2.Bölüm

25 2 0
                                    

Yine yorgun hissettiğim günlerden birini yaşıyordum. Bütün gün ders çalışıp sınavlara girmek kesinlikle bana göre bir şey değildi. Starbucks'a gidip kahve içmek ve öyle ders çalışmak her ne kadar güzel olsa bile bir işe yaramıyor. Starbucks'ın kapısından içeriye girdiğimde her zaman oturduğumuz masada hyunjin ve felixi gördüm. Beni gördüklerinde el kaldırmışlardı. Oraya doğru gidip masaya oturdum.

"Beni gördüğünüze hiç memnun değil gibisiniz. Özlemediniz mi beni yoksa."deyip kaşımı kaldırdım.
"Deli misin tabi ki özlemedik."diyen hyunjindi.
Hyunjinin omzuna yumruk attım. O sırada üzerimde hissettiğim gözlerle oraya doğru döndüm. Dünkü çalışan bana bakıyordu. Bende ona bakmaya başladım. Birden kendimi 'gözlerini ilk kim kaçıracak?' diye düşünürken buldum. Ama sonra bir müşterinin gelmesiyle ilk gözlerini çeken o olmuştu.

"Ben kahve almaya gidiyorum. İstediğiniz bir şey var mı?"
"Yok"
"Yok"
Masadan kalktım ve kasaya doğru yürümeye başladım. Önümde 2 kişi vardı beklemem gerekiyordu. Sıra bana geldiğinde hemen bir cold brew söyledim. İçeceğim geldi. Masaya doğru ilerlerken kolumdan tutulmuştum. Arkamı döndüğümde bu kişinin çalışan olduğunu gördüm.

"Dün kolona sert çarptınız iyi misiniz?"
"Evet daha iyiyim teşekkür ederim."
"Tabi geçmiş olsun."
Önünde eğildim ve gidip masaya oturdum. Bu adamda nedense beni çeken bir şey vardı. Ve ben bunun sebebini öğrenmek istiyordum. Ona yakın olmak istiyordum. Olmaması gereken bir şeyi mi istiyorum? Acaba sonunda pişman olur muyum?

 Olmaması gereken bir şeyi mi istiyorum? Acaba sonunda pişman olur muyum?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Uzun zamandır aklımda böyle bir hikaye vardı. Ve sonunda yazmaya karar verdim. Umarım başarılı olur ve okuyucularımı mutlu edebilirim . Şimdiden hikayemi ve gelecek hikayelerimi severek okursunuz.

Nose bleed | minsungWhere stories live. Discover now