YH • 5 | BENİMLE YAN

Start from the beginning
                                    

Babası başta kendi fikrini de almıştı, annesini hâlâ çok sevdiğini ama artık yalnız olmak istemediğini, kendisi için de anne olacak birinin iyi olabileceğini söylemişti. Yine de eğer istemezse konuyu tekrar düşüneceğini söylemişti. Ne diyebilirdi ki, annesinin son arzusu babasının mutlu olmasıydı. İstemiyorum diyerek hem annesini, hem babasını üzmek istemediği için; sorun olmayacağını, eğer çok istiyorsa, aksine mutlu olacağını söylemişti. Ama şimdi babası mutlu, kendisi ise mutsuz olmuştu. 

Hele o kadının aptal kızı Ece onu deli ediyordu. Aynı üniversitede onunla olmak şansızlığın en büyüğüydü. Asıl şansızlık onunla aynı yıl dünyaya gelmekti. Nüket üniversite birinci sınıfa başladığı bu sene bu aptalla ortak derslerinin olduğu anlarda çıldırmamak için kendini sıkıyordu. Ece inatla onun yanına oturup bir de dalga geçiyordu o zaman. Bu dersleride ortaktı şükür ki bugün hasta olduğu için gelmemişti. "Umarım geberirsin," diye mırıldandı farkına varmadan. Başını sağa çevirdiğinde yanında kendisine tuhaf bakan arkadaşını farketti ve "Afedersiniz," diyerek beceriksizce gülümsemeye çalıştı. 

Ece olmadan gün daha çekilebilir hale gelmişti... 

🍷

Eve geldiğinde üvey anneside kapıdan çıkıyordu. Buna tam sevinecekken onun sesini yeniden duymak canını sıktı. "Çorba yaptım. Ece'ye ısıt, ver." 

Nüket'in bir şey demesine izin vermeden gitti. Genç kız, derin bir soluk çekip, yine kendi içinde küfürler sıralamaya başladı. İçeri geçip, kadının dediğini yaptı çünkü yapmasa bir şekilde evde huzursuzluk çıkarıyordu. Sonunda babasının kızdığı kişi hep Nüket oluyordu. Bu işkencenin hemen bitmesi için mutfağa gitti çorbayı ısıtıp kaseye koydu. Umarım o aptal bir de ağzına vermemi istemez diye düşündü. 

Ece'nin kapısına geldiğinde kapıyı tıklattı. Gerizekalı cevap da vermiyordu. Aslında kapısını çalacak kadar saygı duymuyordu. Fakat Ece sürekli izinsiz odasına girince kapıyı tıklatmasını söylüyordu. Kapısını tıklatmazsa o aptal kesinlikle bunu yüzüne vurur, zar zor ikna ettirdiği bu kuralı çiğneyerek odasına tıklatmadan girerdi. 

Nüket ses gelmeyince uykuda olduğunu düşünerek daha fazla beklemesinin yersiz olduğunu düşündü. Kapıyı açarak içeri girdi. Gözlerine inanamadı, Ece yatağın üzerinde uzanmış, muhtemelen telefonundan aptal oyunlarından birini rahatça oynuyordu. 

İçinden kendisine sakin olmayı öğütleyerek Ece'nin yanına gitti. Her zamanki rahat Ece'ydi. "Neden kapıya vurduğum hâlde cevap vermiyorsun?

"Şu an önemli bir şey yapıyorum," dedi Ece. "Sana neden cevap verecek mişim?"

Genç kız, derin bir nefes aldı, nasıl cevap almayı bekliyordu ki, şimdi sinirleniyordu. Bu tam Ece'ye göre bir hareketti. 

"Annen çorbanı getirmemi istedi," dedi, neredeyse tıslayarak. 

Ece sanki onu daha fazla delirtmek için cevap bile vermiyordu. Sinirle tepsiyi komidinin üzerine sertçe bıraktı. Ece'nin bakışları anında Nüket'e döndü. "Kafama atsaydın, hastayım ve sen nasılda kabasın!"

"Neden sesinde ve görünüşünde hastalık izi yok?"

Bu aptalın numara yaptığına emindi. Numara yapması, odasından çıkmadığı ve fakülteye gelmediği için kendisinin yararınaydı. 

"Ne demek istiyorsun benim kızıma?!"

Nüket ve Ece'nin bakışları kapıya döndü. İşte üvey annesi de gelmiş sinirle ona bakıyordu. Bu kadın ne zaman gelmişti hem nereye gitmişti de bu kadar hızlı dönebilmişti? Şurada şansına tüküresi vardı. Güzel Allah'ım, lütfen bir dahaki sefer canını al şu kadının hiç problem değil, diye söylendi. Tabii ki içinden. "Benim kızım senin gibi düzenbaz değil. Onu ben yetiştirdim. Herkes senin gibi yetişiyor sanma. Şimdi, kızımı daha fazla üzme ve çık!"

YARALI HAYALLER (+18)Where stories live. Discover now