Üniversitede bir gece

1.1K 88 151
                                    

Merhabaaaaaaaa))

Sanırım yazmaya devam edeceğim)))

Neyse hemen bölüme geçelimmm))))

Girdiğim trans benzeri o şeyden çıktığım zaman artık gitmem gerektiğini fark etmiştim fakat kapının kapalı olduğunu anladığımda kabullenemeyip ard arda kapı kolunu kırarcasına açmaya çalışmıştım. Ne çare ki açamayacağımı kabul edip olduğum yere oturuvermiştim. Sonra orada oturmamın ne kadar saçma olduğunu fark edip kalkıp camın kenarına oturmuştum. Evet bana oracığa oturmamın ne kadar saçma olduğunu fark ettiğimde aklıma yardım istemenin gelip gelmediğini sorabilirsiniz ama tüm yapabileceğimi yapmıştım zaten. Öncesinde etrafta birilerinin olmasını umarak dışarıya seslenmiştim fakat kimsenin olmadığına kanaat getirdiğimde aklıma bir tek gidip de cama oturmak gelmişti. Okul idaresini de arayamıyordum çünkü bende telefonları yoktu ve şanssızlık odur ki internetten de bakamıyordum çünkü henüz bu sabah en yakın arkadaşım Nazlı'nın bana sosyal medya üzerinden attığı videoya bakabilmek için son megabaytlarımı harcamıştım. Arayabileceğim başka biri de yoktu zaten.

Hayatım boyunca İstanbul'da ailemle yaşadım ve şimdi de İstanbul'da okuyorum zaten ama Avrupa yakasında. Benim yıllar önce yaşadığım yer Anadolu yakasındaydı ve açıkçası karşı yakayla da pek bir ilgim olmadı. Bu yakada hatırı sayılır arkadaşlarımın olmaması ile birlikte çevremde henüz hiçbir arkadaş edinememiştim çünkü okula daha bugün gelmiştim. Ailemi yine de arayabileceğimi düşünüyorsanız o da olmaz. İnsanlar beni okuldan almaya onca yol mu gelsin? Hoş zaten artık burada yaşamıyorlardı çünkü geçen sene Bilecik'e taşınmışlardı. Neden geri kalan ömürlerini orada yaşamayı seçtiklerini bilmiyorum da aslında ki özel bir nedeninin olduğunu da sanmıyordum. Sanırım babamın yıllardır yatırım amaçlı almaya çalıştığı evlerden birini orada bulmuştu ve "Bundan sonra burada yaşamasak ne çıkar ki?" diye düşünerek annemi de alıp oraya yerleşme kararı almıştı ve ben burada kalmıştım. Tabi lisedeyken yurtta kalmıştım ama zaten önceki 2 yıl boyunca yazları her gün kışları ise haftasonları çalıştığımdan belli bir birikimim olduğundan üniversiteye geçince ortaokuldan tanıştığım en yakın arkadaşımla birlikte öğrenci evine çıkmıştık. Aynı yaşta olmamıza rağmen o üniversite ikinci sınıftı. Hayır ben mezuna kalmamıştım. Sadece lisenin başında hazırlık okumuş, İspanyolca öğrenmiştim. Hazırlıkta okumak için İspanyolcayı seçmem biraz garip gelebilir ama ortaokuldayken proje sınıflarından birine girerek Nazlı ile birlikte İngilizce öğrendiğimden dolayı başka bir dil okumayı seçmiştim ve girmek istediğim okulda da İspanyolca vardı.

Her neyse şimdi asıl konumuza geri dönelim; hala mescidde mahsurum. Ve geceyi burada geçireceğim gibi gözüküyor. Normalde olsa bunu Nazlı'ya bunu haber vermem gerekirdi ama o da henüz ailesiyle birlikte Osmaniye'de köyünde olduğundan gelmemişti ve bu durumda onu aramam saçma olurdu. Her ne kadar onunla her şeyimi paylaşsam da şimdi ona bunu söylersem yine gereksiz evham yapmaya başladır canım arkadaşcığım. Bu yüzden de bunu ona dönünce anlatmam ikimiz içinde en hayırlısıydı.

Uykum gelene kadar telefonumda oyalansam da yatsı namazını kıldıktan sonra telefonu bir daha elime almayıp Kur'an-ı Kerim'i açıp en sevdiğim surenin kendi sesimle kulaklarıma dolmasına müsaade ettim; Rahman Suresi'nin. Bir kere okuduktan sonra içimdeki sıkıntıyı alması için de İnşirah Suresi'ni okudum ve o kutlu kitabı kapatıp bir köşeye kıvrıldım. Burada uyumak benim için sıkıntı değildi çünkü yattığım yerin illa ki çok rahat olmasına gerek yoktu nitekim küçüklüğümde gittiğim birçok izci kampında da daha rahatsız zeminlerde yattığımdan pek de aradığım söylenemezdi. Ayrıca çok geçmeden de uykuya dalmıştım ve her ne kadar uyandığımda birçoğunu hatırlayamayacak olsam da anlatımlarla tabir edilemeyecek rüyalar diyarına seyahatimi gerçekleştirmiştim zaten...

Hey bir dakika! Siz hala benim adımı bilmiyorsunuz! Hemen kendimi sizlere takdim edeyim. Adım Melek. Melek BÖRÜ... Ah soyadımdan ne kadar övünç duyduğumu paylaşmış mıydım sizlerle? Zaten eğer paylaşmadıysam da şimdi paylaşmış oldum. Kendimden bahsetmek gerekirse eğer dinime, vatanıma ve milletime fazlasıyla düşkün ve elimden geldiğince dinimin gereklerini yerine getirmeye çalışan bir kız olduğumu ama yine de hepimizin eksiklerinin olduğunu bilmeniz yeterli şimdilik. Zira geri kalanını hayatımı okurken öğreneceksiniz zaten...

Veeeeee bir bölümün daha sonuna geldiiiikk.. Çok kısa yazdığımın farkındayım fakat zaten olaylar başlamadı ve ben kendimi tanıyorsam eğer ilk beş bölüm hikayeye alıştırma ve hikayeyi tanıtma üzerine gerçekleşir. Sonrasında ise asıl hikayeye başlarım.

Bu arada eğer yazım yanlışı görürseniz ve bunu belirtirseniz sevinirim:)))

Her neyse çok uzatmayayım, kendinize iyi bakın ve en sevgiliye emanet olunnnnn (tabi eğer okuyan varsa jdjdnksnlfkmglre):))))


Bir Sevda HikayesiWhere stories live. Discover now