6.

654 67 17
                                    

Herkese miribaaaaa^.^
Mark bütün NCT üyeleriyle (Haechan dışında kkkkk) sarmaş dolaş ve hepsine oppa gözüyle bakıyo ve bir güzel eğleniyo da...
Neden Hyuck'a böyle davranıyo diyorum sonra yüce Makkı'nın "ÇÜNKÜ SEN HAECHAN'SIN" deyişi aklıma geliyo ve susuyorum....
🤦‍♀️
************************************
"Senin yüzünden ilk defa buralara düştüm." Hyuck kafasını demirlere vurarak söylenmişti.
Mark kaşlarını çatıp "Ha?!! Pardon ya ben hep düşüyorum ya buraya!!!
Sabır ya" demişti.

Hyuck kafasını Mark'a çevirip "Sana olay çıkart demedim ben. Sadece o çocuğa yardim edip onların elinden kurtarıcaktık." Tıslamıştı.

"Ne yapsaydım? Herif sana yumruk atınca wao bir tane daha patlat ben burdan izliyorum mu deseydim?
Yada çekirdek alıp bir köşede oturup izlese miydim?" Mark ayağa kalkıp Hyuck'a doğru gitmişti sinirle.

"Şey... lütfen kavga etmeyin. Hepsi benim yüzümden gerçekten çok üzgünüm..." Bir köşede oturan çocuk ağlayarak konuşmuştu.
İkili kavga etmeyi bırakmıştı. Donghyuck çocuğun yanına gidip saçlarını karıştırdı.
"Sorun değil. Kendini bu kadar üzmemelisin. Sil bakayım göz yaşlarını ve güzlece gülümse tamam mı?" Demişti.

Mark çocuğun yanına gidip kolunu onun omzuna atmıştı.
"Donghyuck hakl.." sözü yarıda kalmıştı çünkü babasının bağırması sebep olmuştu.

"ÇOCUKLAR???!!! Aman tanrım iyi misiniz?"

Taeil ve Johnny çocuklarını orda görünce daha çok kötü olmuşlardı.
Yanlarındaki polis görevlisi kapıyı açmıştı ve
"Çocuklar hadi çıkın." Demişti.

Donghyuck yanındaki küçük çocuğa bakmıştı. "Üçümüz de mi?" Demişti.
Polis görevlisi "Hayır sadece sen ve yanındaki uzun çocuk" demişti.
Hyuck babasına bakmıştı.
"Baba o olmazsa çıkmam ben burda tek başına korkar." Telaşlanmıştı onu yalnız başına burda bırakamazdı.
Taeil oğlunun bu söylediğine şaşırmıştı.
Taeil "Hyuck sakin ol bebğim. Polis bey o çocuğu da çıkara bilir miyiz?" Demişti.
Polis kafasını hayır anlamında sallamıştı.
"Büyükleri gelmeden çıkaramayız. Zaten onlarda burda merak etmeyin." Demişti.
Mark Hyuck'un kolunu tutup babalarının yanına götürmek için adım atmıştı ama durup arkasındaki çocuğa bakıp "Korkmatamam mı? Biz seni dışarıda bekliyor olucaz." Demişti.
Çocuk kafasını sallayıp gülümsemişti.
Donghyuck çocuğa sarılıp babasının yanına gitmişti.
Dördü de ordan ayrılıp dışarı da bir yere oturmuşlardı.

Johnny "pekala biriniz bize neler olduğunu anlatacak mı?" Demişti.
Taeil de katılmıştı ona ve gerçekleri oğlundan ve Mark'tan bilmek isyiyordu.
Tabikide onlara polisler gördükleri kadar bir kaç şey anlatmışlardı ama bu yeterli değildi.

Mark saçlarını karıştırıp "Donghyuck'la markete gidiyorduk bir kaç yiyecek birşeyler almak için. Yolda bir kaç adamın o çocuğu sıkıştırdığını gördük. Öylesine çekip gidemezdik bizde olaya karıştık işte. Onlara çocuğu rahat bırakmalarını söyledik ama onlar kabul etmeyip bize doğru geldiler. Birisi Donghyuck'un karnına yumruk atınca bende onu benzettim sonra işte polisler geldi ve burdayız. " herşeyi kısaca anlatmıştı.
Taeil hızla ayağa kalkıp oğlunun yanına gidip karnına bakmaya çalışmıştı çünkü oğlu buna izin vermiyordu.
Taeil kızarak "Ciddi bir şey olabilir Hyuck derhal elini çek." Demişti.
Hyuck oflayıp ellerini çekmişti.
Karnı yavaşça morarmaya başlamıştı ve Taeil nerdeyse ağlayacaktı.
"Hastaneye gidiyoruz hadi." Demişti.
Hyuck "Baba birşeyim yok ağrısı bile yok. Lütfen sakin olur musun?" Demişti.

Johnny Taeil'in sırtına dokunup "Lütfen sakinleş." Demişti.
Taeil ilk defa böyle bir şey yaşadığı için ne yapacağını bilmiyordu.
Taeil gözlerini kapatıp "Seni hergele bir an bile yalnız bırakılmaya gelmiyorsun." Şakadan kızmıştı oğluna.

Şuan sakin olmalıydı çünkü oğlu yeterince yorgundu.
Hem Johnny hem Taeil oğullarına sıkıca sarılmışlardı.
Johnny "Eğer bir daha böyle bir şey görürseniz olaya karışmak yerine polisi arayın yada bizden birisini tamam mı?" Demişti.
Mark ve Hyuck kafa sallamışlardı.
İkiside yorgun hissediyordu ve güzel bir uykuya ihtiyaçları vardı.
"Merhaba. Sizler Benim oğlumu kurtaran kişilersiniz değil mi?"
Yanlarına gelen iri adamla bakışları ona dömüştü. ilk başta anlamasalar da yanlarına gelen çocukla babası olduğunu anlamış ve ayağa kalkmışlardı.

Taeil ve Johnny  çocuğun babasıyla konuşmaya başlamıştı ve mutlu olduğu yüzünden belli olan çocuk da Kendini tanıtmak için Mark ve Donghyuck'un önünde eğilip "Her  şey için çok teşekkür ederim. Ben Chenle. Babamın işleri yüzünden Çin den Koreye geldik." Demişti.

Cehnle kendinizinki tanıtmadığını anladığında hemen tanışmak için çıktığı gibi onu kurtaran ikiliye tanıtmıştı kendini.

Donghyuck Chenle'ya sarılıp "bende Donghyuck. Seni tanıdığıma çok sevindim." Demişti.
Mark gülümseyerek "Bende Mark. Tanıştıgımıza memnun oldum." Demişti.
Chenle'nun babası  "Çocuklar siz olmasaydınız oğlumun başına gelecekleri düşünmek bile istemiyorum. Herşey için çok teşekkür ederim." Demişti.
Mark ve Donghyuck utanmış ve
Eğilmişlerdi ama Chenle'nun babası buna izin vermemişti.
Taeil ve Johnny oğullarıyla gurur duyuyorlardı.
Chenle ve babası her ne kadar israr etseler de arabaları olduğu için kendileri gideceklerini söylemişlerdi.

Mark kafasını cama yaslayıp gözlerini kapatmıştı taki elinde hissettiği sıcaklık yüzünden gözlerini açmıştı.
Hyuck ona sevimlice bakıp "herşey için teşekkürler Mark."Demişti.
Mark kalbinin hızlanmasını durduramamıştı.
Gülümseyerek "Sorun değil baş belası." Demişti.
Hyuck gülümseyip elini çekmişti ve kafasını geriye atıp gözlerini kapatmıştı.

Mark eline bakmıştı. İtiraf etmeliydi ki elindeki sıcaklık kayb olduğu için üzülmüştü.
Johhny aynadan herşeyi görmüştü. Mark babasının ona baktığını gördüğün de şaşırmıştı ama babasının ona gözleriyle sorun olmadığını söylemişti.
Mark gülümseyerek başını tekrar cama yaslamıştı.

Johnil family Where stories live. Discover now