54 - Paramparçayız

33.7K 1.9K 985
                                    



Not: Çok uzun zamandır bölüm gelmiyor ama neden diye sorun. Neden? Çünkü çok önemli bir bölüm. Aceleye getirilirse tadını alamazdınız. Hem gönlünüzü almak için uzun da yazdık. Word 9535 sözcük olduğunu iddia ediyor. Demek ki oku oku bitmeyecek bir bölüm. Biz de bunun şerefine oku oku bitmeyecek yorumlar istiyoruz. Gelecek bölüm eğlenceli olacak. Neden mi? Deli dolu geçen Şevval ve Ertu sahnelerine hazır olun. Çok eğlenecuğğ!

İnstagram: sehnaz.gulsenn

@aniotsmierci 'nin İpe Asılı Gökyüzü hikayesini okudunuz mu? Bence bir okuyun. :)  

 

ARIZALI

54 – Bir Çırpınış Hikâyesi


Uyanacak mı?

Yanıtı belirsiz bir suali sormuş, fakat kime sorduğunu henüz için bilememişti. Şafak sökmüş, korkutucu tepede uğultular eşliğinde bir cevap aramıştı. Karanlığın ve yalnızlığın aynı doğrultuda ilerlediği hayatını artık sevmediğinden bir an önce kurtulmayı bekliyordu.

O güneşin doğduğu küçük bir evde cıvıldayan güzel kadının sesini istiyordu yalnızca.

Uğultuların giderek rahatsız ettiği karanlık, onu itiyor bir şeye tutunması için yöneltiyordu. Ne olduğunu anlayamayacak kadar karmaşık hissediyordu.

Uğultu çoğalıyor, sarsıntılar şiddetleniyordu. Kendini bir tepenin başında yalnız hissederken şimdi de üzerine bir bina çökmüş, enkazın üstünde onu kurtarmak için bir ekip çalışıyormuş gibi hissediyordu ve bu çok can sıkıcıydı.

"Uyan artık."

Buyruğa uyarak gözlerini aniden açtı. Hemen sonra geri yumarak yanma hissini bastırmaya çalıştı. Uykudan uyandırılmıştı. Neler olduğunu kafasında tartarken, yabancı sesi tekrar işitti.

"Doğu."

Sese icabet etmek istiyor ancak gözlerini açacak gücü kendinde bulamadığından bekliyordu.

"İyi misin?"

Bu ses yabancı değildi. Çok iyi tanıdığı ve uzun bir süredir görmediği kadına aitti. Az öncekine nazaran daha ağır ve meraklı bir tavırla göz kapaklarını kaldırdı. Başında dikilen kadın hâlâ aynıydı ve ona gülümsüyordu.

"Beni korkutuyorsun, hadi bir cevap ver."

Doğu ne söylememi bekliyorsun der gibi kaşlarını çatarak kafasını salladı. Öte yandan odayı incelemeye aldı. Nerede olduğunu ve neden olduğunu hemen öğrenmeliydi.

"İyi misin?"

Kendini iyi hissetmiyordu fakat kötü de hissetmiyordu. Evet, anlamında sallayarak geçiştirdi. Zihnine düşen hatıralarla irkildi. Yoğun bakım kapısının önünde İnanç'a ulaşmak için kırk takla atmış, bir adım bile yaklaşamamıştı.

Şimdi bir hastane odasında, başında yalnızca Muazzez ile yatakta yatıyordu. Ertu, Arda, babası neredeydi?

"Hepsini ben gönderdim. Onlara kızgın olduğunu düşündüğümden uyandığın an da kavgaya tutuşmanı istemedim."

Doğu minnetle tebessüm etti. Bu gibi durumlarda aklıselim davranan tek insan bu kadındı. Üstelik zihinleri okumakta üstüne yoktu.

"Seni uyuttuktan sonra Şevval de fenalaştı. Ertu yanına gidemediğinden Arda başında bekliyor. Baban da Yavuz Abinin yanında."

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin