni bırakıp gidebilirdi, affetmeyebilirdi, istemeyebilirdi. Tüm bunların kalbimde yarattığı korku tarif edilemezdi. Onu kaybetmek istemiyordum ama onu üzmek de istemiyordum.

"Artık kalkalım mı?" dedim sessizce, "Ece hastalanmasın..."

"Kalkalım. Bekle, ben Ece'yi kucağıma alayım." Efe kalkıp Ece'yi kucakladığında toparlanıp ayağa kalktım ve arabanın arka kapısını açtım.

"Geç bakalım ufaklık." Efe Ece'yi arka koltuğa yatırıp bana döndü.

"Hadi, çabuk bin de ıslanma. Ben yağmurluğumuzu alıp geliyorum."

"Yağmurluğumuz mu?" diyerek bakakaldım arkasından. Yüzümde hüzünlü bir gülümseme vardı. Yağmurluğumuz, bizim yağmurluğumuz...

"Hadi Mine, ıslanacaksın!" Efe bana gök gürültüsünün arasından seslendiğinde başımı salladım.

"Sen binmeden binmem." dedim. Gülümsediğini gördüm. Yanıma ulaşır ulaşmaz kapımı açtı.

"Bin hadi!" dedi, gülerek bindim ve Efe'nin yağmurluğu bagaja yerleştirip kendi koltuğuna geçmesini izledim. Sırılsıklamdık.

"Sayın yolcularımız..." dedi Efe gülümseyerek, "Yolculuğumuz yaklaşık yarım saat sürecektir, son durağımız No 26."

Yol boyunca Efe'yi izleyip durdum. Gerçeklere vereceği tepkiyi düşündüm, korktum. Beni anlayacak kadar tanımış mıydı bunu bilmiyordum. Belki de zamanın biraz daha geçmesi gerekiyordu ama onu daha fazla kandırmak istemiyordum. Tanıştığımızdan beri sanki iklim değişmişti, hiç durmayan yağmurlar peşimizi bırakmazken gök gürültüsünün uyarmak istediği birileri vardı sanki. Binanın önünde durduğumuz an Efe Ece'yi kucakladı. Ben ise bagajdaki şemsiyelerden birini aldım ve hem onları hem kendimi koruyarak onlarla beraber binaya doğru yürüdüm.

No : 26 (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin