YH • 4 | KÜTÜPHANE

133K 5.8K 4.6K
                                    

Bölüme oy ve yorum vermeyi unutmayın

Diğer bölüm, 22.00 de gelecek

Bölüme 🍷🥀

Bölüm Şarkısı : Enya ¤ Only Time

4. BÖLÜM / KÜTÜPHANE

Hava ne sıcak ne soğuktu, sonbahar havasına uygun şekilde ferahtı.

Bugün son derslerim boştu. Yarınki vizeye hazırlanabilirdim fakat bunu yapmaya gerekli hava bende yoktu. İşte bu yüzden fakültenin ağaçlık kısmına gitim, gövdesi geniş bir ağacın dibine oturup ayaklarımı ileri doğru uzattım. Arkadaşımın hediye ettiği, ederken okumam için delice ısrar ettiği o kitabı okumaya başlamıştım ve ortasındaydım.

İki kişiyi sevmiyorum.

İlki izleyicinin aklını alaya senaristleri.

İkincisi okuyucunun aklını alaya alan yazarları.

Elimde tuttuğum kitabın yazarı, kesinlikle okurlarının aklını alaya alan bir yazardı.

Kitabın intikamla ilgili kurgusu vardı, açıkçası sağlam işlenmişse birbirini mahvetmek için yola çıkan iki kişinin ruhlarının yavaş yavaş birbirine bağlanması her zaman mest etmiştir beni.

Fakat bu kitap daha önce okuduğum kitaplara benzemiyordu, yazarı her bölüm başka bir karakter ekleyerek kurgusundan iyice koptu. Kurguda o kadar çok gereksiz karakter vardı ve konuyu o kadar çok dağıtıyordu kı sanki okura, siz aptallara ne verdiysem razı olacaksınız der gibiydi. Hele kitaba neşeli, eğlenceli karakter adı altında koyulmuş o pişkin yılışık karakter bana neşe vermiyordu, o kadar boş ve uzun uzun konuşuyordu ki neşemi öldürüyordu.

Espri zekâ işiydi, herkesin yapması da şart değildi hani.

Romantik sözler ve romantik sahneler o kadar fazlaydı ki bunun üzerine yazarın, okurlarına ana karakterini kötü adam gibi gösteren çabaları beni öldürüyordu.

Yangın var! Diye bağırmamak için kendimi zor tuttum. Kitabı kapattım, aklımla daha fazla alay edilmesine dayanamayacaktım.

Çimenlerden yükselen koku havaya karıştı, bu temiz ve ferah kokuyu derin derin içime çektim; ciğerlerime doğru nehir gibi aktığını hissedebiliyordum. Bugün renkli kısa elbise giymiştim. Rüzgâr bacaklarımı kedi dili gibi yumuşakça yalayıp geçerken, ağacın girinti çıkıntıyla dolu gövdesine yasladım başımı.

Bu sırada Işıl yanıma yaklaştı. Işıl psikoloji bölümünde okuyan yakın arkadaşlarımdan biriydi. Uzun açık sarı saçları her adımında omuzlarının arkasında geriye dalgalanırken gülümsüyordu.

Yanıma otururken biraz geriye çekildim. Ela gözleri parlıyordu. "Ne okuyorsun?"

"Okuduğuma pişman olduğum bir kitap işte," diye hayıflandım. Elimdeki kitabı sallayarak ekledim. "Bookstgramlara güvenerek kitap almak pişmanlıktır."

Güldü. "Allandırıp bullandırdıkları her kitap mutlaka içi dolu balon çıkar hep, bu hiç şaşmaz," dedi. "Kazıklarını yedikten çok sonra anlıyorsun, aslında objektif olmadıklarını, kendi popülerliğinde, kendi ekmeklerinde, kendi beğenilerinde olduğunu."

"Kendi ekmeklerindeler okey de boşuna param gitti, öğrenciyim ben ya."

"Su içeceksin üzerine," diye güldü. "Sana harika bir haberim var bu arada."

"Harika, harika haberlere bayılırım, bilirsin."

"Bil bakalım haftasonu fuarına, hangi yazar yurt dışından Türkiye'ye geliyor?"

YARALI HAYALLER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin