18.Bölüm : Dünyanın Tanımı.

293K 19.7K 42.9K
                                    

Selamlar sevgili No 26 sakinleri^^

Yukarıdaki müziği açmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bölüm sonunda görüşmek üzere <3 


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


18.Bölüm : Dünyanın Tanımı.
*Ben sadece sana hayranım.*


Telefonum çalıyordu. Belki onuncu belki de yirminci kez. Sayı sayma yeteneğimi kaybetmiştim, koltukta uyuyan Ece'nin yanında yerde oturmuş balkonu izliyordum. Arayanın kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Halsizce ve mutsuzca telefonuma uzandım. Seran Medya Dilan arıyordu, tam tahmin ettiğim gibi. Saat 13.46'ydı. Efe çoktan oraya ulaşmış olmalıydı, belki de hala Yeşil Küpeli Kız'ı bekliyorlardı. Telefonu kapatıp mesaj sayfasına girdim ve Dilan'a bir mesaj yazmaya başladım.

"Dilan Hanım, merhaba. Ufak bir kaza geçirdiğim için bugün gelemeyeceğim. Ama müsait olduğum en kısa zamanda orada olacağım. İyi günler dilerim."

Sadece iki dakika sonra cevap geldi.

"Çok üzüldüm YKK. Sorun değil, sen iyi misin?"

Mesajda çok üzüldüğünü söyleyip arkamdan bir ton eleştiri yaptığına emindim. Kaza hikayesine inanmadığına da emindim. Salak değildi.

"İyiyim." Yazıp gönderdim. Konuşmanın uzamasını istemiyordum.

Başımı Ece'nin başına yasladım. O koltukta ben yerdeydik, sadece birkaç dakika sonra uykuya daldım ve öylece kafa kafaya uyuduk. Gözlerimi açtığımda Ece'nin uyandığını, üzerimi kırmızı bir battaniyeyle örttüğünü ve kendine de bir bardak süt alıp çizgi film açtığını gördüm.

"Yaşıyorsun bu hayatı..." diyerek güldüm.

"O da ne demek?" dedi Ece şaşkınlıkla, "Sen de yaşıyorsun. Sen ölü müsün?" Bir çocuğun anlaması için oldukça zor bir cümle kurmuştum sanırım.

"Hayır, tabi ki ben de yaşıyorum. Ben başka bir şeyi kast etmiştim aslında. Espri yapmıştım."

"Espri mi?"

"Evet, büyüyünce anlarsın."

Ece gülümseyip çizgi filmini izlemeye döndüğü sırada ben toparlanıp kalktım ve üzerimdeki kırmızı battaniyeyi katlayıp yatak odasına götürdüm. Efe ne bir mesaj göndermişti ne de aramıştı. Bir anda ne olup da değiştiğini anlamaya çalışıyordum ama bunu anlamam imkansızdı. Ona mesaj atmalı mıydım? Dışarıdaki bahar yağmurları durmak nedir bilmezken kendime bir fincan kahve yapmaya karar verdim.

"Ece, sandviç hazırlamamı ister misin?" diye seslendim koltukta oturan Ece'ye. Amerikan mutfağın faydalarından biri de mutfakta vakit geçirirken koltukta oturan Ece'yi izleyebilmemdi.

No : 26 (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin