YH • 41 | UĞULTULAR

80.7K 4.8K 2.9K
                                    

    Kırmızı güllerim, bölümü okmaya geçmeden önce yıldıza basın ve okumaya geçip satırlarımıza bol bol yorumlar bırakın, sizi seviyorum! ❤

Bölüm Şarkısı ;  Pulsar • Uğultular
       

  Bölüme kitabımızın simgesi 🥀🍷

      41. BÖLÜM | UĞULTULAR 

Bazen kendimizi bir hayalin içinde sanırız, ama aslında yaşadıklarımız gerçektir. Bazen de her şeyi gerçek sanırken aslında yalnızca hayal gördüğümüzün farkına varmayız. 

  Kapıda gördüğüm yüz, yüzüme öfkeyi getirdi. Kapıda gördüğüm gözler, gözlerime öfke ateşini getirdi. Kapıda gördüğüm beden, bedenime kazzab tadında öfkeyi getirdi. 

   Kapıdaki kişi uzun süredir görmediğim, aklıma bile gelmeyen Barış’tan başkası değildi. 

    “Senin ne işin var burda diye sordum?” Gözlerinin içine bakıyordum. 

  Barış, derin bir nefes alıp, “Seni görmek istedim,” diye başladı, sesinde kendine güvenmek isteyen ama başaramayan bir ton hakimdi. “Çünkü seninle konuşmam gerekiyor.” 

  Kaşlarımı çattım. “Seninle konuşmak istemiyorum,” dedim, sesim netti. “Hemen git burdan, olay çıkmasın.”

  Kapıyı yüzüne kapatmaya çalıştım ama o gülün sapından fırlayan sivri diken gibi kapının aralığından elini uzatıp kapıyı parmaklarıyla kavrayarak engel oldu. “Nüket dur.” 

   Telaş zihnime yayılıp kötü düşünceleri beraberinde getirirken, “Defol git burdan!” diye bağırdım. “Bağırır, bütün siteyi başına toplarım.”

   Barış, “Yemin ederim sadece konuşmak istiyorum,” dediğinde, sesi yalvarır gibi çıkmıştı. “Kötü bir niyetim yok. Bak kapını itmiyorum, sadece tutuyorum. Eğer niyetim kötü olsaydı kapıyı zorla da olsa açardım. Lütfen sadece birkaç dakikanı ayır bana.” 

   Ona dikkatle baktım. Yüzü kızarmış damarları kabarmış, göğsü hızlı hızlı nefes alıp vermekten derince yükseliyor, derince iniyordu. Ve cevabımı bekliyordu. Düşünceler bir evin içindeki dağınıklık gibi zihnimin içindeki eve dağıldı; ihtimaller birbirinin üzerine devrilen elbiseler, kelimeler dağınık yataklar, onunla ilgili anılar mobilyaların üzerini kaplayan tozlar gibiydi. İç geçirdim. Ona zerre güvenmiyordum. Bana şantaj yapmıştı, beni tehdit edip Beren'e zorbalık yapmıştı. “Tamam, elini çek ve geri çekil,” dedim, gözlerim hiçbir hareketini kaçırmazken. 

  Bu biraz, ellerini yukarı kaldır, konuşmama hakkına sahipsin der gibi suçluyu yakalayan polis edasında olduysa da kimin umrundaydı ki? 

   Benim değildi. 

     Barış derin bir nefes verip geri çekilirken, “Ne istiyorsun?” diye sordum. 

  “Dediğim gibi sadece konuşmak istiyorum, beni dinlemene ihtiyacım var.” Kelimelerini dikkatli seçmek için yavaş konuşması… tabii ki bu ufak ayrıntı gözümden kaçmamıştı. “İçeri girebilir miyim, Nüket?”

  İsmimi söylemesi bile tüylerimi diken diken ediyordu. “Hayır, giremezsin,” dedim, kararlı bir sesle. Bana şantaj yapmış, psikolojik şiddet uygulamış birini evime alacak kadar salak değildim. Ve aptal erkeklere artık güvenmiyorum, özellikle bana karşı yanlış yapmış olanlara. “Dışarda konuşacağız. Bekle, üzerime bir şey alıp hemen geliyorum.”

YARALI HAYALLER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin