The Quidditch | Taekook

20 | Şah ve Mat

4937 kelime, kendi rekorumu kırdım. bu bölüm, kitabın başından beri uğraştığımız meselelerin sonuca kavuştuğu yer. bol bol yorum bekliyorum❣️ iyi okumalaaar❣️

(bilgilendirme! anahtar: büyücülük evreninde ulaşım için kullanılan yöntemlerden biridir. herhangi bir nesneye büyü yapılarak elde edilen 'anahtar', cisimlenmesi anında onunla temas eden kişileri de beraberinde götürür; bir çeşit yanısıra-cisimlenme örneğidir. bkz: harry potter ve ateş kadehi'nde quidditch maçına gitmek için kullanılan bot.)

———————————————————

Samuel Marlock, Kimlerin gösterişli salonunun baş köşesindeki koltuğa oturup ona ikram edilen şarabı yudumlarken Minhyuk ve Joanne Kim'in anlattıklarını dinliyordu.

"Biz..." dedi Minhyuk, utançla eğdiği başını hafifçe kaldırıp Marlock'un gözlerine bakarak. "Biz ona ne tür bir ceza vermemiz gerektiğinden emin olamıyoruz." Marlock bu sefer daha büyük bir ilgiyle baktı karşısındaki gözleri kısık yüze. "Bana kalırsa hâlâ burada kalması bile hata ama bildiği başka şeyler varsa onları anlatmaması, hatta bizi ifşa etmemesi için tutmak zorundayız. Hafızasını güçlü bir şekilde silmeyi düşündük ama gerçekten isterlerse anılarını geri getirebilirler."

"Oğlunuzdan vazgeçmek istemiyorsunuz, değil mi Mr Kim?" dedi Marlock, kadehinden aldığı ufak yudumdan sonra. "Artık o bizim oğlumuz değil," dedi Joanne, ellerini kucağında bağlamıştı. Ses tonu; söylediklerini çok düşünmeden, hatta kendini ikna etmeye çalışırcasına sarf ettiğini belli ediyordu. "Tüm yaptıklarından sonra artık bizim için bir yabancıdan farksız."

"Doğru bir yaklaşım." Marlock öyle sakin bir ses tonuyla konuşuyordu ki gerçek tepkilerini anlamak çok zordu. "Yine de Taehyung Kim, bu haliyle işimize yarayabilir."

Mr ve Mrs Kim şaşkınlıkla Marlock'a baktılar. Joanne, ister istemez oğlunu tehikeye atmama içgüdüsünü harekete geçirdiğini fark edince kendini uyardı, artık böyle olmamalıydı. "Ne gerekiyorsa," dedi Minhyuk donuk bir ifadeyle. Marlock ayağa kalktı ve ihtişamlı salonda volta atmaya başladı. "Taehyung'a yarın toplantı olduğundan bahsetmiştin, değil mi Minhyuk?"

"Evet..." diye yanıtladı Minhyuk, kısık bir sesle. "O zaman MBE bundan haberdar olmuştur. Eğer öyleyse yarın bize bir baskın yapmayı planlıyor olabilirler, ki eğer bunu yaparlarsa diye önceden hazırlık yapmış oluruz, fakat bunu ihtimale bırakmak yerine gerçekten onları tuzağa düşürebiliriz. Taehyung yerine İkiz Defteri kullanıp onlara istediğimizi yaptırabilirim."

Joanne ve Minhyuk ilgiyle başlarını salladılar. Marlock, elini sandalyeye dayayıp konuşmaya devam etti. "Taehyung'un ağzından çok büyük tehlikede olduğunu ve başının dertte olduğunu yazacağım. Yarınki toplantının iptal olduğunu ve bunun yerine pazartesi yapılacağını söyleyelim. Bu bilgi direkt olarak William Potter'a iletilecektir ve hazırlıklara başlarlar. Onlar geldiği zaman da pusuya düşüreceğiz ve MBE'yi tamamen ortadan kaldırmış olacağız."

"Bence İkiz Defter'e bizzat Taehyung yazmalı," dedi Joanne. "El yazısını ne kadar taklit etsek de farklılığı anlayacaklardır. Ayrıca hâlâ Veritaserum etkisinde, herhangi bir oyun da çeviremez. Hem bu, onun için en iyi ceza olur. Kendi eliyle onları ölüme sürüklemek onu oldukça etkileyecektir." Marlock "Pekala..." diyerek onay verdi. "Taehyung'u ve defteri getirin."

Kim Ailesi, salonda konuşulanların bodrumdan rahatça dinlenebileceğini hesaba katmamıştı; Taehyung'un vücudundaki iksir etkisini yitirmeye başlamışken hem de. Bu durum oldukça endişe verici olabilirdi ama genç büyücünün fark ettiği bir şey vardı: Marlock, Taehyung'un bu bilgiyi Profesör'e sızdırdığını düşünüyordu ama Taehyung bu konudan hiç bahsetmemişti, Jungkook'a bunu Yoongi söylemişti.