"Neden?"

"Kadın müthişti. Aşırı güzeldi, muhteşem bir elbisesi vardı."

"Kimmiş?"

"Bilmiyorum. Teoman Bey'e gelmiş."

Tam o sırada masada duran şirket telefonum çaldı.

"Efendim." dedim telefonu açtığımda.

"İpek Hanım, odama gelir misiniz?"

"Tabii Teoman Bey." deyip telefonu kapattım. "Beni çağırıyor." dedim ayağa kalkarken.

"Niye?"

"Bilmiyorum."

Aylin'le birlikte odamdan çıktığımızda Aylin kendi odasına geçti, ben de Teoman Bey'in odasına ilerledim.

Kapıya tıklayıp içeri girdiğimde Teoman Bey ve masanın önünde oturan kadın bana doğru baktı. Güzel fiziği ve elbisesi sayesinde anladığım kadarıyla Aylin bu kadından bahsediyordu.

"İpek Hanım, Cemre yeni tasarımcımız. İşe alımını yapabilirsiniz. Gerekli bilgiler bu dosyada." deyip bana dosyayı uzatan Teoman Bey'den dosyayı aldım.

"Tabii." deyip Cemre Hanım'a bir bakış attığımda bana gülümsediğini gördüm ve ben de aynı şekilde karşılık verdim. "Başka bir şey yoksa çıkıyorum." dedim Teoman Bey'e.

"Şimdilik bu kadar."

Odadan çıkıp kendi odama giderken Aylin önümü kesti.

"Kimmiş?" diye sordu merakla.

"Yeni tasarımcıymış."

"5 gün sonra koleksiyon çıkarıyoruz. Yeni tasarımcı ne alaka?"

"Ne bileyim Aylin? Tasarım Departmanı'ndan biri ayrılmayı düşünüyordu, belki onun yerine geliyordur."

"Kadın çok güzel. Başka birinin yerine gelecek türden değil, herkesi yerinden edecek türden biri."

"Abartma. Senin, benim gibi biri işte. Sen de o kadar pahalı elbiseler giysen onun gibi görünürsün."

"Bunu iltifat olarak algılıyorum."

"O anlamda söylemiştim zaten." dediğim sırada Özgür yanımıza geldi.

"Ne kaynatıyorsunuz hanımlar?"

"Şirkete yeni bir tasarımcı gelmiş, onun hakkında konuşuyorduk." dedi Aylin.

"Hatta ben de onun kaydını yapmaya gidiyorum. Görüşürüz." deyip yanlarından ayrıldım.

Akşama kadar çalıştıktan sonra mesai saati bittiğinde bütün işlerimi halletmiştim ve çantamı alıp odamdan çıkmıştım. Aylin'le Özgür benden biraz daha erken çıktığı için tek çıkıyordum.

Asansöre bindiğimde giriş katın düğmesine basarken Teoman Bey ve Cemre Hanım asansöre bindi, onların peşinden de birkaç çalışan.

"Sana dediğim şeyi unutma sakın." diyen Teoman Bey'in ardından Cemre Hanım güldü.

"Unutmam ne mümkün? Bütün gün hatırlatıp durdun." diyen Cemre Hanım daha çok yakınır gibiydi.

Sanırım daha önceden tanışıyorlardı. Hatta sanırım değil, kesinlikle tanışıyorlardı.

"İyi akşamlar İpek Hanım." dedi Teoman Bey asansörden inerken.

"Size de."

Eve vardığımda üzerimi değiştirip yemek yedim ve balkona çıktım. Özgür de kendi balkonunda oturuyordu.

"İyi akşamlar." dedim masaya otururken.

"İyi akşamlar." deyip yukarı doğru bir bakış attı. "Her an Perihan Teyze'ye yakalanabiliriz."

"Fısıldaşarak konuşalım." dediğimde ikimiz de güldük.

"Sorguya başladığında kesinlikle sonu gelmiyor."

"O sınavdan ben de geçtim, yalnız değilsin."

"Senin adına üzüldüm."

"İpek."

Adımı seslenen Perihan Teyze'yi duyunca Özgür gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Ben de ayağa kalkıp yukarı baktım.

"Efendim Perihan Teyze."

"Ne konuşuyorsunuz kız?"

"Hiç, havadan sudan."

"Hadi hadi, yemezler. Neyin romantizmini yapıyordunuz?"

"Ne romantizmi Perihan Teyze. Özgür benim arkadaşım."

"Kızım niye saklıyorsunuz? Gördüm sizi, geçen gün baş başa yemek yiyordunuz."

"Iı sanırım benim ocakta yemeğim vardı, ben ona bakayım. Size iyi akşamlar." deyip eşyalarımı topladım ve Özgür'e bir bakış atıp içeri kaçtım.

Üzerimdeki bitkinlik yüzünden erken yatmaya karar verip yatağa girdiğimde yaklaşık yarım saat boyunca yatakta dönüp durduğum için uyumayacağımı anlayıp kalktım.

Salona dönüp televizyonu açtıktan sonra kendime bir ıhlamur yaptım. Belki uykumu getirirdi.

Neden böyle olduğumu anlayamıyordum. Üzerimde tuhaf bir his vardı ve sebebinin ne olduğuna dair en ufak bir fikrim dahi yoktu.

MİHMANWo Geschichten leben. Entdecke jetzt