3. Bölüm: "Kukla"

197 22 447
                                    

Oy verip yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen.

3. Bölüm: "Kukla"

Bir oyun oynanıyordu. Günahkarların avlandığı bir oyun.

Bu oyun uğruna birçok can hiçe sayılıyordu, masumlar arada kaynıyor, seçilenler tek tek avlanıyordu. Oyun kurucu kimdi bilmiyordum. Ben hangi taraftaydım bilmiyordum. Masum muydum, günahkar mı bilmiyordum. Tek bildiğim bu oyunda sadece bir oyun kurucu, bir günahkar ya da bir masum olmadığı. Bu oyunda bir de kukla vardı. Ve tek emin olduğum o kuklanın kendim olduğuydu.

Bir katilin kuklasıydım. Beni kullanıyordu, benimle oynuyordu. Her an peşimdeydi ve bir gün sıranın bana geleceğini biliyorum, o gün geldiğinde kim olduğumu anlayacak mıydım? Günahkar mı olacaktım yoksa her şeye rağmen masum kalmayı başaracak mıydım? Bilmiyordum. Onca bilinmezin içinde tutsak kalmıştım.

Bir kuklaydım. Ve bir gün iplerimi tutan kişi o ipleri boynuma dolayacaktı. Ben bir günahkar olarak Tanrının huzuruna çıkacaktım. Jennifer'ı o partiye çağırarak günahkar olmayı göze almıştım çünkü o gözden çıkaracağım biriydi. Birileri için başka birilerini harcamak günah sebebi ise tarafım belliydi. Ben günahkardım ve aynı zamanda bir kukla.

Onun kuklası olmayı kendim istememiştim; kollarımda, ellerimde, ayaklarımda iplerle kontrol edilmeyi istememiştim. Birini öleceği yola itmek istememiştim. Ama... Ailemi korumak istediğim bir şeydi. Taylor'un hayatı mı yoksa Jennifer'ın kendi tercihi ile ölüme gitmesi mi önemliydi? Taylor'u seçtim. Ve Jennifer o partiye gelerek ölmeyi seçti. Benim tek görevim onu çağırmaktı. O ise kendisi için önceden belirlenen kaderi yaşamak için daha önceden yazılan rolü oynadı.

Yedi numara oydu. İstesem de onun kaderinin önüne geçemezdim ama Taylor'un sırasını değiştirebilirdim. Ve yaptım. Notta yazdığı gibi Jennifer'ı o partiye getirdim. Şimdi neden vicdan azabı çekiyordum ki.

Belki de ölümünün bu kadar korkunç olması beni etkilemişti. Evet evet kesinlikle korktuğum için olmalı. Çünkü kesinlikle pişman değildim. Yine olsa yine Taylor'u seçerdim. Ama bana gelen notta başka bir çıkış olsaydı da yapmaktan çekinmezdim. Tek yol Jennifer'ı gözden çıkarmaktı. Peki bu beni katil yapar mıydı?

Düşünceler zehirli birer sarmaşıktı. Zihnimin kıvrımlarında sinsice kıvrılıp beni ele geçirmeye çalışıyordu. Zaman tik toklar eşliğinde ilerlerken, şeytanın zihnindeki saat daha farklı işliyordu. Onun saati zamanı geldiğinde 'gong' diye değil 'kan' diye inletiyordu çevresini. Akrep de yelkovan da ona çalışıyordu. Benim zehirli sarmaşığım olan düşünceler, onun akrebi önünde diz çöküyor yelkovanına adeta tapınıyordu. Onun düşünceleri zehirliydi ve benim zehrim onu güçlendirmekten başka bir işe yaramıyordu.

"Sen benim Tanrıçamsın,
Avımı önüme sunacaksın,
Vakti geldiğinde Tanrıçam,
Saçlarındaki kandan arınacaksın!"

ŞEYTANI UYANDIRMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin