10.BÖLÜM "İTİRAF"

Start from the beginning
                                    

"Yürü." Deyip bir anda kolumu kavradı.

"Bırak kolumu!" Söylediğim şeyi umursamadan beni odadan çıkardı.

"Bırak kolumu yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım." Göz ucuyla bana baktı.

"Bağır, umurumda mı zannediyorsun? Babandan mı korkacağım?" Diye sordu, gözlerinin içi öfke doluydu resmen. Ona hiçbir şey diyemezken çekiştirmeye devam etti.

Hastaneden çıkınca zorla arabasına bindirdi ve kendisi de bindi. Sessizliği beni korkutmaya başladı. Direksiyonu tutan parmakları bembeyaz olmuştu. Önüme döndüm.

Özgürlüğe bu kadar yaklaşmışken yeniden onun evine dönüyorum. Peki ya babam? Ona ne olmuştu? Neden biz o odadan çıktığımızda etrafta değildi? Oysa doktorun odasının önünde kontrol için duruyor olması gerekiyordu.

Evin önüne gelince gözlerim doldu. Bu arabadan inmek istemiyorum. Hem de hiç istemiyorum ama Yiğit yine kolumdan tutup zorla indirdi beni.

"Yeter artık bırak kolumu acıyor!" Söylediğim şey umurunda olmadı. Evden içeriye girince resmen sürükleyerek beni üst kata çıkardı. Odaya girince beni ileriye doğru iterek kolumu bıraktı. Şimdi yalan söyleme sırası.

"Babamı orada göreceğimi bilmiyordum. Görünce..." Devam etmeme izin vermeden bağırdı.

"Yalan söyleme!" Diye tısladı, öyle bir bakıyordu ki korkmadan edemedim, birkaç adım geri giderek yine ondan uzaklaştım.

"Sen kendini çok mu zeki zannediyorsun? Babanın doktor kontrolü olduğu gün bir anda hasta oldun öyle mi?" Cevap vermek için dudaklarımı araladım ama yine bana engel oldu.

"Ben sana rahat durmazsan cezasını çekersin dedim. Sen ne yaptın peki? Rahat durmadın."

"Yiğit..." Yine devam etmeme izin vermeden gözlerini üzerimden çekti ve cebinden telefonunu çıkardı. Ne yapacak diye beklerken telefonu kulağına götürdü gözlerimin içine bakarak konuştu.

"Aldınız mı adamı hastaneden?" Kaşlarımı çattım. Karşısındaki kendisine cevap vermiş olacak ki yeniden konuştu.

"İsmi Mehmet." Gözlerim irileşti ve öylece donup kaldım. Babamdan bahsediyor. Ellerim titremeye başlarken gözlerimin içine bakarak devam etti.

"İyi, halledin bir şekilde." İşte bu cümleyle dizlerimin bağı çözüldü. Bir anda vücudum buz kesti. Telefonu kapatmadan ona yaklaştım ve yakalarından tuttum.

"Sakın!" Dedim dişlerimi sıkarak ve devam ettim. "Sakın babama dokunma! Yemin ederim seni kendi ellerimle öldürürüm!" Gözlerini gözlerimden çekmedi.

"Dediğimi yapın." Dedi ve telefonu kulağından indirdi. Gözyaşlarım akmaya başlarken onu tehdit etmeye devam ettim.

"Yapamazsın bunu!" Dedim, elindeki telefona vurdum. "Ara! Yeniden ara! Bıraksınlar babamı! Yalvarırım ara!" Dedim ve ağlamaya başladım. Umurunda olmadığımı fark edince gücümün yettiği kadar göğsüne vurarak konuştum.

KURALSIZ | KİTAP OLDUWhere stories live. Discover now