6.BÖLÜM "SERZENİŞ"

18.8K 352 46
                                    

Sonbaharda aylarca dalında misafirlik ve dostluk yaptığı ağaçtan acımasız rüzgar tarafından koparılıp kaldırıma düşmüş yaprak gibi titriyordum. Onunda benimde sonumuz meçhuldü. Doğrusu onun sonu o kadarda meçhul değildi.

Büyük ihtimal ayrıldığı ağacın hasretiyle yanıp tutuşacak, oradan oraya savrulacak ve sonunda toprak ana tarafından doğada yok olacak diğer bütün yapraklar gibi unutulacaktı.

Aradan geçen soğuk ve kötü günler sonunda ilkbahar gelecek ve ağaç yeni yapraklara sahip olacak, yaprağın yokluğunu hissetmeyip varlığına devam edecekti. Kendimi bu döngüdeki yaprağa benzetiyordum.

Ailemi ağacın dalına ve ağacı dünyaya benzetiyordum. Acımasız ve sert rüzgar önce beni ailemden - dalımdan - sonrada dünyadan - ağaçtan - ayıracaktı. Ölümler - ağaçtan ayrılan yapraklar - olduğu gibi yeni doğan bebekler - yeni açan yapraklar - da olacaktı ve bu düzen kıyamete kadar böyle devam edecekti.

Sonum meçhuldü bana seni öldürmeyeceğim kölem olacaksın demişti. Yaşamak sadece bedenen dünyada bulunmak değildi. Yaşamak bedenen ve ruhen yaşamak demekti. Bedenimi öldürmeyebilirdi ama ya ruhum. Ruhum ölünce yaşamışmı sayılacaktım.

Düşünmeden sadece bir anlık öfke ve kinle kalkıştığım işler büyük bir çığ olup üzerime düşmüş ve bende o çığın altında kalmış yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide ölüm kalım savaşı veriyordum.

Önce hiç düşünmeden boyumdan büyük işlere karışmış yapamayacağımı bile bile bir adama para karşılığı bir fahişe gibi kendimi pazarlamıştım. Eğer o gece kusup bayılmasaydım çok fazla ileriye gidemeyecek ve adama vazgeçtiğimi söyleyip evden ayrılacaktım.

Ben bu değildim. Yapamazdım. Tanımadığım, sevmediğim, aşık olmadığım bir adamla birlikte olamazdım.

Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak.

Halimi bu deyimden daha iyi anlatan bir şey olamazdı herhalde. Abimden, işkencelerinden kaçarken Azere yakalanmıştım.

Saatler önce sarfettiği bir kaç yakıcı sözle birlikte uzun bir araba yolculuğundan sonra dağ başında dört bir yanı ormanla çevrili olan gösterişli ve adeta şatoyu andıran bir eve, tamda kuş uçmaz kervan geçmez dedikleri bir yere getirmişti beni.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
KANLI VİSAL ~ TARUMAR ~ (Zoraki Aşk) Where stories live. Discover now