The Quidditch | Taekook

14 | Vante'nin Yöntemleri

iyi okumalar💙
medya: jungkook - lost stars (adam levine)

[JUNGKOOK'TAN]

LONDRA'DA KATLİAM

"Dün akşam Londra'da gerçekleşen BMH saldırısında 79 Muggle katledildi. Muggle Kral II. George'la Sihir Bakanı Damian'ın yaptığı görüşmeler sonucu henüz paylaşılmadığı için Mugglelara ne açıklama yapılacağı bilinmiyor. Hiçbir Muggle'da onların yöntemiyle öldürme izlerinden biri olmadığı ve birçok Muggle bu duruma şahit olduğu için büyücü toplumu büyük tehdit altında. Böyle bir şeye nasıl müsade edildiği konusunda Bakanlığa yüzlerce mektup gelse de yetkililer inatla açıklama yapmamayı sürdürüyor.

BMH hareketini başlatan Samuel Marlock'un da bu saldırıda şahsen yer aldığı da söylentiler arasında.

"Çok kalabalıktılar," diyor olaya şahit olan bir Muggle. "Ellerinde tahta çubuklar vardı. Ben bu sırada pencereden dışarı bakıyordum. Ellerindeki çubukları sallayıp yeşil ışıklar fırlatıyorlardı. Gerçekten dehşet vericiydi." Muggle'dan bu kişilerin yüzlerinin neye benzediği konusunda bilgi aldıktan sonra muhabirimiz hemen onun hafızasını sildi, bu konuda şüpheniz olmasın.

Ayrıca başka bir Muggle tanığın söylediğine göre, Salmonlar oraya ulaştıktan yaklaşık on dakika sonra başkaları da gelmiş ve onlarla Salmonlar arasında düello yaşanmış. Ardından hem Salmonlar, hem de diğerleri cisimlenerek ortadan kaybolmuşlar. "Onlar gelmeselerdi saldırmaya devam ederlerdi," diyor Muggle. Şimdi tüm gözler o gizemli kahraman cadı ve büyücülerin kim olduğuna çevrildi ama Bakanlık bu konuda da açıklama yapmayı reddediyor.

Umarız Bakanlık artık ciddi bir şekilde bu durumu ele alır ve artık bu işi kökünden halleder."

Agustin okumayı bitirdiğinde hâlâ şaşkınlıkla habere bakıyordum. "79 Muggle... Korkunç..." Tam o sırada karşımızda oturan Jessica fısıldayarak konuşmaya başladı. "Emily Evans'ın ailesi de o Muggleların arasındaymış. Sabah daha kahvaltıya inmeden Profesör Weasley kızı alıp götürdü."

"İnanamıyorum..." Bakışlarımı öğretmenler masasına çevirdiğimde Profesör Potter'ın orada olmadığını fark ettim. Profesör Levine ve Profesör Miller ise fısıldayarak konuşuyordu.

Kahvaltıya inerken aceleden çantamı yatakhaneden almamıştım bile. Onu bahane ederek kahvaltımı yarım bırakıp masadan kalktım ve neredeyse koşarak ortak salona çıktım. "Kerevizli Turta" dedikten sonra yavaş yavaş açılan tablodan geçip yatakhaneye çıkmam en fazla on saniye sürmüş olmalıydı. Çantamdan İkiz Defteri çıkarırken neden dün kontrol etmediğim için kendime kızıyordum.

"Saldırı muhtemelen bu akşam Londra'da olacak, bunu hemen ona haber ver."

"Tanrım... Bunu nasıl görmemiş olabilirim..." Kendime kızmaya devam ederken yazının devamını okudum.

"Tanrım, hala okumadın mı? Akşam oldu sayılır. Bir şekilde gidip sana okumanı söylemem gerekiyor ama bunu yapamayacağımı ikimiz de biliyoruz... Of..."

Bundan sonra devam eden yazı çok aceleyle çiziktirilmiş gibiydi. "Ben hallettim ama bunu bir daha yapmam, gerçekten büyük risk aldım ve tam olarak yetişemesek de durdurmayı başardık."

Aceleyle bir tüy kalem çıkarıp cevap yazmaya başladım. Defteri koymak için sabit bir yer olmaması çok rahatsız verici olduğu halde kolumla destek vererek devam ettim.