16.BÖLÜM

428 25 0
                                    


🌘

Bazen zaman hiç akmıyor gibi gelir. Sanki durmuştur ve yaşadığınız an hiç bitmeyecekmiş gibi. Böyle durumların sevdiğim anlarda gelmesini isteriz. Ama genelde bir an önce bitmesini istediğimiz anlarda bu durumu yaşarız. Kum saatinin aktığını görürüz ama hiç bitmeyecek gibidir. O anlardan birindeyim.


Alpay ameliyata gireli bir saat oldu ama sanki saatlerdir orada gibi. Ne giren oldu ne çıkan. Hepimiz bekliyoruz sadece. Bu durum beni deli ediyor. Elimden hiçbir şey gelmiyor, o içerde yaşam savaşı verirken ben oturuyorum. Annesi durmadan ağlıyor. Bende bunu çok istiyorum ama Alpay’ın daha fazla üzülmesine izin veremem.

“Alvina gel hava alalım biraz.”

“Buradan ayrılmak istemiyorum.”

“Ağlamamak için kendini sıkıyorsun. Gözlerin kızarmış, biraz daha durursan ağlarsın. Gel hadi.”

“Ya haber gelirse.”

“Batu burada arar.”

Ulaş ilgisini fazla gösteren biri değildi. Bu davranışı Batu’dan beklerdim açıkçası. Boş bir bank bulup oturduk.

“Ne düşünüyorsun?”

“Hangi konuda.”

“Ameliyat sonrası ne yapacağın hakkında.”

Benim gibi ameliyatın kötü geçeceğine ihtimal vermemesi iyi hissettirmişti.

“Onu seviyorum Ulaş. Hem de çok. Yoksa bu 2 yılda onu unutabilirdim. İkimizde çok acı çektik. Bu durumu uzatmak istemiyorum. Ama hemen eskisi gibi olamayacağımızı da biliyorum.”

“Buraya dönerken en büyük endişem o acı çekmemiş gibi davranmandı. Abinin böyle düşünmesi … Bilmiyorum en iyi o anlar sanmıştım.”

“Beni hiç öyle görmemişlerdi.”

“Nasıl?”

“Alpay öğrensin istemiyorum. Zaten kendini suçluyor.”

“Merak ediyorum Alpay’ın yerinde olsan ne yapardın?”

“Onu suçlamamamın nedeni bu. Bilmiyorum açıkçası. Ama sanırım onun yaptığını. Sen?”

“Alpay’ı gitmeye ikna eden benim.”

“Günleri nasıldı? Tek başınaydı. Bazen etrafında insanlar olsa bile tek başına hissedersin. Böyle hissettiğine eminim.”

“Hem sana olan özlemi hem kemoterapi … Çok zordu Alvina. Acının dayanılmaz olduğunu her hissettiğinde Vera derdi. Fiziken yanında olmasan da hep vardın. Gidelim istersen.”

“Olur.”

Bu durum çok zordu. Acı çekmişti ve ben yoktum. Evet bende acı çekmiştim ama ondan nefret etmem için bir fırsatım vardı. Oysa benim için savaşmıştı.

Ameliyathanenin önüne geldiğimizde bir asistan koşarak çıktı.

“Ulaş bir şey oldu.”

“Sakin ol gel.”

“Abi ne oldu?”

“Bilmiyorum güzelim, öğreniriz.”

Katta Sevgi’yi gördüm.

“Sevgi!”

“Alvina. Bende yanına geliyordum.”

“İzleme odasına girip duruma bakar mısın? Biri aceleyle çıktı. Ya bir şey olduysa?”

Ağlamamak için olan direncim bitmişti. Biraz daha konuşursam titreyen dudağıma gözyaşlarım eşlik edecekti.

“Kanka sakin ol, otur gel.”

“YETER! BANA SAKİN OL FALAN DEMEYİN. NASIL OLABİLİRİM? NASIL?”

Yere çökmüş Sevgi’nin çıkmasını bekliyordum.

“Prenses ne oldu? İyi misin?”

“Kal-kalbim sıkıştı.”

“Kendini çok sıktın bırak gözyaşlarını.”

Gözyaşlarım bunu bekler gibi akmaya başlamışlardı. Barlas’ın göğsünde ağlıyordum. Kalbim daha iyiydi. Sevgi sonunda çıkmıştı.

“Kan gerekmiş o yüzden çıkmış asistan.”

“Başka bir şey olmamış dimi?”

Tedirginlikle yüzüme baktı.

“Sevgi lütfen. Bilmeye hakkım var.”

“Kanser beklenenden daha fazla alana yayılmış.”

Ellerimle yüzümü kapatıp hıçkırmaya başladım. Olamazdı. O iyileşecekti. İyileşmek zorundaydı.

“Alvina bana bak.”

Abim omzundan sarsıyordu. Zorla ellerimi yüzümden çekti.

“Güçlü olmalısın. O herif oradan çıkacak. Çıktığında seni böyle görmemeli.”

“Çıkacak değil mi?”

“Çıkacak.”

Herkesin morali daha da düşmüştü. Esma Teyzeye sakinleştirici yapmışlardı. Ameliyat başlayalı 3 saat olmuştu. Yeni bir haber alamamıştık. Uzatılan tostla kafamı kaldırdım.

“İstemiyorum Sarp.”

“Sabahta bir şey yememişsin. Onun ameliyat sonrası sana ihtiyacı olacak. Yiyip güçlü kalmalısın.”

“Şuan yesem bile çıkartırım. Zorlama lütfen.”

“Bana nasıl yalan söylersiniz Ulaş?”

Ses yabancıydı. Başımı çevirdiğimde paketi kafeye bırakan sarışın çocuk olduğunu gördüm. Alpayların arkadaşı olduğunu kesinleşti.

“Özgür sakin ol. Yalan söylemedik. Doktor ameliyatı erkene çekti. Arasaydık bile ameliyat bittikten sonra gelebilirdin.”

“Erken geldim Allah’tan.”

İleri bakınca ona bakan beni gördü.

“Alvina?”

“Evet?”

“Tanışmadık ama seni tanıyor gibiyim. Alpay o kadar çok anlattı ki.”

“Memnun oldum.”

“Seni burada bulamamaktan korkmuştum. Onu affetmezsin diye.”

“Affetmedi zaten.”

“Sen kesin büyük abisin Ömer olan.”

“Nasıl anladın?”

“Sana en düşkün olanın o olduğunu söylemişti.”

Alpay ona ben ve benimle ilgili şeyler hakkında bir sürü şey anlatmış olmalıydı. Ona odaklanmaya bırakıp terasa çıktım. Etrafı izlemeye başladım. Çimleri ıslatan fıskiyeleri görünce tebessüm ettim

KIRIK KALPLERİN PARÇALARI (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now