3-Cima eylemeye saniyeler kala edilen ihanet

Start from the beginning
                                    

"Ben dokuz ve onuncu sınıfları halledeceğim. Sende on bir ve on ikinci sınıfları hallet." Başımı sallayıp bilgisayara döndüğümde "Nasıl yapılması gerektiğini biliyorsun. Derste öğrettim."diyerek laf soktu. Zaten bildiğimiz şeyleri ne kadar öğretmiş oluyordu orası bir muammaydı. Gözlerimi devirmemek için kendimi tutup işime odaklandım. On birinci sınıflarda ilk bizim sınıfın listesini çıkarırken bir şey dikkatimi çekti.

Yoongi bana Jihyo'nun doğum günü partisinin bu cumartesi olacağını söylemişti. Yani 21 Kasımda.
Ama Jihyo'nun doğum günü Eylüldeydi. Çoktan geçmiş bir doğum gününü neden kutluyordu? Bir süre hiç bir şey yapmadan öylece ekrana baktığım için hocanın dikkatini çekmiştim. "Taehyung."dedi merakla.

"Pardon dalmışım."diyip hemen geçirmeye devam ettim bilgileri ama az önce öğrendiğim bilgi şüphelerimi daha da ortaya çıkardı. Saçmaydı zaten! Jungkooklar kendi gruplarından başka kimseyle takılmazlardı. Ne yapacaklarsa da birlikte yaparlardı. Birden herkesi davet edecekleri yalandan bir doğum günü partisi düzenlemeleri şüpheliydi. Hem de fazlasıyla şüpheliydi.

Bilgisayar odasındaki işi bitirip sınıfa çıktığımda edebiyat dersi vardı. Resmen iki dersimi heba etmiştim bu siktiri boktan iş için ama işime yaramıştı. Seokjin hoca göz ucuyla bana bakıp dersi anlatmaya devam ederken yerime oturdum.

"Neden bu kadar uzun sürdü?"diye sordu Yoongi. Bakışları Seokjin hocadaydı. Bende hocaya baktım. Hocanın gözüne batmak istemiyordum. Gerçi o benim gözüme fazlasıyla batmıştı son olan olayda.

"Dosyaları düzenletti hoca. Anam ağladı." Yoongi anladığını belirten bir baş sallamasıyla dersi dinlemeye döndüğünde bende odaklanmaya çalıştım ama her defasında aklıma Jungkook ve arkadaşlarının ne haltlar yediği geldiğinden odaklanamıyordum. Seokjin hocaya bile sözünü geçirebiliyordu. Böyle bir şeyin mümkün olması gözümün seğrimesine sebep oluyordu.

Son ders bittiğinde okulun bitiş zili çaldı ve heyecanla ayağa kalktım. Ne kalmam gereken bir ceza vardı ne de orada burada oyalanmamı gerektirecek bir işim. Günler sonra ilk defa eve erkenden gidecek olmanın heyecanını yaşıyordum. Eve gidip pijamalarımı çekerdim sonrada yatağıma uzanıp gecelere kadar film izlerdim. Yoongi kitaplarını çantasına koyarken göz ucuyla bana baktı. Ben çoktan hazırlanmıştım bile ama Yoongi fazla yavaş hazırlanıyordu. Sınıfın yarısı gitmişti çoktan. "Hadi Yoongi!"

"Sen beni bekleme, git."dedi çekingen bir şekilde. Kaşlarım çatıldı.

"Neden?"

"Bir randevum var." Gözlerim kocaman açıldı. Şaşırmıştım çünkü bana bundan hiç bahsetmemişti. Göz ucuyla Jimin'e baktım. "Onunla değil."dediğinde durumun daha ne kadar garipleşebileceğini merak ediyordum.

"Üst sınıflardan Namjoonla." Gülümseyen yüzüm anında solarken Yoongi'de bunu fark etmişti. Bu da planın bir parçası mıydı? Neden birdenbire Jimin Yoongiyle anlaşmaya karar verdikten sonra Namjoon ile Yoongi randevuya çıkıyordu? Ulan amına koyim bunlar benim arkadaşımdan ne istiyordu?

"Yoongi-"

"Bak işte o da geldi!" Yoongi yanımdan geçip Namjoon'a doğru ilerlerken olduğum yerde öylece kalakalmıştım. Sınıfa yeni giren Namjoon ve Jungkook arkadaşlarına selam veriyorlardı. Tek tek hepsine baktım. Jimin, Nayeon, Jihyo ve Jungkook... evet o. Bana alaylı bir gülüşle bakan pisliğe uzun uzun baktım. Kafayı yemek üzereydim. Yoongi bana neden bundan hiç bahsetmemişti? Neden şu anda düşmanlarımızla gülüşüyordu?

"Biz gidelim artık."dedi Namjoon. Bir şeyler konuşmuşlardı aralarında ama ben transta gibiydim. Tek düşünebildiğim bir amaç için Yoongiye yaklaştıklarıydı. Üstelik Yoongi, Jimin'e platonikti. Nasıl olurda birden onun arkadaşıyla çıkmaya karar verirdi? Her şeyi geçtim onlar beni kaçırmıştı! İhanete uğramış gibi hissediyordum.
Saçmaladığımı fark ettim sonra. Ben ona bahsetmemiştim ki olanlardan.

High School Love •taekookWhere stories live. Discover now