2.

886 84 16
                                    

"Çocuk musun sen?
Senin yüzünden uykumdan oldum."
Sabah sekiz olmadan Hyuck bahçeye çıkıp köpeğiyle oynamaya başlamıştı.

Fazla ses yaptığından Mark uykudan uyandığı gibi pencereyi açıp yaramaz çocuğa bağırmıştı.

Donghyuck sabır dileyip " Ya sen ne gıcık birisisin ya." Demişti.

Mark kaşlarını yukarıya çıkarıp sonra çatmıştı.

Donghyuck "Şimdiden kaşlarını çok çatıyosun ve eminim iz kalıcak çabuk yaşlanmaya başlicaksın kkkkk." Demişti.
Aslında bunu biraz da olsun ortamın yumuşaması için yapmıştı.

Mark duyduklarıyla gülümsemişti ama tekrar çatmıştı kaşlarını.
"Bak çocuk. Uykum var ses yapma yoksa oraya gelirim ve iyi şeyler olmaz." Dediği gibi hızla pencereyi kapatmıştı.

Donghyuck bir şey demek istemişti ama kapatılan pencereyle diyememişti.

Johnny yukarıya çıkıp kapıyı tıklamıştı.
"Evet?"
Johnny oğlunun bu saat de asla uyanık olmayacağını biliyordu. Şaşırarak kapıyı açıp "Ben seni pataklayarak uyandırmaya geliyordum ama sen uyanmışsın." Deyip kapıyı kapatmıştı.

Mark aynaya bakmayı bırakıp "Yaramaz çocuk yüzünden uykumdan oldum." Mızmızlanarak yatağa attı kendini.

Johnny gülerek "Vay be. İyi olmuş artık sabahları kalkmayı bilirsin ve umarım o çocuk her sabah böyle uyandırır seni."Demişti.

Mark "BABAAA" diye bağırsa da Johnny takmadan odadan çıkmıştı.
"HEMEN ÜSTÜNÜ DEĞİŞ VE AŞAĞIYA İN." merdivenleri inerek söylemişti Johnny.
Mark yastığı alıp yüzüne bastırıp bağırmıştı.

Donghyuck mutfağa girip "Baba kahvaltı hazır mı?"Demişti.
Taeil kafasını sallayıp "Hadi otur kahvaltı yapıp kafeye gitmeliyiz." Demişti.
Donghyuck başını sallayıp hızla kahvaltısını yapıp odasına çıkıp üstünü değiştirmiş ve onu bekleyen babasının yanına gitmişti.
Kapıdan çıktıklarında dün tartıştıkları komşularını da görmüşlerdi.

Johnny gülümseyerek selam vermişti. Taeil şaşırsada selamına karşılık vermişti.

Mark kafasını başka yerlere çevirsede Donghyuck gözlerini kısıp saçma saçma kafasını bir yerlere çeken çocuğa bakmıştı.

Johnny bu durumdan rahatsız oluyordu ve buna son nokta koymayı düşündü.
Komşularına taraf adımlar attı ve oğlunu da kendisiyle beraber götürmüştü.
Taeil onlara doğru gelen baba oğla bakıyordu ve içinden oğlunun kaçmaması için dua ediyordu.

Johnny "Ah şey...
Nasılsınız?" Demişti.

Taeil gülümseyerek "İyiz teşekkürler siz?"

Johnny dün yaşananları geride bırakmak içinde bir adım atmıştı.
"Teşekkürler bizde iyiz.
Dün yaşananlar yüzünden hiç güzel bir tanışma yaşanmadı. Ben oğlum adına üzgünüm. " demişti.
Mark ağzı açık babasına bakıyordu.

Taeil "bende oğlum adına üzgünüm. Artık unutalım dün olanları ve güzelce tanışalım." Demişti.

Bu sefer ağzı açık kalan Donghyuck olmuştu.
Mark ve Donghyuck babalarının yol boyunca konuşup şakalaşmalarını izlemişlerdi.
Ikili bu duruma şaşırsalar da bir şey dememişlerdi.

Donghyuck "Şey bizde arkadaş olalım mı?" Demişti.

Johnil family Where stories live. Discover now