9. Bölüm "ANKA KUŞUNUN KANADINDAN SÜZÜLEN ACILAR"

27 11 10
                                    

Mavi Gri - Hayatım Leş eşNil Karaibrahimgil - Bencil

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

Mavi Gri - Hayatım Leş eş
Nil Karaibrahimgil - Bencil

🏹

"Siz insanlar," diye haykırdım, "bir şeyden söz ederken, 'bu yanlıştır, bu doğrudur, bu iyidir, bu kötüdür' diye kestirip atmadan yapamazsınız. Bu ne demektir? Herhangi bir olayın asıl nedenlerini araştırdınız mı? Bu olayı doğuran, önüne geçilmez hale koyan sebepleri arayıp buldunuz mu? Eğer bunu yapsaydınız, hükümlerinizde bu kadar aceleci olmazdınız."
-Genç Werther'in Acıları, Goethe-

🏹

Aileler vardır. Bazıları mükemmeldir. Hep iyiliğini düşünürler, senin için uğraşırlar. Bazılarının da varlığı çok belli olmaz ama arkanı döndüğünde sırtını yaslayabileceğini bilirsin. Benim ailem bunların dışındaydı. Ailem beni geçin, kendileriyle bile ilgilenmiyordu ki.

Şimdi de o ailenin bir ferdi olan annem karşıma geçmiş benimle ilgileniyordu. Sanki bu zamana kadar ilgilenmiş gibi. Gözlerimi sinirle gözlerine diktiğimde bana gülerek karşılık verdi.

Yaklaşık yarım saattir karşısında oturmuş neden geldiğini sorguluyordum ama elimde hiçbir şey yoktu. Rolüne iyi çalışmıştı.

Bana gülümseyerek yanında oturan Nevra'ya döndü. Gözlerimi devirip kafamı geri attığımda Efe'nin koluna çarptım. Başımı ona çevirip baktığımda göz göze geldik. "Anneni biraz daha tuhaf beklerdim ama şu an gayette mükemmel." Kaşlarım çatlıdığında alnımı çenesine vurdum. Sırıtarak geri çekildiğinde Arda'nın dikkatini çekmiştik.

Kahvelerine, ne oldu, der gibi baktığımda kolumu tutup beni Efe'den ayırdı. Kaşalarım bu kez şaşkınlıkla havalandığında beni yanına oturtup elini belime sardı. "Rahat durun." Somurttum. "Sen onu Efe'ye söyle." Kafasını bana çevirse de yüzüne bakmadım. Belimdeki elini tutumunu sıkılaştırdığında yüzüne döndüm. Lanet olsun! Çok yakındaydı. Kalbim göğüs kafesimi döverken yutkundum. Gözleri kısılırken aramıza annemin sesi girdi. "Verdacığım sen bizim kızın kusuruna bakma. Edep, adap öğrenemedi. Olmayınca olmuyor."

Kafamı hızla ona çevirdiğimde içime bir korku yayıldı. Burada yapmamalıydı. Kendini de beni de rezil etmemeliydi. Derin bir nefes alıp bu anın gerçekleşmemiş olmasını diledim. Lakin Tanrı bana bir kez daha sırt çevirdi ama şaşırmadım. Alışmıştım artık.

Verda Teyze yerinde kıpırdarken Arda'nın belimi saran parmakları gerildi. Ona dönmek istesem de annemin ağzının durmayacağını bildiğim için kendimi frenledim. "Canım, genç onlar. Ayrıca gördüğüm kadarıyla Nefin oturmasını kalkmasını bilen biri. Arda da bahsetti biraz. Bence bir problem yok. Çocuklar iyi olsun da gerisi önemli değil."

Kaşlarım çatılırken Verda Teyzenin beni anneme karşı korumasına mı üzülsem Arda'nın benim hakkında söyledikleri şeyleri merak mı etsem bilemedim. Kafamı ona çevirip baktığımda yüzüme bakmadı ama gözbebekleri sürekli hareket ediyordu. Ağzımın içindeki eti ısırıp gözlerimi önüme çevirdiğim sırada Arda'nın telefonuna bildirim geldi. Yerinde biraz hareketlenip telefonunu cebinden çıkardı. Kendimi bakmamak için zorlarken gözlerimin bir anlık kaymasıyla Melis ismine denk gelmem bir oldu.

GÜNIŞIĞI SERİSİ - 1 PERESTİŞKde žijí příběhy. Začni objevovat