2

21 0 0
                                    

O gün eve vardığımda annemi ağlarken bulmuştum,işten güçten artık yorulduğunu anlatıp kardeşimin de çok yaramazlık yaptığındanyakınıyor ve bir yandan da ikindi yemeğini hazırlıyordu. Bense anneminsitemlerini dinlerken önlüğümü çıkarmış ellerimi yıkamaktaydım, ablam henüz gelmemişti,ağlayan kardeşimeyse eğlence çıkmış olacak ki öylece susarak biziizliyordu. Ellerimi yıkadıktan sonraablamı bulmak için yollara bakınmam gerektiğini de cümlesinin sonuna eklemiştiannem. Hemen dediğini yapmıştım bense, alt yola iner inmez de ablamın samanrenginde olan o tozlu yoldan eve doğru geldiğini görmüştüm, güneşin batmayayaklaştığı o ikindi vakti üzerine düştüğü dünyayı daha da birgüzelleştiriyordu, benim sağ ablamınsa sol tarafında bulunan yeşilliklerinvarlığı bile mutlu olmamıza yetiyordu, evet mutluydu, yürümeyi bırakmış onunyanıma gelmesini beklerken birbirimize komiklikler yapıyor ve gülüyorduk. Evevardığımızda da babamı sofrada bizleri beklerken bulmuştuk, her zamanki gibisıcak ve cana yakındı. İkindi yemeği sayesinde işlerine mola vermiş, dinlenmiş olacaktı demem o ki hepimizin babaları gibi benim de emekçiolan babam erkenden uyanır çalışmak için yola koyulurdu bahçelere, yani uyandığımızdababamızı evde göremezdik, erkenden uyandığı için annem de onunla uyanmakdurumunda kalır birlikte kahvaltı yaparlardı, sabah ezanından sonra babamın tekraruyuduğunu görmemiştim hiç, anca hasta, gerçekten yorgun ya da mevsimin kışolması lazımdı, bunların aksine hele bir de hava güzelse onu tutmak imkansızolurdu, annem de bundan şikayet ederdi ya ama ortak bir yolu hiç bulamazlardı.Babam ikindi vakitlerinde eve uğradığı için annem evde yoksa bile o da evegelirdi çünkü anlattığım üzere yemek yeme düzenimiz ikindi vakitlerinekurulmuş, gençlikleri ailelerine yardım etmekle geçtiği için onların da düzeniartık bu olmuştu, ailelerinin hayatlarını devam ettiriyorlardı, yaşıtları gibi,bize de günün yorgunluğunu atmak için ikindi vakitleri kalıyordu. Kendimden iki buçuk, üç yaş küçük olan erkekkardeşim gerçekten sürekli ağlayabilen biriydi, annemi onca işinin arasında ikimisli yorardı, ayrıca benden iki yaş büyük de bir ablam vardı, o da benimle birlikte okula gelirdi, güleçti, insanlarla kolayca samimi olabilen birçocuktu, okulda olanları ya da arkadaşlarıyla konuştukları her şeyi yani dışarıda gördüğü her şeyi akşam annemle sohbet ederlerken anlatırdı, içeride olanı dışarıya söylemez ama dışarıda ne yaşarsa ne düşünürse, hissederse annemle dertleşirdi, kısacası iki kardeşim de hala aynı bulurdum, büyüdükleri halde hiç değişmemişlerdi, ben de öyle, yani ben mi nasılım, nasıldım? Cam gibiydi gözlerim, ana kapılıp yaşamazdım, etrafımda olanları izlerdim daha doğrusu etrafımdaki insanları, bir kamera gibiydi gözlerim, otomatik olarak analiz ediyordu beynim onları, olayları. Her şeyin altında aslında neyin olup olmadığını sezer ve bilirdim, ketum veya boşboğaz değildim zira sessiz kalan, hiçbir şeye karışmayandım, dediğim gibi sadece izlerdim. Belki de şu an aklımda olan, unutmadığım bir çok anı, kişi, olay çokça izlediğimden kalmıştı bende, hiç kimseyi, hiç bir anıyı unutmamıştım. Koca bir çocukluk yatıyordu beynimde, 21 yaşım da dahil olmak üzere ondan öncesi hep çocukluktu.

En az 20 yıl geçti çocukluğum biteli, bunları söylemek artık çok boş geliyor bana, altı bomboş gibi ama haklarını yiyemem hiçbir anımın, hepsi benim bir parçam, onlar benim hayatım, bu benim hayatım. Şu an bu andayım. Biraz daha hatırlamaya devam edeceğim.

Güle eğlene ikindi yemeğimizi yemiştik, annem de artık sinirli değildi, babamı görünce bütün yüzü yumuşardı, gülerdi, çocuklaşır, kalbindeki aşk yüzüne yansırdı. 20'li yaşlarının başlarında evlenmişlerdi, şimdi ise 20'li yaşlarının sonlarındaydılar. Kötü bir aile değildi ailem, kötüden kastım sevgisiz bir aile olmadıklarıydı. Çocukken özellikle de o sofrada annemin o kalbinin, sevgisinin ve yaşadığı hayattan aslında mutlu ve hoşnut olduğunun göstergesi olan o gülüş beni emin kılar, babama en değerli varlığıymışçasına bakardı, hiç unutmadıklarımdan biri de o ikindi yemeğindeki bakışıydı, ne kadar da melek bir kadın olduğunu düşünmüştüm yediğim o mutlu lokmalarda. Öyle de yaşamıştık.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 21, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

CEMALWhere stories live. Discover now