5-

13.5K 458 28
                                    

Arabanın kapısını açıp koltuğa oturdum. Arat'ta arabaya bindikten sonra elindeki poşetlerini arka koltuğa yerleştirdi. Tavandaki camı indirip saçlarımı sol omzumda topladım. Arat'ın bir kaç gün önce boynumu morartmasından sonra normale dönmeye başlamıştı ama fark edilmeyecek derecede değildi. Elimi morluğun üzerinde gezdirdim. Acıyordu. Dikkatimi saçlarıma yönlendirip aralardaki karışmış saçları ayırdım. Yüzüm normale göre solgun gözüküyordu. Kurumuş dudaklarımı dilimle ıslattım. Gözlerimin altı daha mordu ki son bir kaç gündür rahat uyuyamadığımı hatırladım.

" Güzelsin. "

Dediğinde aratın bana baktığını fark ettim. Gözlerini tekrardan yola sabitledi. Aynada gördüğüm surat ne kadar ölü gibi gözüksede aratın sözüyle kendimi buna inandırdım. Dudağımın kenarında küçük bir tebessüm oluştu.

" Şimdi aynayı kapat, dikkatimi dağıtıyor."

Demesiyle aynayı kapatıp arkama yaslandım. Arat arabanın hızını arttırıp yola devam ederken ellerim emniyet kemerine gitti. Onu yerine taktıktan sonra aratın gülüşünü fark etmiştim. Kaza yaparsak ölmek istemiyordum ki arat hızını giderek arttırırken bu ihtimal güçleniyordu.
Tekrardan önüme dönüp yolun altımızdan akıp gitmesini seyrettim. Arat aracı kenara çektiğinde geldiğimizi anlayıp arabadan indim. Villanın kapısından içeri girdimizde içeride kimse yoktu. Hiç ses çıkmayan villada içerideki hole doğru ilerledik.

" Parti olacağını sanıyordum, yani sen öyle söylemiştin. "

Dememle kapalı olan ışıklar açıldı ve içeri dolan insanlar ellerindeki konfetileri patlattılar. Ben şaşkınlık ve korku karışımı bakışlarımla insanları izlerken içeri isminin sonradan Murat olduğunu öğrendiğim çoçuk elindeki pastayla girdi. Diğer kişiler ben ve aratın etrafında yuvarlak oluştururken Murat getirilen masanın üzerine pastayı koydu. Etraftaki insanlar bir ağızdan iyi ki doğdun şarkısını söylerken Arat Murata bir süre baktıktan sonra pastanın üstündeki mumlara doğru eğildi ve hepsini tek nefeste üfledi. İnsanlar alkış fırtınası koparırken Murat Aratın omzuna elini koyup

" İyi ki doğdun."

Dediğini duyamasamda ağzını okumuştum. Diğer kişiler villanın bahçesine doğru ilerlerken bir kaç kişinin bahçenin ortasına ki havuza atladığını görmüştüm. Muratla göz göze geldiğimde bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Bir an yüzümde konfeti kalmış olabileceğini düşünsem de durum öyle değildi. Murat şaşkın yüzünü Arata çevirdi. Bir yandan parmağıyla beni gösterirken diğer yandan kısık sesiyle

" Bana onun Hazal olduğunu söyleme." Dediğinde şaşırdım. Murat yüzüme biraz daha baktı. Belkide beni birine benzetmişti ya da hatırlamaya çalışıyordu. Arat boğazını temizleyip söze girdi.

" O Hazal . "

Dediğinde yanıma kadar geldi. Elini uzatıp belime yerleştirecekti ki vazgeçip elini cebine koydu.
Murat elini saçlarını arasında gezip gözlerini Arata kilitledi. Arada sessizlik sürerken bulunduğumuz salona inen merdivenlerde Cansu olduğunu düşündüğüm kız belirdi. Gözleri Arat' ı bulduğunda üstündeki mini elbiseyi umursamadan merdivenleri hızlıca inip Aratın yanına kadar koştu. Onun yanına geldiğinde koşmayı bırakıp konuşmaya başladı.

" Gelmişsin. " Dediğinde mutluluktan ağlayacak gibi duruyordu. Yüzüne koca bir gülümseme yerleşirken gözünden bir damla yaş aktı. Arat

" Kendi doğum günümü kaçıracağımı düşünmedin değil mi? "Dedi ve dudağının kenarıyla gülümsedi. Cansunun göz yaşı yanağından çenesine doğru ilerlemeye devam etti.

" Yinede buradasın. "

Dediğinde Aratın cümlesini önemsemeden onun burada olduğunu tüm benliğiyle kabul etmişti. Cansu'nun gözünden bir damla daha mutluluk yaşı geldiğinde Aratın eliyle onun göz yaşını silmesini şaşkınlıkla izledim. Arat elini çekip tekrardan elini cebine koydu. Murat'a doğru dönüp

TUTSAKWhere stories live. Discover now