16 | Tüm Saklananlar Ortaya Çıkıyor

3.8K 587 496
                                    

gerilim filmi gibi bölüm başlığı vol.2
(red velvet - psycho)
iyi okumalar❤️

———————————————————

Aradan geçen bir ayda altıncı sınıfların yoğun geçen ödev dönemleri ve Taehyung ile Jungkook ikilisinin sohbet kaçamakları dışında heyecan verici bir gelişme yaşanmamıştı. BMH sessiz görünüyordu, muhtemelen içlerindeki köstebeği bulmaya çalışıyorlardı.

Taehyung ve Jungkook, ah, ikisi de açılmaya cesaret edemeyecek kadar korkuyorlardı. İkisi de duygularının neye işaret ettiğini çoktan anlamışlardı. Şubatın sonundaki Hogsmead gezisinde beraber yürürlerken Jeongguk, Taehyung'a sakin bir sesle, "Tüy kalem almam gerekiyor," dedi ve şirin görünümlü bir dükkanın içine yöneldiler. Taehyung Jeongguk'un kalemi seçmesi ve ücretini ödemesi için beklerken onu izlemişti.

"Kazıklandım resmen," dedi Jeongguk tekrardan karlı yolda yürürken. "Bu kaleme 2 galleon mu verilir Merlin aşkına?"

"Haklısın," diye onu onayladı Taehyung. Her ne kadar bu konuda anlaşmamış olsalar bile Carl'ın mekanına gideceklerini biliyorlardı. Loş mekana girip kaymakbiralarını ellerine aldıktan sonra oturmak için bir yer aradılar ama bu boşunaydı çünkü içerisi bu soğuk günde kendini sıcacık mekana atmış cadılar ve büyücülerle doluydu. Carl'ı bira bardaklarını geri getireceklerine dair zar zor ikna ettikten sonra mekandan çıkmış, kendilerine oturup biralarını soğutmadan yudumlayabilecekleri bir yer bulmaya koyulmuşlardı.

Karın her yeri örttüğü bu güzel köyde, bir ağacın altındaki kayaya oturmuşlardı. Jungkook'un burnu soğuktan kızarmıştı ve bu haliyle bir tavşana daha önce hiç olmadığı kadar çok benziyordu. Bira köpüğünün dudağının üstünde bıraktığı izi yaladıktan sonra Taehyung'a dönüp "Ailemden iki haftadır mektup alamadım," dedi. Taehyung, karşısındaki güzel genci izleme daldığı için bir an afalladı ama sonrasında toparladı sözcüklerini.

"Ciddi misin? Belki hava şartlarından dolayı baykuşunuz gecikmiştir?" Jungkook sıkıntıyla başını sağa sola salladı. "Belki de öyledir ama daha önce hiç olmamıştı."

"Belki aramaya takılıp kaybolmuştur? Onlara sen mektup göndermeyi dene."

"Haklısın," dedi Jungkook. Bir süre ikisi de konuşmadılar; Taehyung, Jungkook'un düşündüğünü biliyordu. Endişeleniyor olmalı, diye düşündü içinden. Haklı olarak endişeleniyordu. Ailesi Muggle'dı, bu da endişelerini daha da artırıyordu.

Kaymakbiralarını bitirip bardaklarını söz verdikleri gibi Carl'a bıraktıktan sonra, biraz daha dolaşıp en sonunda geri dönmüşlerdi okula. Her ne kadar hâlâ bir Slytherin'le bir Gryffindor'un böylesine yakın görünmesi garipsense de okul Taehyung ve Jungkook'u böyle görmeye alışmıştı. John bile sesini çıkarmıyordu, her ne kadar bu tuhaf olsa da.

Sonraki gün İksir dersinde Çok Özlü İksir'e devam etmişlerdi. Talimatlara göre olması gereken kıvama tek getirebilen kişi Yoongi'ydi, ki bu da artık kimseyi şaşırtmıyordu. Profesör Levine bu sefer Taehyung'u kaldırıp bir Ravenclawlu öğrenciyle yerlerini değiştirtmişti. Herkes Taehyung'un iksirlerini Yoongi'den geçirdiğini fark etmişti. Dersin sonuna doğru Slytherinlerden biri kazanını yere düşürünce Levine hem malzemelere mal olduğu hem de sıvıları temizleyebilen bir büyü olmadığından öğrenciyi o akşam boyunca cezaya bırakmıştı. Genç ortak salona döndüğünde elleri dikenli otlar ayıklamaktan yara bere içindeydi.

The Quidditch | TaekookOnde histórias criam vida. Descubra agora