29 - Yanımda Kal

63.8K 3K 340
                                    


ARIZALI

YAZAR: ŞEHNAZ & GÜLŞEN

BÖLÜM: 29 ( Yanımda Kal... )

Not: Umarım beğenirsiniz. Doğu ve İnanç uzun bir aradan sonra sizlerle. Keyifli Okumalar. :) 

&&&&

Bir insan neden ısrarla dostu tarafından katledilmek isterdi ki? Üstelik bu adamın karakteri ve üslubu çok net bilinirken! Aralarında sır gibi sakladıkları mevzuu ondan gizlice anlatmasının güven kavramını yitireceği de su götürmez bir gerçekti.

Söz konusu Arda'nın küslüğü ve siniri olunca Doğu'nun güveni sarsılmıyordu. Ancak kurtulmak istediği öfkesi gün yüzüne çıkıyordu.

"İbne gibi yaşamak zoruna gitmiyor mu Arda?"

Arda bir sucuk tabağına bir de Doğu'ya baktı. "Sen açsın dostum."

Doğu bakışlarını ağır ağır İnanç'a kaydırdı. Birçok şeyi öğrenmişti. Yalnız kaldıklarında Arda'nın daha neleri anlattığı şüphesine istemsizce düştü. "Seni dövmeye açım Arda."

"Sucuklar soğuyacak dostum."

Doğu tek kaşını kaldırdı. "Ver onlara yesinler."

Arda yüzünü ekşitti. "Yemek yeme yasağı mı koyacaksın ulan?"

Doğu hâlâ hatasını bilmeyip kendini kurtarmak için konuyu değiştirmesine ayar olmuştu. "Koysam işe yarayacak mı? Mesela her şeyi anlatmaman gerektiğini anlayacak mısın?"

"Yaw sen niye benim yemeğime karışıyorsun? Mide benim göbek benim." Sucuklardan bir tanesini eline alarak kocaman ısırdı. Koca lokmayı çiğnerken sinirli sinirli söylendi. "Siz kaslarınızı sevin, ben göbeğimle mutluyum."

"Ulan senin göbeğinden bahseden kim?"

"Bana bağırma lan!" ağzı dolu dolu bağırdı Arda. Sıyrılayım derken, öfke çukuruna düşmüştü.

Doğu parmaklarını saçlarına karıştırıp avucu arasında çekti. Sakinleşmeliydi. Arda itinin kendini sıyırmak için konuyu dağıtmaya çalıştığını biliyordu. Arda'nın oyununa gelmeyecekti.

Şevval, Arda'nın elindeki tabağı alarak herkesi kahvaltıya davet etti. Bir kavgayı daha taşıyacak güçte değildi. Arda ve Doğu anlaşana kadar kahvaltılarını yaparlardı.

Ertu kavganın olmayacağını anlayınca kahvaltı masasına doğru yolunu almıştı. Geri de İnanç, Arda ve Doğu kalmıştı. Konuyu açıklığa kavuşturmadan, küslüğü bitirmeden gitmelerine razı değildi İnanç.

"Bir sakin olun, şu kavganıza son verin."

Arda alayla güldü. "Ben bu piçle neyin kavgasını edeceğim İnanç?" gözleri ağır ağır Doğu'ya kaydı. Bakmaya dayanamıyormuş gibi göz kapaklarını devirerek çevirdi.

Sabrı taşan Doğu Üzeyiroğlu ateş gibi püskürdü.

"Ulan İnanç bana bu kadar trip atmıyor piç kurusu."

Aralarındaki kavgaya son vermek için kalmış, üstüne bir de hak etmediği bir laf işitmişti. "Konunun benimle ne alakası var ya?" sesi kızgınlıkla çıkan İnanç bir çift öfkeli amberleriyle Doğu'ya meydan okudu.

"Şu kız halinle senden yemediğim tribi Arda'dan yiyorum."

İnanç hırsla püskürdü. "Belki sadece onu hak ediyorsundur Doğu." Kollarını göğsüne kavuşturarak Doğu'ya sırtını döndüğü gibi kahvaltı masasına doğru yürüdü. Arkasından birinin geldiğini duyabiliyordu ama kim olduğunu tahmin etmekte güçlük çekiyordu.

ARIZALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin